Kim, ne oynadı anlayan var mı?
Öyle bir lig izliyoruz ki, diptekiyle üsttekini oyun olarak birbirinden ayırmak imkansız neredeyse. Bu durum Avrupa’nın merkez ülkelerinde oyun gücünün eşitliğini anlatabilir ama bizde anlattığı sadece onca harcamaya rağmen ‘’oyunsuzluk’’tan öte değildir. Beşiktaş neredeyse düşmesi kesinleşmiş İstanbulspor’a karşı topu eline almayı başaramıyorsa bunun izahı kolay olmasa gerek… Üstelik uluslararası kariyer bir hoca üç de ‘’özel futbolcu’’ almışlarken!.. ‘’Neden aldılar?’’ sorusunu Türkiye’de soran olmaz sanıyorum. Çünkü burada futbolun ilk koşulu transfere para harcamak, harcatmaktır.
Haberin Devamı ›
Beri yandan sahi, Joe Worrall nasıl oluyor da Necip Uysal’ı kesemiyor? Ve onca yıldır Necip’i mağdur eden taraftarlar ile yazar, yorumcular neden bu duruma anlaşılır bir açıklama getiremiyor? Durumu anlamak isteyenlere ters bir örnek vereyim… ‘’Dünkü çocuk’’ Semih Kılıçsoy’un golü attığı yerin yaklaşığından ‘’uluslararası golcü’’ Cenk Tosun topu üstten dışarı atıyor. Gelin görün ki, sözleşme pazarlığında kuşkusuz ki golü kaçıran önde olacaktır!
Haberin Devamı ›
Futbol oynuyormuş gibi!
İkinci devresinde de oyunda büyük bir değişiklik olmadı. Farklı olan sadece Beşiktaş’ın ikinci golü atmış olmasıydı. Devamında o kadar sıradan bir oyun izledik ki, bunu izlemek için bu kadar para harcamaya hatta insan zihnini bu denli meşgul etmeye gerek var mıydı?
İnsanı izlerken yoran bir oyuna ‘’futbol’’ adı veriliyor bu ülkede. Ardından da döne dolaşa ‘’hakem kararı’’ tartışıyor çoğunluk sanki futbol oynanıyormuş gibi!.. Sonuçta ikisi de oynayamıyor ama Beşiktaş ile Trabzon lig üçüncülüğü için oynuyor. Peki üçüncü olan takım ne yapacak sizce? Tıpkı ilk iki takımın yapacağı gibi, gibi önce transfer yapacak ardından da yeni transferlere ihtiyacı olduğunu söyleyecek… Şaşıracak mıyız? Elbette hayır…