Jesus'un prensi!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İrfan Can Kahveci çok yetenekli bir futbolcu, bu tartışılamaz bir gerçek. Ama sporcu ahlakı, takım disiplini ve sorumluluk bilinci konularında her defasında soru işaretleri bırakıyor geride, giderek. Dün akşamki maçta ikinci golde müthiş bir zamanlamayla topu Ferdi Kadıoğlu ile buluşturması ne kadar önemli ve değerliyse, takımı 2 farkla öndeyken gördüğü gereksiz kırmızı kartta da o kadar tam bir sorumsuzluktur. Takım aidiyeti, sporcu ahlakı ve futbol aklı yeterli düzeyde olan bir futbolcu böylesi aymazlıkla takımını yaklaşık elli dakika bir kişi eksik bırakacak sorumsuzluk yapamaz, yapmamalı da. Hele de kolunda kaptanlık pazubandını taşıyorken.

Joao Pedro ile Jorge Jesus arasındaki bağ, ilişki ve güven hep manidar gelmiştir bana. Aylardır (sakat olmadığı sürece) ilk onbirde sahada yer alan Brezilya asıllı İtalyan futbolcu sayesinde bir kişi eksik oynuyor deyim yerindeyse Fenerbahçe resmen. Onun yaptığı katkıyı ikiye katlardı büyük ihyimalle alt yaş gurubunda oynayan Bora Aydınlık bu kadar süre sahada yer alabilseydi. İşte, Sayın Jesus dün akşam da Sivas'ta tam 68 dakika bu Pedro'yu sahada tuttu maalesef.

Dün akşam Sivasspor karşısında en dikkat çekici performansı bence Luan Peres segiledi. Arda, Arao, Ferdi, Rossi, İrfan Can Eğribayat ve İsmail Yüksek de ona eşlik ettiler takım aidiyeti ve futbolun gerektirdiği disiplini gözeten oyunlarıyla.

İlk gol Rossi'nin tek kişilik resitaldi deyim yerindeyse. İkinci golde İrfan Can Kahveci'nin emeği önemli ama Ferdi Kadıoğlu'nun pozisyon takibi ve çabukluğu saatlerce alkışlanacak düzeydeydi. Amma ve lakin bu golde bence asıl aktör birinci bölgede rakibin ayağından topu temiz şekilde söküp alan ve golün başlangıcında baş rol oynayan Arao'ydu. Üçüncü golde ise aslan payı Arda Güler'indi bence. Ferdi de Arda'nın yeteneğine şapka çıkardı bana göre çabukluğuyla.

YORUM YAZ