Polonya-Türkiye maçı sonrası yıldız oyuncu için çarpıcı ifade: Deli olmak lazım...
11 Haziran 2024, Salı 07:31Güncelleme Tarihi:
2024 Avrupa Futbol Şampiyonası grup mücadelesinde Portekiz, Çekya ve Gürcistan ile karşılaşacak olan A Milli Futbol Takımımız, turnuva önesi son hazırlık maçını Polonya ile oynadı. İlk yarıyı 1-0 geride kapan ay-yıldızlılar ikinci yarıda beraberliği yakalasa da Zalewski'nin golüne engel olamadı ve sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. Karşılaşmayı Fanatik yazarları sizler için değerlendirdi. İşte detaylar...
2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'na sayılı günler kalan son hazırlık maçında A Milli Futbol Takımımız, deplasmanda Polonya'ya konuk oldu.

Sert ve çekişmeli geçen bir karşılaşmaya sahne olan mücadelenin 12. dakikasında Swiderski'nin golüyle ev sahibi ekip soyunma odasına 1-0 önde gitti.

İkinci yarının başında Arda Güler ve Barış Alper Yılmaz'ın oyuna girmesiyle birlikte temposunu artıran ay-yıldızlılar üst üste pozisyonlara girmeye başladı.

77. dakikada Kenan Yıldız'ın pasında topla buluşan Barış Alper'in yerden sol köşeye yaptığı sert vuruşta top filelere gitti: 1-1. Ancak mücadelede son sözü 90. dakikada Zalewski söyledi: 2-1.

'KURAL DIŞI BİR GOL'
Karşılaşmanın ardından açıklamalarda bulunan Teknik Direktör Vincenzo Montella, Polonya'nın attığı golün kurallara aykırı olduğu iddia etti. "15 metre ileriden kullanıyorlar. 10 tane futbolcu atağa kalkıyor, 6 tane futbolcuya karşı. Ben bütün takımlara soruyorum; 90. dakikada böyle hatalı kullanılan bir taçta nasıl defans yapılır, gol yediğinizde nasıl bireysel hataya dönüşüyor? İlkini tartışabiliriz ama ikincisinde kural dışı bir gol olduğunu düşünüyorum. Anları belki daha iyi anlamamız gerekiyor ama böyle bir hatada bir tane daha mı top sahaya sürmemiz mi gerekiyordu? Art niyetli mi olmamız gerekiyordu?"

A Milli Takımımız'ın deplasmanda Polonya ile oynadığı karşılaşmayı Fanatik yazarları sizler için analiz etti.

ERMAN ÖZGÜR | ÖNEMLİ ÇIKARIMLAR VARDI
Tam anlamıyla defolu bir takım görüntüsünde başladık maça. Aslında 11’e bakınca çok şaşılacak bir durum da değildi. Semih, kupa finalinde tercih edilmemiş, formsuz, İrfan Can sezonun sonunu sakat geçirmiş maç eksiği var, Kerem Aktürkoğlu, sezon sonlarında forma rekabetini kaybetmiş formsuz, Salih Özcan takımında oynayamamış, Hakan Çalhanoğlu’nun milli takım performansı genelde kulüp performansından uzak ve Orkun çok da formda bir sezon geçirmedi. Kısaca oyun kalitesini belirleyecek formda oyuncumuz neredeyse yok gibi. Buna birde geniş alanda yakalandığında kolay hata yapan Samet’in yedirdiği gol ve hücumda cılız 1-2 pozisyondan gol çıkaramayıp soyunma odasına mağlup gittik.

Sonuçtan önemliydi
2. yarıya Montella Barış Alper ve Arda Güler ile döndü. Açıkçası Barış Alper’in yüreğini, Arda Güler’in kalitesini öyle bir hissettik ki, oyunu ya da arkadaşlarının performanslarını değiştirmeleri bir yana dursun bize de bir milli maç izlediğimizi hissettirmeleri maçın sonucundan bile önemliydi. Montella oyuna hakimiyeti ele geçirince, gol için hamlelere devam etti. Çift santrfora dönerek risk aldık. Szczesny, Barış Alper ve Arda Güler denemelerine uzun süre direnmesine rağmen 77’de Barış’la beraberlik golünü attık. Mert Günok adeta Szczesny’ye nazire yaparcasına harika refleksleri ile gecenin en iyilerindendi.

