Efsaneler asla ölmez
NBA kariyeri 20 yıl sürdü ama sanki sırtında 100 yıllık bir ağırlığı taşımıştı. 20 yıl önce NBA muhabirliğine başladığım dönemde tek bir soru sorma hayalini kurduğum adamdı Kobe. Yıllarca soyunma odasının önünde duştan çıksın, ayaklarını buz kovasına soksun diye bekleyip, mikrofon uzattığım kişiydi. Koskoca Los Angeles şehrinin her Lakers maçında nefesi gibiydi. İlk maçında potayı ıska geçince salonun ışıklarını açtırıp, sabaha kadar şut çalışmıştı. Salona hep ilk o geldi, sabaha kadar hep en çok o çalıştı. Çünkü Kobe; inadın, hırsın, kazanmanın ismiydi. İtalyanca ve İspanyolca’yı çok iyi bilir, piano çalar, felsefe konuşur, her türlü spordan bilgi sahibi olan bir yardımseverdi.
Haberin Devamı ›
Daha çok işi vardı...
Basketbola olan sevgisini şiire döktü, o da yetmedi çizgi filme dönüştürdü, Oscar’ı kazandı. NBA ve Olimpiyat şampiyonluklarının yanı sıra Oscar’ı kazanan tek adam olarak tarihe geçti. Basketboldaki hikayesini kızı Gianna ile devam ettirecekti. Onunla maçlara geliyor, kızına tüm detayları anlatıyordu. Yapacak daha çok işi varkan aramızdan ayrıldı. Keşke o helikopter hiç kalkmasa, o sabah hiç olmasaydı. Ancak hayat hikayesinin kaderi yazılmıştı. Hikayen yarım kaldı Kobe... Ama efsaneler asla ölmez ve senin gibi milyonların kalbine yazılır... Elveda!