Şampiyonluk yürüyüşü

Haberin Devamı ›
Maçın başında Fatih Terim 4-3-1-2 düzeniyle Sneijder dedikodularına noktayı koydu. Maç içinde bu diziliş zaman zaman 4-1-3-2’ye de döndü. Hector Cuper ise ligin ilk yarısında 2-0 kazandığı maçın kopyasını Arena’da da uyguladı. Geriye yaslandı ve kontrataklarla gol aradı. Bu düzende geriye yaslanmış kalabalık önünde Galatasaray atakları etkisizdi. İlk 45 dakikaya damgasını vuran Muslera’nın (her ne kadar top Selçuk’a çarpıp filelere gitse de) kalesine attığı gol oldu ki herhalde bu vuruş ve gol literatüre girdi. Devrenin son dakikasında gelen penaltı ile Ordu 2-0’la soyunma odasına giderken oynadığı futboldan fazlasını alıyordu aslında.
İkinci yarıda Fatih Terim tribüne giderken, ruhu da sahaya inmişti adeta. Dalga dalga gelen yaralı Aslan belli ki şampiyonluk yürüyüşüne çıkmıştı artık. Ve bu inanç inanılmaz bir geri dönüş akşamını izlettirdi futbolseverlere. Bu muhteşem gecede önceliği Sneijder ve o müthiş vuruşu aldı. Bu gol Aslan’ı ayağa kaldırdı, coşturdu. Topa öyle klas vurdu ki "İşte Çilek” dedirtti. Ardından yerli malı çilekler Burak ve Selçuk sahne aldı. Selçuk’un golü de estetik dalda Oscar’ı kaptı doğrusu. Kral Selçuk 90 dakika oynadığı futbolla da attığı gol kadar alkışı hak etti. Takımını maestro gibi yönetti. Galatasaray coşmuş, Ordu dağılmıştı. Artık sahada tek bir düzen ve tribünden esen rüzgar kalmıştı.
Galatasaray ruhu
Bu ruhun temposuna ortak olan 11 Aslan’da Drogba, Amrabat, Sabri ve Gökhan Zan da öne çıkan isimler oldu. Uzun bir süre sonra stopere geri dönen Gökhan Zan’a da ayrı bir paragraf açalım. Zan, tam bir profesyonellik örneği gösterdi ve formasına kavuştuğu gün hatasız oyunuyla güven verdi. Tebrikler. Ancak bu coşkulu ve müthiş geceye Serkan Çınar’ın yönetimi yakışmadı doğrusu. Penaltıdan önce vermediği faul, tartışmalı penaltı, Umbides’e gösterdiği komik sarı kart, Drogba’ya çalınmayan penaltı gibi tartışılan kararlara imza attı. 4. Hakem Mustafa Aydın bu maçı kaldırabilecek donanım da mıydı? Yoksa Arena’da bu maç bir staj seviyesinde mi görülmüştü ? Aydın, Hasan Şaş’ı tribüne, elindeki kağıtları ve pet şişesini attı diye tribüne gönderdi, Gökhan Zan’a da itiraz ediyor diye sarı kart gösterdi. Bu pozisyonlar için söyleyeceğim tek şey : “Ey hakemler, bu hassasiyeti size eliyle koluyla dayılanan, küfür eden, üzerinize yürüyen bazı takım oyuncularına neden gösteremiyorsunuz”.
Bu tarz yönetimlerdeki standartsızlık tribünlerin gözünden kaçmıyor ve tepkiye neden oluyor. Ama her şeye karşın Çınar’ın bu yönetimi aslında Galatasaray’ı ateşleyen bir faktör oldu ve gitti denilen maç tarihi bir geri dönüşle geri geldi.