Çekirge

Abone Ol Google News

Başlığı hocanın tabiriyle check-up mı yapsam yoksa çekirge mi karar veremedim. Sonra hocanın tabirini hocaya bırakalım diye düşündüm. Dünkü maçtan sonra kazanmanın verdiği rahatlıkla bu tabiri kullandı ancak henüz Ekim ayı bitmeden maç kapatmayla ilgili artık çanlar değil tüm şehrin kiliselerinin çanları çalıyor. Dün şayet bir kaza yaşansaydı, Beşiktaş maçının psikolojisini ne hoca, ne oyuncular ne de taraftar için hayal dahi edemiyorum. Galatasaray dün iyi oynadı, Kasımpaşa ya da RFS maçları gibi tabi ki değildi ancak ne olursa olsun öne geçilen maçlarda gemiyi limana yanaştırmakla ilgili konsantrasyon problemi olduğu net bir şekilde ortada. Maçtan sonra, basın toplantısında sorulan, maçların son bölümde yenilen goller, son 15 Avrupa maçında da Galatasaray’ın kalesini gole kapatamaması ile ilgili soruya da yine agresif bir şekilde hocanın cevap vermesini anlamlandıramadım. Guardiola bile eleştirilebiliyorken, Galatasaray teknik direktörü hayli hayli eleştirilebilir. Hocanın belli alanlarda haksızlığa uğradığını düşünüyorum ama özellikle son 8-9 ayda oluşan kibrini acil bir kenara bırakması lazım. Takımın bazı bölgelerinin derinliği ve kalitesi çok iyi ve geniş olmasa da Türk futbol tarihinin en iyi forvet rotasyonuna ve personeline sahip bir takımın hocası olarak yarıştığını da unutmamalı. Oyun ve skor olarak dün her şey güzeldi ancak uyarılara da almak gerekir, nitekim bundan sonraki 5 Avrupa maçı şu şekilde; Tottenham (E), AZ Alkmaar (D), Malmö (D), Dynamo Kiev (E) ve Ajax (D). Gözünüz kapalım evde Kiev maçı hariç hiçbirine 3 puan yazamayacağınız bir fikstüre giriyor Galatasaray. Bu periyot kibirle değil, alçakgönüllülük ve eleştiriye açık bir şekilde geçilmeli. Çekirge sıçrama hakkını bu sezon çok erken tüketiyor Galatasaray, ligi bir şekilde idare eder ancak artık Avrupa’da başarı için çekirgenin sıçrama kuvvetine bel bağlamamak lazım.

Haberin Devamı

Bir garip sevk…

Haberin Devamı

Haberi aldığımda önce inanmadım, sonra tedbirli sevk olduğunu öğrendiğimde konunun az çok kamuoyu baskısından kaynaklandığını düşündüm. Ama ne olursa olsun, tribünlerde küfür bile sayılmayacak ve hatta sayılmayan bir tezahüratı, içerik paylaşımının sadece son kısmında istemli ya da istemsiz bir şekilde yer aldı diye, Yunus’u PFDK’ya sevk etmek pek mantıkla açıklanabilecek bir durum değil. Tabi bu gibi tartışmaların hepsi, ülkede hiçbir kuralda ya da uygulamada standart olmamasından kaynaklanıyor. Bu sevkinde kamuoyu baskısıyla yapıldığı çok belli. Fakat buradaki esas tehlike şimdi tüm taraftarlar rakip futbolcuların sosyal medya paylaşımlarını müthiş bir hata ve hakaret/küfür detektörü ile takip edecek. Aynı seneler önce Caner Erkin’in cezasında olduğu gibi, aynı Melo’nun tweetinde olduğu gibi, aynı Batshuayi’nin şapka sevki gibi, bazıları bu hikayede yanacak, bazıları hakem bile dövse elini kolunu sallayarak hayatına devam edecek. Maalesef bu ülke, herkesin adaletini kendi kendine araması ve bulması gereken bir yere dönüştü.  

Söylemeden olmaz…

Milli ara sebepli son dönemde yazılara biraz ara girdi. O sırada da ülkede akla mantığa ve en önemlisi vicdana sığmayacak birçok hadise yaşandı, hala da yaşanıyor. Burası bunları konuşacağımız ve tartışacağımız yer değil ancak, tarihe not düşmek adına, bu ülkenin bence tek değeri ve kutbu veya kıblesi ned emek istiyorsanız adına, olması gereken Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinden bir bölümü hatırlatmak isterim.

Haberin Devamı

“Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

 

YORUM YAZ