Anlayana!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Öyleyse Trabzonspor’un Avni Aker’de kaybettiği maçı lehine çevirebileceği koskoca bir 90 dakikası vardı önünde. Dedim ya, iki devreli maç gibi sadece oyun süreleri ve devre arası biraz fazla uzundu, lig süper, final süper olunca, boylesi gariplikleri de yasamamız normal sayılır artık.

İlk maçtaki hatalardan ders çıkarmışçasına, orta sahayı kalabalık tutup, defansa çabuk dönen ve yine ilk maçın aksine fazla top kaybı yapmayan Trabzonspor ilk yarı boyunca rakibine bir iki pozisyon dışında ciddi sayılabilecek pozisyon vermezken, en net pozisyondan da Burak Yılmaz’la yararlanamayan taraftı. Puan kaybına tahammülü olmayan Galatasaray bu defa baskı altında oynayan taraftı, rahat olan taraf ise Trabzonspor’du. Bu da sahadaki oyuna her yönüyle yansıyordu, bu görüntüden ortaya çıkan netice, beraberliğin dahi Galatasaray için kazanç olacağı yönündeydi.

Nitekim öyle de oldu. Galatasaray çok şeyler beklediği maçtan bir puanla ayrılırken, ‘kaybedilmemiş her puan kazançtır’ diye düşünüyordu herhalde. Neticede kaybettiğiniz değil, kazandığınız puanlar sizi hedefinize taşırlar.

4 gün önce oynanan maçta Galatasaray, Trabzonspor’a atacağı gollerin hepsini bir maçta attığı için, ya da Trabzonspor yiyeceği gollerin tamamını ilk maçta yediği için bu maça da golsüz beraberlik düştü.

Günlerdir bu maçın neticesi için sosyal medyada çirkin yakıştırmalar yapanlar da kendi çirkinlikleriyle baş başa kaldılar. Aynayabaktıkları zaman utanacaklar mı acaba diye düşündüm, ama zaten onlarda utanacak yüz olsa, oynanmamış bir maç üzerine bu kadar çirkin yakıştırma yapmazlardı.

Not: Yazarımızın pazar günkü ‘Beyaz Mendil’ yazısı teknik hatadan dolayı yayınlanamamıştır. Yazı, fanatik.com.tr’de yayınlanacaktır.

YORUM YAZ