Önce alkış sonra protesto
İsmail Kartal çok beğendiği Kruniç’i kadro dışına, Zajc’ı da kulübeye atmış, Becao’yu kesmemek için stoper Djiku’yu orta sahaya monte etmişti. İrfan Can ve İsmail Yüksek olmayınca Çağlar ve Cengiz Ünder (eski günlerini aratıyor) mecburiyetten formayı kapmışlardı.
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe’nin önemli eksiklikleri Kayserispor’un iştahını kabartmış olacak ki, oyunu önde oynamaya çalıştılar. Ama ev sahibinin çabuk ve kaliteli (Fred, Szymanski, Ferdi, Tadiç, Oosterwolde) ayaklarını hesaba katmamışlar, tedbir almamışlardı. İlk golde Tadiç’in asisti adrese teslim (Batshuayi fırsatı kaçırmadı) ikinci golde de Oosterwolde’nin (sakatlıktan çıkıp süper performans gösterdi) gayreti ile getirdiği topta Djiku’nun ağları sarstığı vuruşu alkış alır cinstendi. Misafir takımın ataklarında ise 3’ncü bölgedeki telaşı ve final pas yetersizliği golü bulmasını zorlaştırdı. Devre 2 farkla bitince İsmail Kartal hamle yapmadı. Kayserispor atak ve kontrolsüz oyununu sürdürünce 3’ncü golü de Çağlar’dan yedi ve teslim bayrağını çekti.
Haberin Devamı ›
Yazık çok yazık
Son 30 dakikaya girilirken İsmail Kartal’ın gönül alma hamleleri geldi. King’i sahaya sürdü. Son 15 dakikaya girilirken Mert Hakan ve Serdar Dursun’u oyuna aldı, sonra da Bonucci’yi. Ya hocam, hâlâ Mert Hakan’dan, Serdar Dursun’dan Bonicci’den ne bekliyorsun? Yok mu sahaya süreceğin 1-2 genç. Yazık çok yazık. Maçtan önce ‘belki alkış, belki protesto’ demiştik. Önce goller ve alkışlar geldi. Olimpiyat Stadı’ndan Galatasaray’ın galibiyet haberi gelince alkışlar yerini protestoya bıraktı ve yönetim de nasibini aldı. Fenerbahçe’nin matematiksel olarak şampiyonluk şansı devam ediyor. İpi göğüslemek mucizelere bağlı. Ama ezeli rakibini haftaya sahasında yenmek için mucizelere gerek yok. Ne dersin İsmail hocam...