Ve Perde !

Abone Ol Google News

Evet “Grand Slam” olarak adlandırılan dünyanın en büyük 4 turnuvasının yılın ilk bacağı “Avustralya Açık”ta perdeyi 15.000 izleyici önünde indi…Yani bitti.

Haberin Devamı

Günün açılışı çift-kadınlar finaliydi. Efsane çift Çekyalı Krejcikova/Siniakova favori olarak girdikleri kategoride kupayı kimselere kaptırmadılar ve rakipleri Kazak Danilina ile Brezilyalı Haddad-Maia önünde 67,64,64’lük setlerle zirveye vardılar.

Kapanışı ise tek erkekler finalinde tenisin yaşayan başlıca efsanelerinden İspanyol Boğası lakaplı Rafael Nadal ile büyük bir olasılıkla Rusya’nın yetiştirdiği en büyük raket olmaya aday, “Ahtapot” lakaplı Daniil Medvedev gerçekleştirdi.

Nadal 35 yaşında, 1.85 boyunda, şimdiye kadar 89 şampiyonluk yaşamış. Şimdiye kadar kazandığı toplam ödül 125milyon ABD Doları civarında. Bu rakamın içinde sponsorluklar ve gösteri maçları yok.

Medevedev ise 25 yaşında, iki metreye çok yakın (1.98) boyda, 14 şampiyonluk yaşamış. Kazandığı para ödülü 22milyon ABD Dolarından biraz fazla. Bu rakamlar olunca, küsurat insanı pek ilgilendirmiyor!

Haberin Devamı

Aralarındaki maçlarda 3-1 İspanyol üstünlük sağlamış. Bu maçların biri hariç hepsi sıkı bir çekişmeye şahit olmuş. Bir tek 2019’daki ilk karşılaşmalarında (2019 Montreal) Nadal daha ilk turun ilk setinde rakibine halkayı atmış, ikinci seti de kolayca alarak onu saf dışı bırakmış. Diğer maçları ise hep korakor mücadelelere sahne olmuş.

İkisi de burada 17 saat civarında kortta kalmış. Medvedev’in rakipleri biraz daha zorlu çıkmış.

Nadal kariyeri boyu ilk 3 içerisinde olurken geçirdiği sakatlıklar neticesinde 5’e indi. Medvedev ise günümüzde ikinci sırada. Bu maçın sonucu ne olursa olsun iki raketin de 2. ve 5. Sıraları garantide. Medvedev Avustralya’yı kazanır ve sonraki üç hafta ne kendi ne Djokovic hiçbir turnuva oynamazlarsa, 21 Şubat 2022, Pazartesi günü yeni ATP sıralaması açıklandığında yeni 1 numara Rus olacaktır.

İkinci bir seçenek Medvedev’in Avustralya’yı müteakiben Rotterdam’ı da kazanması ve Djokovic yine hiçbir turnuva oynamamışsa 07 Şubat günü 1 numara ilan edilir. Medvedev herhangi bir seçenekle 1 numara olursa Safin ve Kafelnikov’dan sonra zirveye çıkmış üçüncü Rus olacaktır.

Nadal tüm kariyeri boyunca bir efendilik timsali. Tenisci olarak bir kişi hariç kimseyle münakaşa bile etmemiş. O bir kişi de geçtiğimiz hafta içerisinde Kyrgios ile başlayıp ardından Shapovalov’la tartışan müstehziliği ile tanınan Brezilyalı hakem Carlos Bernardes. Nadal hem 2015’te Rio’da Fognini’ye yenilirken, hem de ardından Wimbledon’un 3.turunda onunla tartışmış ve sonra da ATP’den kendi maçlarına Bernardes’in verilmemesini rica etmiş. Geçtiğimiz hafta ise taraflar barıştılar.

Medvedev’in ise anlık parlamaları meşhur. Ama kimse onun bir sportmenlik dışı bir hareketine rastlamadı. Hakkının yenmesine fena halde parlayıp zaman zaman hakemlere fikrini nezaket kaidelerinin alt sınırında belirttiği için adını huysuza çıkardı. Ancak fazla ileri gittiğini anlarsa gecikmeden muhatabından özür dileyebiliyor. Bir önceki maçta Tsitsipas’ın babasının sürekli taktik vermesine hakemin sadece bir “kural uyarısıyla” yetinmesine gösterdiği tepki ve özür buna başlıca örnek. Bilhassa erkek hakemler bu turnuvada oyuncuların epey tepkisine maruz kaldılar. Bernardes gibiler maalesef oyuncuları sindirmek üzere kurgulu. Aynı bizim futbol hakemlerimizin çoğunluğu gibi, çehrelerinden korku saçıyorlar. Sanki bir oyun yönetmiyorlar da mapushanede gardiyanlık yapıyorlar! Tebessüm etmeyi zayıflık olarak gören kompleks içerisinde abus bir ifade yüzlerinde…

