Fenerbahçe bırakmıyor
Jesus sonunda tek forvetli (Valencia) beklenen 11’i sahaya sürmüştü. Arda Güler ve İrfan Can birlikte oynuyorlardı. Merak edilen Oosterwolde de formayı kapmıştı. Fenerbahçe’nin kredisi yoktu, ya kazanacak ya da kazanacaktı. Başakşehir’in nasıl oynayacağını bilmiyor değildik. Geriden hazırlık pasları ile çıkıyorlar, rakibi üzerlerine çekiyorlar, defansın arkasına atılan toplarla gol atmayı planlıyorlardı. Fenerbahçe maça iyi başladı, topu rakibe vermiyordu. Ancak topa sahip olmak yetmiyordu. Kanatlar çalışmıyordu. Hele sol kanat felaketti. Ne Oosterwolde (Kim almış, niye almış?) ne de Rossi etkili olamıyor, sürekli top kaybediliyordu. Bütün iş Arda Güler, İrfan Can ve Valencia’nın becerili ayaklarına kalmıştı.
Haberin Devamı ›
Samet'in ikram pası
İlk 45 dakikada rakip kaleye isabetli tek şut atamayan SarıLacivertli ekip bu yarıda büyükde bir 'şok' yaşıyordu. Samet’in ikram pasını alan Aleksic, golünü atıyor, maçın hikayesini değiştiriyordu. Oyunun ikinci bölümüne Jesus 3 değişiklikle başladı. Arda Güler, Rossi ve Oosterwolde’yi oyundan alıp, Emre Mor, Pedro ile Alioski’yi sahaya sürüp maçı rakip alanda oynamayı hedefliyordu. İkinci yarı Başakşehir yarı alanında geçti. Ancak Fenerbahçe pozisyon üretemiyordu.
Haberin Devamı ›
Fener hep sıçrıyor
Son 20 dakikada Touba ikinci sarı karttan oyun dışı kalınca Fenerbahçe için bir büyük avantaj daha doğdu. Fenerbahçe’nin ısrarla maça asılması, Valencia’nın yaratıcı, Pedro’nun fırsat kovalayan golleriyle Fenerbahçe yine 'yarışa devam' dedi. Bu futbolla şampiyonluk gelir mi? Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar derler, Fenerbahçe ise devamlı sıçrıyor. O zaman şampiyonluk zor ama imkansız değil..