Fenerbahçe güle oynaya
Son yıllarda izlediğim en sıkıcı final maçlarından biriydi. Bunda Fenerbahçe’nin maça ne kadar ciddi ve motive yaklaşmasından ziyade Anadolu Efes’in bir o kadar ciddiyetten uzak, ‘Sezon bitse de gitsek’ havasında oynamasıydı. Aslında ilk maç sonrası ‘Fenerbahçe finalde rahat kazanır’ görüşü hakimdi. Bu görüşe Efes’li oyuncular da katılmış olacak ki en ufak bir direnç gösteremediler. Fenerbahçe Beko, ilk maçta olduğu gibi her alanda büyük üstünlük kurdu LacivertBeyazlılar’a. Calathes, hücumları nakış gibi işlerken, Pierre ve Hayes fizik üstünlüklerini pozisyonlarında çok iyi kullandı. Ve tabii ki Wilbekın. Amerikalı skorer guard, ilk yarı 6 üçlük atarken devre de 53-38 sona erdi. İkinci yarıda da değişen hiç bir şey yoktu. Fenerbahçe neredeyse rakip potaya gittiği her hücumda sayı buldu. Fark 30’ları bulmasına rağmen savunma sertliğinden ve ciddiyetten en ufak bir ödün vermediler. Finalin hakkını verdiler. Basketbola gösterdikleri saygıdan dolayı coach Jasikevicius ve takımı kutluyorum.
Haberin Devamı ›
Maça hiç dahil olamadılar
Haberin Devamı ›
Muhtemelen 3. maçı da kazanıp şampiyon olacaklar gibi duruyor. Anadolu Efes, Willis’in yerine Jones, Beaubois’nin yerine de Bryant tercihleri ile maça başladı. Farklı bir şeyler denemek zorundaydılar ama bu değişiklikler daha farklı bir yenilgi almalarını engelleyemedi. Ne Larkin, ne Clyburn ne diğerleri hiç olayın içine giremedi. Geçen yıl da bu eşleşmenin ilk maçını Fenerbahçe tam 42 sayı farkla kazanmış, ama 3-1 ile turu geçen taraf Efes olmuştu. Tabii ki her maçın hikayesi farklı olur ama mental olarak Efes’li oyuncularda o gücü göremiyorum.