Ayaklarımız Yerde!
EURO 2020 birçok futbolcuda ciddi bir travmadır. Hepimizde olduğu gibi… Bunu o takımın parçası olan futbolcuların sonraki röportajlarından çok net bir şekilde anlayabiliyoruz. O dönem futbol medyasının da bu travmada bir payı olduğu kesin. Çünkü takımımıza turnuvanın favorilerinden veya kupa ya da en kötü madalya adaylarından biri gibi davrandık. Toplum olarak artık bir huy haline gelen uçlarda yaşama konusu, pandemi sebebiyle 2021’de oynanan turnuvaya da net bir şekilde sirayet etmişti. Hiçbir zaman ortamız yok, ya en iyiyiz, çok iyiyiz ya da bizden hiçbir şey olmaz, en kötü biziz!
Haberin Devamı ›
Ancak bu sefer, beklentilerimiz çok fazla olmadan, herkesin aklında bir yerde, bu jenerasyonun esas hedefi 2026 Dünya Kupası düşüncesiyle, ikinci evimiz sayılabilecek Almanya’da turnuvaya başlıyoruz. Herkesin aksine ben Gürcistan yerine önce Portekiz’i sonra da Çekya’yı tercih ederdim. Çünkü uçlarda yaşama hastalığımızdan dolayı Gürcistan maçında olası bir puan kaybında yine kamuoyu olarak takımın üstüne bir kara bulut gibi çökeceğimizi düşünüyorum. Bu takım belki 3.olarak son 16’ya kalacak, belki de 2.olarak ya da inanılmaz bir sürpriz yaparak 1.çıkacak. Ama günün sonunda o zamanında çok sahiplendiğimiz mottomuzu unutmamız lazım, bu çocuklar bizim çocuklar. Başka bir ülke havuzu, başka bir oyuncu grubu yok. Dışarıda kalanıyla, içeride olanıyla çok değerli bir havuzumuz var. Bunun kıymetini bilelim, sabırla bu turnuvada olmanın keyfini çıkaralım.
Haberin Devamı ›
İletişim olarak da futbolcular tüm verdikleri röportajlarda ortak bir dil ve bir kelime kullanıyorlar: sabır.... Unutmayalım. Bu sefer ayaklarımız yerde gidiyoruz, umarım dönerken başımız yerde olmaz.
Bir Garip İstifa
Normalde bu konuya değinmeyecektim, hem sezon sonu verdiğim ara sebebiyle gündem biraz değişti hem de artık bu konuyu konuşmanın kimseye bir faydası yok ama hem bir futbolsever, hem de işimin önemli bir kısmı spor iletişim olduğu için, bir iki kelam etmek istedim. Erden Timur’un istifasından hiçbir şey anlamadım. Tabii ki veda basın toplantısında bir yerlere mesajlarını gönderdi, bunları burada tek tek konuşmanın anlamı yok. Elbette benim de fikirlerim var, yorumlarım var ama ben bu arada genel anlamda belirsizliğin sonrasında yaratacağı kaostan bahsetmek istiyorum. Erden Timur’un istifasındaki belirsizlikler; Florya, Dursun Özbek, Metin Öztürk, Galatarasay muhalefeti, her ne ise direkt bir şekilde ortaya konmadığı için, yarın bir gün, Galatasaray’da oluşacak ilk başarısızlık ve problemli anlarda tekrar ve çok hızlı gündeme gelecek, odadaki bir file dönüşmüştür. Erden Timur’un ayrılığı Galatasaray’ın son dönemde yönettiği en başarısız iletişim faaliyetlerinden biri olmuştur ve sonrasında da yeni yönetim geldiğinden beri de Erden Timur sonrasının nasıl olacağını dair iletişim çok zayıf kalmıştır. İcardi’nin tepkisi bile, yönetimin Erden Timur sonrası planlarından çok daha fazla yer almıştır medyada. İletişimde eğer yöneten olmazsanız, yönetilen ve sürüklenen olursunuz. Galatasaray şu anda, yönetimsel olarak iletişim anlamında sürüklenmeye çok müsait…
Haberin Devamı ›
Tabii iyi yapılan iletişimi de görmezden gelemeyiz. Şu an Erden Timur sonrası açığa çıkan hem iletişim hem de taraftarla diyalog boşluğunu Okan Buruk’un doldurmaya çalıştığını görüyoruz. Bu bir strateji de olabilir, Okan Buruk’un geldiği noktanın doğal sonucu da olabilir. Doğrudur, yanlıştır bunu zaman gösterir ancak bu hikayeyi ben daha önce izledim. Sonu çok güzel de olabilir, çok kötü de bitebilir.