Spor HaberleriMilli Takım A Milli Takım'ın İzlanda galibiyeti sonrası dikkat çeken sözler! 'Benfica'daki çocuk keşke bize gelse...'
A Milli Takım'ın İzlanda galibiyeti sonrası dikkat çeken sözler! 'Benfica'daki çocuk keşke bize gelse...'
10 Eylül 2024, Salı 09:21Güncelleme Tarihi:
A Milli Futbol Takımımız, UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup ikinci maçında İzmir Gürsel Aksel Stadı'nda İzlanda'yı Kerem Aktürkoğlu'nun hat-tricki ile 3-1 devirip ilk galibiyetini aldı. Spor yazarları da A Milliler’in İzlanda galibiyetini değerlendirdi.
İlk maçta Galler ile berabere kalan A Milli Takım, UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup ikinci maçında İzmir Gürsel Aksel Stadı'nda İzlanda'yı ağırladı.
2
GALİBİYET A MİLLİ TAKIM’IN
UEFA Uluslar B Ligi 4'üncü Grup'ta A Milli Futbol Takımı, İzmir'de konuk ettiği İzlanda'yı Kerem Aktürkoğlu'nun hat-trick yapmasıyla 3-1 mağlup etti. 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın ardından ülkemizde ilk kez Gürsel Aksel Stadı'nda sahaya çıkan ay-yıldızlılar, İzlanda'yı Kerem Aktürkoğlu'nun 2, 52 ve 88'inci dakikalardaki golleriyle geçti. İzlanda'nın tek golünü 37'nci dakikada Palsson attı.
3
İZMİR’DE KEREM ŞOV
Galatasaray'dan Portekiz ekibi Benfica'ya transfer olan, milli formayla son olarak Avrupa Şampiyonası'nın ilk maçında Gürcistan ağlarını havalandıran Kerem, ay-yıldızlı formayla ilk kez hat-trick yaptı. Kerem, 36'ncı milli sınavında 9 gole ulaştı. Uluslar Ligi'ne Galler deplasmanındaki 0-0 beraberlikle başlayan A Milli Futbol Takımı, bu sonuçla 4 puana ulaşarak grupta zirveye çıktı.
4
Spor yazarları A Milli Takım’ın İzlanda’yı Kerem’in golleriyle 3-1 yendiği İzlanda maçını köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar;
5
KAFA RAHATLIĞI! - SERKAN AKCAN
Ballon D’or adayı bir kaptanımız ve yılın en iyi genç oyuncusuna verilen Kopa Trophy ödülü için aday gösterilen 10 futbolcu arasında yer alan bir süperstarımız varken, tarihimizin iyi kadrolarından birine sahip olduğumuzu rahatlıkla söylenebilir. İzlanda’ya karşı geride dörtlü bir savunmayla dönen Montella’nın Kenan Yıldız’ı dışarıda bırakıp Kerem’i solda Umut Nayir’i santrforda kullanması başlangıçta oyuna pozitif yansıdı. Ama sonrasında o dominant santrforu aradık durduk. Dün gece Benficalı Kerem Aktürkoğlu, Galatasaraylı Kerem Aktürkoğlu’na nazaran çok daha rahat göründü. Kerem’in mental formu kadar fiziksel formu da dikkat çekiciydi. Elbette onu destekleyen harika bir Eren Elmalı performansı izlemek sevindiriciydi. Eren de büyük fark yarattı.
6
ÇIKINCA ARADIK...
İzlanda’nın topa yatkınlığı bu kadar zayıf ve en önemli hücum silahının duran toplar olacakken golü kornerden yemek çok acayipti. Hakan Çalhanoğlu, sakatlık dönüşü harika bir ilk yarı oynadı, takımın dümenine geçti, oyunu yönlendirdi. Yerini Orkun’a bıraktığında yokluğu fazlasıyla hissedildi. Montella, rakibe göre şekil alacağını söylüyor. Dün İzlanda’ya karşı bazı pasajlar izletti bize. Ne var ki, 55’ten 70’e kadar 15 dakikalık İzlanda’dan beklenti ötesi bir baskı yerken Montella’nın oyuna daha erken müdahale etmesi beklenirdi.
7
KAFA RAHATLIĞI ÇOK GÜZEL ŞEY - BURCU KAPU (MİLLİYET)
En büyük eleştiriyi santrforsuz oyun tercihinden alan Montella’nın canına tak etmiş olacak ki, İzlanda karşısında Umut ile başladı. Formasyon takıntısında değilim, illa santrfor demiyorum. Rakibe göre, kadrona göre dizilişin her maç, hatta bir maçın içinde belli periyotlarda bile değişebilir. Ama bir oyuna takıntılı teknik adamların da kendisine yapılan eleştirileri anlaması lazım.
