Hüseyin Çimşir'den sürpriz Galatasaray itirafı! 'İmzalamıştım'
Bursaspor'un tarihi şampiyonluğunda önemli rol oynayan, Trabzonspor'un da efsanesi olan Hüseyin Çimşir, FANATİK'e konuştu. Genç çalıştırıcı, futbolculuk döneminde Galatasaray'la protokol sözleşmesi imzaladığını itiraf ederken, Trabzonspor hakkında da önemli açıklamalar yaptı. Çimşir, Bordo-Mavililer'deki teknik adamlık döneminde başarılı olduğunu söyledi ve çok daha çarpıcı ifadeler kullandı. İşte Hüseyin Çimşir'le röportajımız...
FANATİK ÖZEL / Atalay Özçelikli
Haberin Devamı ›
Trabzonspor'da 303 maça çıkarak Bordo-Mavili formayı en çok giyen 12. isim olan, Karadeniz devinin yıllarca kaptanlığını yapan, futbolculuk döneminde Bursaspor'un tarihi şampiyonluğunda çok önemli paya sahip olan ve 2 sezon önce Fırtına'da teknik direktörlük görevini üstlenen Hüseyin Çimşir, FANATİK'e konuk oldu. Arkadaşımız Atalay Özçelikli'ye konuşan genç çalıştırıcı, futbolculuk dönemiyle ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulunurken, Trabzonspor teknik direktörlüğündeki süreçle ilgili de iddialı konuştu. Fırtına'nın son dönemdeki rüzgarının temellerini atan isimlerden biri olan Hüseyin Çimşir'le sohbetimiz sizlerle...
'Formaya, şehire hizmet etmekten gururluyuz'
Hocam bugün bir geçmişe gideceğiz, bir günümüze geleceğiz, belki bir daha geçmişe gideceğiz derken biraz zamanda yolculuk yapacağız. Trabzonspor'la futbol hayatınıza başladınız, Bordo-Mavili formayla 303 resmi maça çıkıp, kaptanlık yaptınız. Trabzonspor sizin için ne anlam ifade ediyor sorusuyla başlamak istiyorum.
Haberin Devamı ›
"Biz Trabzon'luyuz, Trabzonspor'luyuz... Küçükken izlediğimiz, hayal ettiğimiz, oyun olarak oynadığımız futbolu meslek haline getirdik. Trabzonspor'da 303 maça çıkmak, kaptanlığını yapmak çok önemli bir başarı kendi adıma. O formayı giymekten, o şehire hizmet etmekten çok memnunuz, gururluyuz."
'Kolum kırıldığındaki tedirginlik beni etkiledi'
Bana gelen bir bilgiye göre hocam; 11 yaşınızdayken kolunuz kırılıyor, kulüp size eve kadar bırakıyor ve orada duygusal anlar yaşanıyor. Geçmişe gidip o hatıraları bizimle paylaşır mısınız?
"Trabzon Lisesi'nin sahasında antrenman yaparken yaşandı olay. O dönem teknik direktörümüz Mustafa Reşit Akçay, altyapı koordinatörümüz de Turgay Semercioğlu'ydu. Biz Araklı'da oturuyorduk, evimiz şehir merkezine, antrenman sahasına 30-35 km mesafedeydi. Sabah sağlam çıktık evden, antrenmanda düşüp kolumu kırınca Mustafa hoca ile Turgay hoca beni doktora götürdüler, kolum alçıya alındı. Tabii onlar çekiniyorlar, eve götüreceğiz de anne-babanın tepkisi ne olacak. Trabzon şehri, insanların nasıl tepki vereceği de belli olmuyor. Arabaya bindik, eve götürdüler beni, durumu anlattılar, ailem de olumlu karşıladı. Hocaların o tedirginliği yaşaması, üzerime düşmesi çok etkiledi beni. Güzel anılar olarak hafızamda yer aldı."
Haberin Devamı ›
Şimdi de futbolseverlerin birçoğu az sonra vereceğim bilgiyi muhtemelen ilk kez duyacak. Kariyerinizin bir döneminde Galatasaray'ın sizi istediğini biliyorum hocam. O anları anlatır mısınız?
