Nakavt!
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi sözü herhalde daha fazla hayat bulamazdı. Galatasaray’ın bu sene Perşembe maç oynayacağı geçen Çarşamba’dan az çok netleşmişti. Çünkü maalesef sorunun temeli ne seçilen oyuncular, ne belirlenen taktik, ne de suni çim vs. Geçen hafta da yazdığım gibi Galatasaray’daki odanın içinde kocaman bir fil var ve bu fil dün gece Seyrantepe’de bolca görüldü.
Haberin Devamı ›
Eminim ki ciddi bir süredir maç seyreden futbolu az çok takip eden herkes 5.dakikada Galatasaray’ın bir mucize olmazsa Young Boys’u eleyemeyeceğini anlamıştır. Lise son sınıf öğrencileri, lise 2 öğrencileriyle maç yapıyor gibi bir fizik farkı, birkaç oyuncu hariç ekstra motivasyona sahip olmayan oyuncular, belki de kariyerinin en formsuz dönemini geçiren Okan Buruk…
Bunların hepsi bir bütün parçası ve sezon sonundan bu yana Galatasaray’daki beceriksizliğin, liyakatsizliğin, plansızlığın bir sonucu. O yüzden bir hesap çıkacaksa ki çıkmalı, bu tüm Galatasaray planlamasını ve dolayısıyla yönetimini bağlar. Erden Timur sürecinin yönetilememesinden, Florya-Kemerburgaz planlamasına, transfer ve kadro yapılanmasından, kaptanlık krizinden, bilet-karaborsa iddialarına her şeyin payı var. Tüm bunlar yaşanırken bir de iletişim konusunda olumsuz anlamda literatüre girecek bir anlayışa sahipseniz, Ağustos sonunda çömlek patlatmak hayırlı bile olabilir. Dün akşam maç öncesi Galatasaray yönetim kurulunun yaptığı açıklama zaten her şeyi belli ediyor.
Haberin Devamı ›
Yakın tarihin kırılma maçlarından birine ve belkide kulübün önündeki 1-2 seneyi belirleyecek bir maça çıkarken böyle bir açıklama yapma gereği duymak kısaca biz yönetmeyi beceremiyoruz, takımın durumundan bağımsız kendimizi düşünüyoruz demek. Maçtan sonra kötü sonuç gelince, “transfer gündemimizde yok” söylemini 24 saat geçmeden “2 bölgeye transfer yapacağız” söylemi biz yönetemiyoruz demek. Rekor oyla göreve geldik bir argüman oluşturmak, Okan hocanın sürekli şampiyon ve rekorlar kıran takımız demesinden hiçbir farkı yok.
Hocanın maçtan önce eleştirilere sinirlenip Real Madrid taraftarı olmasını önermesi zaten kendisini ne kadar kaybettiğinin göstergesi. Kaldı ki o Real Madrid La Liga ve Şampiyonlar Ligi’ni kazandıktan sonra Mbappe’yi transfer etmiş bir kulüp. Biz şampiyonuz her şeyi kazandık diyerek sezona girmediler. Yani öyle beyanatlar var ki hem yönetimin hem hocanın, sadece 1 ay bunların üzerine yazıp konuşabiliriz. Özetle Galatasaray’ın elenmesinden daha sorun olan şey, nasıl elendiği konusudur. Büyük bir çaresizlik içinde bağıra bağıra elendi Galatasaray. Bunun üzerine İcardi’nin pozisyonu gol olsaydı, dönüşü yemeseydik, toparlanıp hedefimizi Avrupa Ligi’ni kazanmak koyacağız, final oynayacağız gibi söylemler hem sizi hem de kulübü komik duruma düşürüyor, benden söylemesi…
Geçelim işin ülke puanı ve boy aynasına… Şampiyonlar Ligi başladığından bu yana 4.kez gruplarda olmayacağız. Yeni formata geçilen ve en çok avantajın olduğu sezonda 2 takımla olabileceğimiz yerde evde oturup maçları izleyeceğiz. Nispeten çok daha zor bir kura çeken Fenerbahçe’yi ayırmayacağım çünkü başında tarihin en başarılı 5 hocasından biri ve kadrosunda birçok önemli oyuncu yer alıyor. Fenerbahçe yönetiminin en pahalı kadro diye övündükleri kadro da çıkıp Şampiyonlar Ligi’ne kalamıyorsa bu başarısızlıktır, hatırlatmakta fayda var.
Haberin Devamı ›
O zaman bu aralar çok sık gördüğüm şu soruyu tekrar ve yüksek sesle sormak lazım o halde; biz Young Boys’a, Lille’e eleneceksek, neden 200 milyon euroluk kadrolar kuruyoruz? Artık boy aynasına bakıp, Avrupa Ligi’nin kazanmayı veya finali hedefliyoruz demeden önce ülke futbolumuzun kalitesini, hakemlerimizi, hocalarımızı, altyapılarımızı, çimlerimizi geliştirmeye odaklansak daha iyi olacak. Biraz gerçek hayata, Avrupa’nın ne seviyede futbol oynadığına, hangi oyuncularla oynadığına, hangi hızda oynadığına bakmalıyız. Belki 3-4 sene Avrupa sahnesinden geri düşüp, her şeye baştan başlamak seçeneği bile düşünülebilir.
Dün sadece Galatasaray için değil, tüm Türk futbolu için çok ciddi bir uyarı ve bence uçağa binmeden önceki gördüğümüz “last call” benzeri bir şeydi. Acilen mantığımızı, takımlarımızın yapısını, yukarıda kısaca bahsettiğim her şeyi gözden geçirmemiz gerekiyor. Eğer yine şu oyuncu oynasaydı, hoca bu taktikle çıksaydı diye konuşursak böyle hüsranları daha çok izleriz. Son olarak, kibire ve plansızlığa boğulmuş Galatasaray yönetimi ve hocasına son lafım, “Young Boys” gibi bir takıma elendikten sonra final ve kupa hedefi koyduğunuz Avrupa Ligi’nin katılımcılarına bir bakın derim…