Gol bulmaya yeter
Maç belki istediğimiz gibi bitmedi ama bizim için önemli çıkarımlar vardı. Arda Güler’i oynatmamak için deli olmak lazım, Barış Alper santrforda en iyi seçeneğimiz, Mert Günok varken oynar ve son olarak kolay gol yiyen bir takım olmaktan kurtulabilirsek kalitemiz her takıma gol bulmaya yetecektir. Ancak orta saha ve özellikle savunma hattında bu kadar vasat performansla gol yemeden maç bitirebilir miyiz? Çok zor.

METİN KARABAŞ | BU SAVUNMA İLE OLMAZ
EURO 2024 öncesi son hazırlık maçına çıkan Milli Takımımız’da, Montella beklenenden farklı bir 11 ile sahaya çıktı. İtalyan teknik adamın son prova olması nedeniyle ideal kadrosu ile mücadeleye başlaması beklenirken, bu durum gerçekleşmedi.

Samet’ten büyük hata
Millilerimiz oyunu ön bölgede oynamak isterken, Polonya savunmamızın arkasına attığı toplarla etkili olmaya çalıştı. 12’de Samet havadan gelen topu kafa ile rakibinin önüne indirdi. Topla buluşan Swiderski takımını öne geçirdi: 1-0. Samet bu pozisyonda adeta golün hazırlayıcısı oldu. 20’de Kerem ceza sahası içerisinde vurdu, kaleci gole izin vermedi. 25’te Hakan ceza sahası içerisi sağ çaprazından vurdu, top az farkla auta gitti. Ay-Yıldızlılar ilk yarıyı 1-0 geride kapatırken, topa ve oyuna hakim olmayı başardı.

Kontrol bizdeydi
İkinci yarıya hücumda daha etkili başladık. 55’te Barış Alper’in vuruşunu kaleci Szczesny son anda kornere tokatladı. 63’te Arda Güler vurdu, kaleci Szczesny yine gole izin vermedi. Arda’nın oyuna girmesi ile çok daha yaratıcı bir oyun ortaya koyan Millilerimiz, baskısını artırdı. 70’te Orkun vurdu, kaleci Szczesny yine sahneye çıktı. 75’ten sonra Polonya tempoyu düşürmeye çalıştı. 77’de Kenan Yıldız, Barış Alper’e oynadı, Barış bekletmeden vurdu, skora denge geldi: 1-1. 90’da ise savunmamız yine büyük bir hata yaptı ve Zalewski cezayı kesti: 2-1. İkinci yarıda sahanın tamamen hakimi olan Ay-Yıldızlılar bu golle sahadan 2-1 mağlup ayrılırken, şampiyona öncesi defansımız alarm verdi. Montella bu probleme bir çözüm bulmazsa, işimizin bir hayli zor olacaktır.

UMUT EKEN | ENDİŞELENMELİYİZ
İtalya maçına göre dün gece daha iyi ve daha kötü yaptığımız şeyler oldu. Polonya, İtalyan sertliğinde olmayıp temaslı oyunu çok tercih etmedi. Çalhanoğlu, Salih Özcan ve Orkun Kökçü ile merkezde rahat kalabildik. Ama oyunun tam göbeğindeki bu konfor alanını ilk 45'te çok verimli kullandığımızı söylemek mümkün değil.

İtalya karşısında ön alan baskısını kırıp, faullerden kaçabildiğimizde boş alanları kullanmakta maharetliydik. Dün gece yerleşik Polonya savunmasında orta saha merkezini alabilsek de hücum alanlarında yeterli genişliği bulmak çok mümkün olmadı. Burada senaryoyu değiştiren şey tabelanın havaya kalkması oldu. Özellikle Arda Güler ve Barış Alper'in girişiyle...

Alan yine dardı ama hızlı, doğru sertlikte ve çabuk paslarla boşluklar yaratır hale gelebildik. Pozisyonları finalize edemesek bile rakibi çıkarmadan ya da ihtiyaçları olan pas alanını onlara vermeden, topu tekrar alarak atak devamlılığını sağladık. Barış Alper'in golünden önceki ve sonraki 5 dakika içinde yapabildiklerimiz, olmasını arzuladığımız seviye. Bu enerjik ve dinamik oyuncu topluluğundan 90 dakika olmasa bile turnuvada bu seviyede 10-15 dakikalık kesitler beklemek çok talepkar tavır olmaz.
