Zorlanmadan kazanılan bir başka maç!
‘’Marka değeri’’nin dillerden düşürülmediği ‘’Süper Lig’’imizde harcama/borçlanma eşitsizliğine takılmayınca dün akşam ki gibi, ‘’pahalı kadro’’nun topla oynadığı, ‘’düşük bütçe’’nin gol yememeye çalıştığı garip maçlar izlemeye mahkum olmak da kaçınılmaz oluyor. Öyle bir ilk devre ki, Bodrum rakip ceza sahasına sadece iki kez girebildi. ‘’Gol beklentisi’’nin ‘’1’’e ulaşamadığı ilk devre boyunca sadece Allan Saint-Maximin’in taşıdığı sınırlı sayıda topun acemice heba edilişlerine tanıklık ettik. Yine İrfan Can Kahveci’nin volesini bu acemilikten ayıralım. Bodrum kalecisi Diogo Sousa’nın dengesinin bozulduğu çıkışı olmasa gol de göremeyebilirdik ilk yarıda.
Haberin Devamı ›
Kulüp büyüklüğü...
Sükunetle akan ikinci devreye de Bodrum kalecisi Sousa, ‘’renk kattı’’! başlattı! Sofian Amrabat’a gönderdiği pası o da topun geldiği bölgedeki Edin Dzeko’ya aktardı ve elbette gol. Yani Sousa, Fenerbahçe’nin santrforlarına takımlarının yapmadığı katkıyı tek başına yaptı!.. Gerçi ikinci devre diğer istatistikler çok değişmese de Fenerbahçe’nin, ‘’gol beklentisi’’ 1.53’e çıktı ama tribüne gelenler de televizyon başındaki bizler de fazlasını boşa bekleyip durduk. Antrenman maçından hallice geçen maçı zorlanmadan kazandı Fenerbahçe. Buradaki, ‘’zorlanmadan kazanma’’ ifadesi Bodrum’un rakibe zorluk çıkaracak donanım ve güçte olmaması anlamında kullanıldı! Bugün, yarın bu ‘’muhteşem galibiyet’’e dair oturaklı analizler okuyup, övgüler dinleyebilirisiniz. Çok az insan ‘’zorlanmadan kazanılan maçın’’ oyun gücü değil de kulüp büyüklüğü ve oyuncu harcamalarına bağlı olduğundan söz edecek...