Haberin Devamı

Gönlümün terazisi hiçbir tarafa ağır basmıyor. Açıkcası Nadal ile Djokovic (Federer’in bu rekabette yer tutabilmesini zor görüyorum) arasındaki çekişmenin tenisin yararına olduğuna kaniyim. Zira onların ardından gelenlerin hiçbirinin sürekliliği olmayacaktır. Ağır-abiler sadece birbirlerini daha iyi olmaya iteliyorlar…Gençler için onları yenmek ilave motivasyon oluyor. Yine de onlara en yakın raket bu sempatik Rus’dur…Belki de Nole ile Rafa’nın aralarına girecek ve bu üçlü bizlere yepyeni bir rekabet yansıtacaklardır ?

Maça gelince dünyanın en iyi oyuncularını birbirlerinden ayıran başlıca faktör tecrübedir. Bu saptamanın doğruluğunu Nadal bizlere bugün bir çok kez gösterdi.

İlk seti Medvedev rakibini 42 dakika gibi böyle bir rekabet için çok kısa bir sürede 6-2 gibi farklı bir skorla geçtikten sonra ikinci set çetin bir mücadeleye sahne oldu. Rus bu kez tie-break’ten 7-6(5) kazandı. Birbuçuk saate yakın süren ikinci seti de Rus kazandı 7-6(5).

İşin en ilginç yanı setler 2-0 Rus’un lehineyken, taraflar mola aldılar. Müteakip yani 3.set başladığında garip bir şekilde Nadal daha zinde gözüküyorsa da puanları rakip tenisçi alıyordu. Bu durum set uzadıkça değişmeye başladı. İspanyol Boğası lakabına yakışır biri. O bitti demeden oynadığı hiçbir maç bitmiyor. Üçüncü seti aldığında sanki oyuna yeni başlıyordu. Bir saatte bitirdi (6-4). Setin sonunda Medvedev mola esnasında yine hakemle muhabbete (!) başladı ama eski kulağı kesiklerden olan Avustralyalı John Blom kapılmadı huysuz Rus’a!

Haberin Devamı

ABD’deki son maçlarında Nadal ilk 2 setten sonra durumu eşitleyen rakibine “istediğin kadar oynayabiliriz…Ben hazırım” demiş ve ardından son seti ve maçı almıştı! 3.setin ortalarına gelirken tahtaravalli Nadal tarafı ağır basıyor ve İspanyol 7 şansında rakibini kırıyordu (3-2). Medvedev mola esnasında izleyicilere iki servis arasında tezahürat yapılmaması için anons yapılmasını rica etti. Onun önceki tiradlarına pek kulak asmamış olan hakem bu kez ki nazikane ricayı yerine getiriyordu. Ardından Nadal kendi servisini vermemek için tam 13.5 dakikalık tek bir oyun mücadelesi verdi…Oldu 4-2. Medvedev kendi servis oyununu aldı (4-3). Sonra yine Nadal’da (5-3), Medvedev’de servislerini alınca oldu (5-4). Normal’de Nadal bu oyunda maçı bitirecekken önce 30-15’te çift hata yaptı oldu 30-30. Üstüne iki hata ve oldu maç baştan berabere (5-5). Bozulmadı efsane raket. Tekrar kırdı rakibini (6-5) ve tekrar kendi servis oyununu oynayacak !

Bu kez rakibine hiç şans vermeden 40-0’dan aldı oyunu ve maçı ve ŞAMPİYONLUĞU. Tam 5 saat 24 dakikalık maçı. Hem de 2-0’dan geri gelerek. 21’ci Grand-Slam şampiyonluğu. “Tüm Zamanların En Büyüğü” tartışmasını bitirdi. Şapkamızı çıkaralım hanımlar, beyler, gençler ! Bu adam tüm bir yılı sakat geçirerek, TOUR’dan 6 ay uzak kalarak, maç oynayamadan ulaştı zirveye.

Biz de böylece Avustralya yazılarımızı bitiriyoruz. Hoş ve esen kalınız…Yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.

Not: Bu yazıya bir gün önceden başlanıp maç sonu bitirilmiştir.

YORUM YAZ