'Takım davranışı' ya da Sagal faktörü!
Önemli öğretmenlerimizden futbol bize çalışmayı amabirlikte çalışmayı, bireysel özelliklerimizi kolektif gayretiçindegeliştirmeyi ve en önemlisi dayanışmayı öğütler. Fenerbahçe, Jorge Jesus ile ilk antrenmanını geçen yılın 15 Haziran’ında yapmış. O günden bu yana geçen 6 ayda en az 150 idmanda birlikte çalışmış olmalılar. Ama takıma katılması dün bir bugün iki, Samet Akaydın sahada! Biliyorum çoğu insan bunu anlayabilir ama ben anlamam. Beri yandan maç kaybettiğinde ülke yorumcularının ateş püskürdüğü dörtlü savunmayla sahadalar. Topu daha çok kapıp, daha çok elde tuttularsa da taraftarının fırsat buldukça köpürdüğü Altay Bayındır’ın kurtarışlarıyla tutundu Fenerbahçe devreye. Antep ciddi açıklar vermese de kaleci/stoper anlaşmazlığından yedikleri golün altından kalkacak kadar pozisyon bulmalarına rağmen, beceremediler. Ancak Fenerbahçe golü yemeye niyetliymiş belli ki!
Haberin Devamı ›
İşler kolaylaşmıştı ama...
Kenardan kullanılan serbest vuruşta barajda iki, ceza sahası içinde dokuz oyuncuyla savunma yapan takım ceza yayını koruma konusunda kimseyi görevlendirmeyince golü de yedi! Beraberlik sonrası Fenerbahçe öne doğru üç değişiklik yapıp, arayışa geçerken Jesus’un yardımına koşanlardan biri de kendini manasızca attıran Angelo Sagal oldu. Buna rağmen karşılarında kendine yardım etmek istemeyen bir Fenerbahçe olunca Antep işi kolaylamıştı ki, uzatmadaki gol geldi ve maç çözüldü. Fenerbahçe kazandı ama bir de onlara sorun nasıl kazandı? Demek ki neymiş? Konu üçlü ya da dörtlü savunma değil, ‘Takım davranışı’ymış! Yani, Fenerbahçe’nin başlarda bulup sonra kaybettiği şey.