İzlanda karşısında erken gelen golü doğru mevkilerde oynayan oyuncularımızın ön alan baskısı ezberine de verebiliriz, rakibin savunmasının ağır kalışına da... Ama ben üç golün de sahibi Kerem’e payeyi vermek istiyorum. Kafa rahatlığı çok güzel şey değil mi? Kendinizden düşünün. O rahatlığın verdiği huzur özgüveni çarpar, performansı katlar. Kerem de artık Türkiye’de oynamayacak olmasının ve haliyle de acımasızca eleştirilmeyecek olmasının verdiği rahatlıkla oynadı. Kalitesi hep belliydi ama kafası rahat olmayınca sahaya yansıtamıyordu. Galatasaray’da oynadığı sürede 88 gol katkısı yapmış bir oyuncuyu eleştiren taraftarlar dün, “Benfica’da bir çocuk var keşke bize gelse” demiş midir?
8
İkinci yarı başında oyunun düşmesinin en büyük sebebi, Hakan’ın çıkmış olmasıydı. Takımın her daim en çok eleştirilen oyuncusu Hakan. Ama ne kadar özel bir oyuncu olduğunu anlamak için ya yokluğunda oyuna bakmak ya da varlığında maçı değil sadece onu takip etmek lazım. Takımın yerleşmesini, pasların doğru adamlarla buluşmasını, maçın temposunu hep o belirliyor.
Dünya Kupası yolunda bu maçların her birini bir basamak yapıp üzerine koyarak, oyunu geliştirerek devam etmeli. Kulübede İtalyan bir teknik adamla dilerim bu gelişime savunmadan başlarız da artık aynı sorular kafamızda dolaşmaz: Duran toptan gol yemek bizim makus talihimiz midir? Öğrenilmiş çaresizliğimiz midir?
9 Eylül’de, güzel İzmir’in doğum gününde, günlerdir gülmeyen yüzümüzü tebessüm ettiren Milli Takımımıza teşekkürler. 102 yıl önce İzmir’i kurtaran Atatürk’ün bir sözünü unutturmamak dileğiyle: Vatanı korumak çocukları korumakla başlar.
9
GÜRSEL AKSEL, MİLLİ TAKIM STADI OLMALI - UĞUR MELEKE (HÜRRİYET)
Kapasitesi belki 50 bin değil ama çok etkililer, Milliler İzmir'de daha sık oynamalı.
Tam 30 sene önceydi. 1994 kışında İstanbul’da rakip yine İzlanda’ydı. Yine sertlerdi, yine dayanıklılardı. Santrforları yine bir Gudjohnsen’di (Dün oynayan santrforlarının dedesi). A milli takımımızın başında tutkulu bir teknik adam vardı: Fatih Terim. Cesur davranmıştı; genç ağırlıklı, pırıl pırıl bir kadro kurmuştu. Tabii ki o dönüşüm ateşini ilk yakanlar Şenes Erzik ve Sepp Piontek’ti. Ancak o gün Terim ve sahaya sürdüğü 14 harika futbolcu, İzlanda’yı 5-0 yenerek Avrupa futbol masasına bir daha ayrılmamak üzere kattılar bizi. O gün oynayan 14 futbolcumuzun sekizi 25 yaş altı idi. O genç grup, o gün yaktıkları kıvılcımla Türkiye’yi tarihinde ki ilk Avrupa Şampiyonası’na taşıdılar iki yıl sonra. Hemen hemen aynı grup, olgunluk çağlarında da Dünya üçüncülüğü başarısına ulaştılar.
10
KEREM 5 GOL ATABİLİRDİ
2024 takımımız da, 1994 grubu gibi genç ve tutkulu. Milli takımın başında yine teknik direktörlüğünün baharında sayılabilecek, iştahlı bir hoca var. Montella’nın Cardiff performansı kötüydü, berbat geçen ilk yarının ardından 46’da 2-3 adam dizmeliydi kenara. Ancak İzmir’de gurur duyulacak bir oyun oynadı ulusal takımımız. Özellikle ilk bir saatte geriden çıkışlarda çok iyiydik. İki stoperimiz ve Hakan uzun metrajlı paslarla oyunun yönünü çok iyi değiştirdiler. Arda 10 numara rolünde maestro gibiydi. Tamamlayamadığımız hücumlarda topu geri kazanmadada müthiştik, stoperlerimiz 60’ıncı metreye kadar çıktılar, İsmail’le beraber sayısız top kestiler. Gecenin starı Kerem üç süper gol attı, biraz şanslı olsa beş tane atabilirdi. Ancak beni en çok mutlu eden şey beklerimizin pas tercihleriydi. Mert ve Eren’in her bindirmede kör ortalar yerine yerden bilinçli pas seçimlerine bayıldım.
11
20 BİN GURURLU YURTTAŞ
Dün Gürsel Aksel Stadı’nda 20 bin gururlu yurttaşımız da “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” tezahüratlarıyla futbolcularımızı ateşledi. Gürsel Aksel’in kapasitesi belki 50 bin değil ama çok yürekliler, çok etkililer. Ben milli takımımızın İzmir’de daha sık oynaması gerektiğini düşünüyorum. Hatta bu Gürsel Aksel, bu enerjisiyle milli takım stadı olabilir rahatlıkla.
