Zaman her şeyin ilacı mı?

Abone Ol Google News

Her yeni başlangıçta, enseyi karartmamanın, optimist olmanın hayatta önemli bir meziyet olduğunu düşünür ve uygun olan koşullarda elimden geldiğince böyle bakmaya çalışırım. Sürekli optimist bir yaklaşımı da doğru bulmayarak, hayatın her alanında olduğu gibi denge sağlanması gerektiğine de inanırım. Sonuçta hayatın birçok alanı gri bölgelerden oluşuyor, burada konuştuğumuz spor, futbol, iletişim de böyle alanlar. Ancak bazı kurumlar, bu gri alanları düzenlemek ve düzenlemelerini denetlemekle yükümlüdür. TFF de bu kurumlardan biri.

Haberin Devamı

Yeni tazelenen TFF yönetimi de göreve başladığında yine buradan optimist bir bakış açısıyla konuyu ele alıp, beklentilerimizi dile getirmiştik. Süper Lig’in resmi web sitesi için çalışmalar olduğunu ve sosyal medya hesabının açıldığını söylemeden diğer konulara geçmek haksızlık olurdu. Süper Lig’in resmi hesabının gidecek çok yolu olmasına rağmen, bir adım atıldı sonuç olarak. Henüz etkileşim alabilecek ya da farklı bir içerik görmedik. İyi bir web sitesi yapılacağına da, bu işe talip olanları iş hayatından bildiğim, tanıdığım için az çok tahmin edebiliyorum. Ancak bunlar sadece iletişimin araçları, tabi efektik ve verimli olmaları önemli ancak TFF gibi bir kurumun paydaşlarıyla (takımlar, hakemler, oyuncular vb.) yaptığı pro-aktif ve re-aktif iletişimin tarzı ve içeriği de en az araçlar kadar önemli.

Haberin Devamı

İlk olarak, kadroda izin verilen yabancı oyuncu konusuyla ilgili çok enteresan bir süreç yaşandı. Yabancı sayısı ile ilgili kimsenin anlamadığı bir metin yayınlandı ve açıklayıcı olmaktan uzak bir metin olduğu için de herkes farklı yorumlayabildi. Bazı takımların avantajına, bazı takımların dezavantajına geldiği yönünde konuşmalar başladı. Sonra bir açıklama daha yapıldı, konunun ilk anlaşıldığı gibi değil, 14+3 olacak şekilde ve +3’ün de birçok kuralı olduğu anlaşıldı. Tüm bu karmaşanın iletişim açısından en talihsiz kısmı ise bu açıklamanın lig başladıktan sonra, oynanan bir haftanın içinde bazı takımların maçları oynandıktan sonra yapılmasıydı. Zamanlama yanlış, içerik karmaşık sonucu da kaos oldu tabi.

İkinci önemli bir konu da hakemlerle ilgili yaşanıyor. Hakemlerin niyetine, kalitesine vs. burada hiç girmeyeceğim o konu benim uzmanlık alanım değil ancak, açıklanan ve sürekli ortada gezen bir algoritma meselesi var. Dünya üzerinde herhangi bir işte veri kullanılıyor ve bu veri daha sonra işlenerek bir içgörüye dönüşüp ona göre karar alınıyorsa herkese bunu alkışlamak düşer. Malum veri, bu dünya düzeninin petrolü ve her zamankinden daha güçlü. Türkiye gibi bir coğrafyada özellikle konu futbolsa, bu şekilde getirdiğiniz bir yeniliğin iletişimi de şeffaf olmalı. Eğer gerçekten böyle bir algoritma varsa ve hakemler buna göre atanıyorsa, bu algoritmanın nasıl çalıştığını demo bir hafta seçilerek anlatılması şart. Hakemler nereden puan alıyor, nereden kaybediyor şeklinde insanların kafasında bir şeylerin canlanması gerekir. Eğer bir hafta tüm kamuoyunda kötü bir maç yönettiğine dair ortak kanı oluşmuş bir hakem ondan sonraki hafta yien görev alabiliyorsa, bunu insanlara algoritma diyerek açıklayamazsınız.

Haberin Devamı

Sonuç olarak TFF yönetimi hala yeni sayılır ve tam anlamıyla eleştirmeden süre vermek gerekir. Takip ettiğim spor kamuoyunda da bu vaktin Kasım’a kadar olduğu belirtiliyor. Umarım Kasım’da doğru iletişim uygulamalarını ve adil bir şekilde yönetilen bir Türk futbolunu buradan yazmak nasip olur.

Son olarak, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyor, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum.

YORUM YAZ