Rüzgar gibi
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe çok iyi başladı maça. Resmen ablukaya aldı Volkan Babacan'ın koruduğu kaleyi. Zaten aradığı golü de Dusan Tadiç'in indirdiği topu bekletmeden artistik şekilde ağlara gönderen Alexander Djiku'nun vuruşuyla da erken buldular. İkinci golü bulmakta da zorlanmadı sarı lacivertliler. İrfan Can Kahveci'den aldığı topu asiste dönüştürmek niyetiyle kale içine gönderen Dzeko'nun çabası ikinci golü de getirdi defansın kendi kalesine gönderdiği topla. Üçüncü gol ise tam Szymanski'nin kalite ve yeteneğini anlatan bir vuruşla geldi. Polonyalının topu alışı, kaleye bakışı ve şık vuruşu... Muhteşemdi tek kelimeyle.
Nacizane İsmail Kartal olsam, bir maç oynatıyorsam bir maç da dinlendirerek sahaya sürerdim Edin Dzeko ve Dusan Tadiç'i. 31'de girdiği pozisyonda 34 değil de 29 yaşında olsa rahatlıkla dördüncü golünü atardı Fenerbahçe'nin. Keza, 51'de 37 değil de 33 yaşında olsa Edin Dzeko girdiği o pozisyonu golle sonuçlandırırdı kesinlikle. E, kolay değil tabi. Çünkü, iddia edilenin aksine performansla yaş arasında yadsınamaz bir ilişki olduğuna inananlardandır bu satırların yazarı.
Yani, yukarda da dillendirdiğim gibi Fenerbahçe'nin ikinci yarıda tek gol bulmasının ana nedeni bidaz da İsmail Kartal'ın gereken zamanda oyuna müdahale edememesiydi her halde. Yaşı hayli ilerlemiş iki futbolcuyla bu kadar uzun süre oynamak takımın kaçınılmaz şekilde fizik gücünü aşağı çekiyor maalesef.
Bütün bunlara rağmen iki kişilik performansla oynayan futbolcusu vardı sahada Fenerbahçe'nin. Örneğin, Sebastien Szymanski. Oyunun hiç bir anında konsantre oynamayı ihmal etmedi. Her an olması gereken yerdeydi ve tercihlerini doğru yaptı Polonyalı yıldız futbolcu.
Dolayısıyla keyif alarak oynadı, rüzgar gibi esti sarı lacivertliler ve farklı bir skorla anasının ak sütü gibi bir galibiyetle ayrıldılar dün akşam sahadan.