12
GÜZEL OYUN HARİKA SONUÇ - METİN KARABAŞ
Avrupa Uluslar B Ligi ikinci maçında İzlanda’yı konuk ettik. Umut Nayir’i 9 numarada kullanan Vincenzo Montella, bu mücadeleye dörtlü savunma ile çıktı. Millilerimiz karşılaşmaya çok iyi başladı. 2. dakikada organize gelişen atağımızda Umut’un asistinde Kerem Aktürkoğlu ceza sahasında bitirdi ve 1-0 öne geçtik. Golden sonra da oyunun hakimi bizdik. Rakip kaleye hızlı giderken, onların çıkmasını da engelledik. İzlanda ise duran toplarla pozisyon aradı. Aradıkları golü de 37’de kornerden gelen topa Palsson’un kafa vuruşunda buldular: 1-1. Rakibimiz kaleyi bulan ilk topta malesef golü buldu. İlk 45 dakika boyunca oyuna yön verip, sahada doğruları yapan taraf olsak da ikinci golü bulamadık ve soyunma odasına 1-1’lik eşitlikle gittik.
13
KEREM’İN ŞOV GECESİ
İkinci devreye de iyi oynayarak başladık. Özellikle ikinci bölgeden üçüncü bölgeye geçişlerde hızlı ve etkiliydik. 52’de Eren’in pasıyla buluşan Kerem ceza sahası dışından harika vurdu ve bizi bir kez daha öne geçirdi: 2-1. 60’tan sonra fizik olarak düşüş yaşadık. İzlanda bu bölümde etkili ataklarla kalemize geldi. 72’de Umut Nayir kale ağzından topu auta gönderdi. 74’te Vincenzo Montella iki değişiklikle oyuna müdahale etti. Gecenin yıldızı Kerem Aktürkoğlu, Arda’nın pasında 88’de bir kez daha sahneye çıktı ve farkı ikiye çıkarttı: 3-1. Ay-Yıldızlılar hem takım olarak hem de bireysel performans olarak son derece iyi bir maç çıkartırken, sahadan 3-1 galip ayrılmayı başardı.
14
İLK DÜĞME! - HAŞİM ŞAHİN
Bu satırların yazarı her fırsat ve platformda söyledi ve yazdı: İzmir ve Eylül kadar birbirine yakışan iki sevgili daha zor bulunur bu evrende. Ve keşke sevgili Narin'in vahşice katledilmesi hem de 9 Eylül'de yüreğinde acı, gözlerinde gözyaşına dönüşmeseydi İzmir ve Eylül'ün, yani sevgililerin. İşte dün akşam bu İzmir ve 9 Eylül'de Türkiye _ İzanda maçı oynandı.
Montella çok yönlü değişikliklerle sahaya sürdü takımımızı dün akşam . Misal, Galler maçındaki onbirden farklı olarak tam 5 değişiklik yaptı. Keza, üçlü savunmadan da dörtlü savunmaya döndü İtalyan teknik direktör.
15
Bana kalırsa ilk düğmeyi doğru iliklemek hayatın her alanında olduğu gibi futbolda da belirleyici bir önem taşır başarı veya başarısızlık adına.
Galler maçında sağ ayaklı (sol ayağını kullanmaktan sıkıntı yaşayan) Mert Müldür'ü solbekte oynattı misal. Oysa ulusal takımımızın kadrosunda orijin olarak solbek oynayan Eren Elmalı yer alıyordu. Dün akşam tanık olduğumuz üzere çok da iyi bir performans segiledi nitekim Eren solbekte.
İlk yarıda beklenen performansı sergileyemeyen Arda Güler ikinci yarıda Hakan Çalhanoğlu dışarda kalınca resmen maestroya dönüştü. Hat- trick yapan Kerem Aktürkoğlu'nun ikinci ve üçüncü gollerinde başrol oyuncusu çevre görüşü, tekniğiyle zamanında ve doğru yere topu atmanın kahramanı kesinlikle Arda Güler'di.
16
Arda Güler özellikle ikinci yarıda müthiş oynadı. Ama İsmail Yüksek, Eren Elmalı, Abdülkerim Bardakçı ve Kerem Aktürkoğlu'nun da maç boyunca birer pırlanta gibi parladığının da canlı şahidi olduk dün akşam.
Bu arada İtalyan teknik direktörün İzlanda'nın en önemli silahı olan duran toplara önlem almamasını veya alamamasını yadırgadığımın altını kalın kalın çizmek isterim.
Demek ki ilk düğmeyi doğru iliklediğinizde işler yolunda gidiyormuş gördüğünüz gibi. Öyle değil mi Sayın Vincenzo Montella?