Losertaş değil; vizyonlu Beşiktaş!

Beşiktaş, ligin ardından Avrupa'da da havlu attı, Bodo mağlubiyetiyle Kasım ayında hedefsiz kaldı. Sezon başındaki yanlış kadro planlaması, daha ilk yarı bitmeden 120 yıllık camiayı mental anlamda tüketti. Geçen sezonki kadronun üzerine yapılacak 3-4 net kaliteli hamleyle her şey bambaşka olabilirdi ancak yaklaşık 50 milyon Euro maliyetli 10 transfer yapıldı, kağıttan kule ilk rüzgarda yıkıldı. Şenol Güneş sonrası geçiş sürecinde görevin Burak Yılmaz'a verilmesi çok hatalı bir karardı. Burak hoca ne kadar da iyi niyetle çalışsa, gecesini gündüzüne de katsa mevcut tabloda değiştirebileceği bir durum yok. Çünkü tecrübesi bulunmuyor. Bu görevi devraldığında kendisine hata yaptığını en başta söyleyenlerden biri de benim. Ancak Şenol Güneş'in isteği doğrultusunda böyle bir yola girildi, finali çıkmaz sokak oldu. Hem Beşiktaş hem de Burak Yılmaz yıprandı.

En doğru tercih Sergen Yalçın

Serdal Adalı, başkanlık için 3 Aralık'taki seçimde aday olduğunu açıkladı. Hasan Arat, yarışta olacak. Mevcut yönetimin futbol şube sorumlusu Emre Kocadağ'ın da Ahmet Nur Çebi'nin çekilmesi sonrası aday olması bekleniyor. Mevcut tabloda en çabuk şekilde toparlanmak için kısa vadeli planlar yapılması gerekiyor. Beşiktaş'ın, yabancı bir hocaya tanıyacak zamanı da yok. Adaylığı konuşulan 3 ismin de listesinde adı geçen Sergen Yalçın, kısa sürede toparlanmak için en pragmatik çözüm olur. Evet, Sergen hocanın son Avrupa performansı, beklentileri karşılamadı ama Slaven Bilic'in de söylediği gibi Beşiktaş için Süper Lig ekmek, Avrupa ise tatlı demek. Sergen Yalçın; takımı silkeleyip ayağa kaldıracak, taraftarı kenetleyecek, yönetime güven verecek, gerektiğinde çizgi dışına çıkıp rakip camialar ve kurumlarla mücadele edebilecek bir isim. Siyah-Beyazlı camianın şu anda bunlara çok ihtiyacı var.

Takımın yarısı gidebilir...

Yeni yönetimin devre arasını efektif bir şekilde kullanması gerekiyor. Ocak ayında, 2024-25 sezonu için adımlar atılmaya başlanmalı. Beklentilerin altında kalan oyuncular, süratle elden çıkarılmalı. Bodo maçı gösterdi ki ara transfer döneminde takımın yarısıyla yollar ayrılsa kimse şaşırmaz. Hem maddi hem de manevi anlamda güçlü bir yönetim, tüm sorunların üstesinden gelebilir. Camiaya umut olabilir. Bunun için doğru hoca ve devre arasında doğru planlama çok kritik olacak. Beşiktaş'ın içinde bulunduğu bu durum, kanıksanamaz. Türk Futbolu'nun ulu çınarına loser'lık değil, güçlü ve vizyonlu olmak yakışır.