"Antalyaspor'da oynarken Galatasaray'dan teklif aldım, o dönem protokolde yaptım Galatasaray'la. Ancak o anda Trabzonspor'dan da teklif alınca yuvaya, Trabzon'a döndüm. Özkan Sümer, dönemin Galatasaray Başkanı Sayın Mehmet Cansun'u aradı, protokolü kaldırmasını rica etti o da kendisini kırmadı, böyle bir süreç gelişti. Özkan hoca benim hem oyunculuk hem de antrenörlük tarafımda çok önemli figürdür. Ben şanslı bir Trabzon'luyum. Efsane takımı oluşturan herkesle bir şekilde hayatım kesişti. Rahmetli Özkan hocayla, Ahmet Suat Özyazıcı'yla çalıştım. Şenol Güneş'le, Ali Kemal Denizci'yle, Kadir Özcan'la, Mustafa Gedik'le, rahmetli Dozer Cemil'le ve Turgay Semercioğlu'yla birlikte çalıştım. Onlardan biri olmak, onları anlamak konusunda çok şanslıyım."
Haberin Devamı ›
'Dinamo Kiev'le görüştüm ama cesaret edemedim'
Şimdi biraz daha yakın geçmişe gelelim... Yıllarca Trabzonspor forması giydiniz ancak Bordo-Mavililer'le Süper Lig şampiyonluğu nasip olmadı. 2 sene oynadığınız Bursaspor'da şampiyonluk yaşayarak tarihe geçtiniz. Şampiyonluk nasıl geldi?
Haberin Devamı ›
"Trabzon dönemimdeyken şampiyonluğa yaklaştığımız, ikinci olduğumuz dönemler var. Özellikle 2003-2004 ve 2004-2005 sezonlarında saha içinde de o şampiyonluğu hak ettiğimiz oyunları oynamıştık. Çok da iyi bir kadromuz, önemli oyuncularımız vardı. Hakem hataları vs de etkili oldu, şampiyon olamadık. 2009'da sözleşmem bitti, yönetim kurulu sözleşmemin devam etmesi adına bir tasarrufta bulunmadı. Yeni bir kadro yapılanmasına gidileceğini söylediler, ben de ayrıldım. O ara yeni evlenmiştim, çocuğum da 1 aylıktı. Yurt dışından Dinamo Kiev'le görüştük, Türkiye'den farklı takımlarla görüştük. Bir anda Bursaspor'da Ertuğrul hoca telefon açtı, istedi beni. Ben de bir kulüple ciddi görüşüyordum, hocaya, 'Hocam bana bir hafta müsaade et. Bir kulüple görüşüyorum, size dönüş yaparım" dedim."
'Bursa'daki şampiyonluk olmayacak bir şeydi ama nasip oldu!'
"O dönem yurt dışına gitmeye cesaret edemedim açıkçası, yeni evlilik, çocuk yeni derken... Bursaspor'dan da böyle bir öneri gelince o teklifi kabul ettim. İyi ki Bursaspor'a gitmişim. Genç ve tecrübeli oyuncuların karması bir kadro vardı. Tecrübeliler iyiydi fakat şampiyonluk yaşamamış oyunculardı. Kadro kurulurken hedef şampiyonluk değildi, Avrupa Kupası'na katılma hedefi vardı. Lige başladıktan sonra özellikle büyük takımlarla oynadığımız maçlarda kendimizi o potanın içinde bulduk. Fenerbahçe'yle ciddi bir yarıştaydık, belki olmayacak bir şeydi ama nasip oldu.
'Kulağımda Fenerbahçe şampiyon sesleri...'
Şampiyonluk maçında neler yaşandı?
"Ankaraspor o sezon ligden düşürüldüğü için 32 hafta oynandı o sezon. Ben de 29-29 maçında forma giydim. Beşiktaş maçı öncesinde antrenmanda 5'e 2 oynarken sakatlandım. Maçtan iki gün öncesine kadar oynayabilir miyim diye düşünüyordum, iğneler, ağrı kesiciler derken ben yine de o maçta sahaya çıkamadım. Sahada olamamak, dışarda beklemek daha zor. Şampiyon olduğumuz gecenin sabahında ben ameliyat oldum, her an oynarım diye ameliyatı ertelemiştim. O maçta oynayamadım, o duyguyu yaşayamadım. 2-0 öne geçtik, tribünde radyoyu açtım Fenerbahçe-Trabzonspor maçını kulaklıkla dinliyorum. Bizim maç bitti, kulağımda 'Fenerbahçe şampiyon' sesleri yükseliyor. Radyoda Fenerbahçe şampiyon ilan edildi. Bizim maç 2-1 bitmiş, kazanmışız ama kendimden şüphe etmeye başladım, acaba bir şey mi kaçırdık diyorum. Hayatımızda hissetmediğimiz güzel ve yoğun duygulardı. Evet Trabzonspor'la kupa kazanmıştım ama şampiyon olamamıştım."
İlgili Haberler
'Sergen Yalçın ve Abdullah Avcı'
Ertuğrul Sağlam o şampiyonluğun en büyük mimarlarından. