Stres ölçeği
Haberin Devamı ›
Bir gün önce ezeli rakibin puan kaybetmiş, bir hafta önce kaptırdığın liderlik tepside tekrar önüne gelmiş. Taraftarın maçın bilincinde, metrosuz stada koşmuş. Artık hakemin düdüğüyle iş sana kalmış. Çıkacak, mücadele edecek gerekli puanı alacaksın. Ancak bu beklentilerin uzağında bir Galatasaray izledik. Gaziantep önünde 3 puana ulaşırken çok zorlandılar. İlk 45 dakikada amaçsız rastgele atılan zayıf şutlar dışında hücum etkinliği yoktu. Dörtlü orta saha pas trafiğinde verimsizdi. Ne Burak’a ne Umut’a servis yapabildi. Gözler Sneijder’i aradı. Kanatlarda Olcan ve Emre oyunu rakip ceza alanına sürüklemede etkisizdi. 45 dakika boyunca Antep kalesinde tehlike yaratmaktan uzak bir takım vardı sahada. İkinci yarıda Hamza hocanın beklenen(!) Yasin hamlesi, ardından Umut’la Bruma’yı değiştirerek tek forvetli düzene dönmesi takımı hareketlendirdi. Bu bölümde Burak’la gole çok yaklaştı. Ancak Kral gününde değildi ve çok top ezdi. Galatasaray gol için yüklenip, Antep’li oyuncular yerde yatarak maçın bitmesini beklerken sahneye örnek profesyonel Hakan Balta çıktı. Takımın yılmaz evladı, işinin adamı attığı mükemmel kafa golüyle arkadaşlarını ve camiayı dördüncü yıldıza doğru taşıdı. Hakan’ın profesyonel kimliğine bu gol çok yakıştı.
Galatasaray’ın tek çaresi...
Chedjou-Melo-Selçuk-Telles de ikinci bölümde oyuna ağırlıklarını koydular. Ve üç puana emek kattılar. Ligin sonuna doğru stres ölçeği yoğun, hata kaldırmayacak maçları oynamanın zorluğunu biliyoruz. Bu tip maçlarda iyi futboldan çok netice daha önemli elbette. Ama şunu da unutmamak gerek; eğer sende büyük takımsan ve hedefinde göğsüne 4. yıldızı takmak varsa daha çok koşacaksın, daha çok isteyeceksin. Galatasaray’ın kalan haftalarda elindeki avantajı yitirmemesinin tek çaresi bu.