İki takımın da istediği oldu

‘’Dünya derbisi!..’’ ‘’Yılın maçı!..’’ ‘’Kader maçı!..’’ ‘’Yabancı hakem gelirse adalet gelmezse bile şüpheler ortadan kalkar!’’ Daha neler neler… Sonuç! Harcanan milyonlarca euroya rağmen oynanamayan futbolu hakem yönetimlerine yıkarak aradan sıyrılanların memleketinde vasat altı bir yarı daha. Değil ‘’Gol beklentisi’’ gol pozisyonun mumla arandığı devrenin ironisi 40’ıncı dakikaya yaklaşırken spiker Murat Yenersoy’dan geldi: ‘’Şu ana kadar etkili pozisyonlar izledik!’’ Aynı Yenersoy devre bitiminde ironisini süratle tekzip etti, ‘’Çok fazla pozisyon yoktu ilk yarıda.’’ Topu gezdiren - daha doğrusu oyalayan - Galatasaray gol tehlikesi yaratamazken, ki korner ya da isabetli şut da atamadı, ağırlıklı olarak Przemyslaw Frankowski’nin rakip kaleci İrfan Can Eğribayat’ı ‘’çalıştırdığı’’ ortalara bel bağlar görüntüdeydi. Topa daha az temas eden ve ‘’beklemede kalan’’ Fenerbahçe ise sadece fırsat bekliyor gibiydi. Onlar da korner ya da isabetli şut atamamışlardı. Neticede iki teknik adamın da istediği oldu ve maçın süresi tek devreye indi!..
Haberin Devamı ›
Boşa oynanmış bir maç
Haberin Devamı ›
Ancak iki takım da alan yaratmak için gerekli bilgiyi ve çabayı sahaya koyamayınca alan kapatmak konusunda iki taraf da zorlanmadı. Haliyle ikinci devre de ilk gibi aynı yavanlıkta sürüp gitti. Derken değişliklikler, bunlara bağlı sistem düzenlemeleri… Fenerbahçe bir iki girişimde bulunduysa da bu kadar münakaşa, bağırış çağırış, itham, serzeniş, talep, öfkeye rağmen boşa oynanmış bir maç izledik. Korner olacak da herkes biraz heyecanlanacak! O bile olmadı… Maç bitti, saha birden polis doldu. Geri 12 maç kaldı ve bu maça kadar biriken gerilim gelecek maçlara aktarıldı. Bakalım bundan sonra hangi maçta, hangi yabancı hakem adaleti nasıl sağlayacak?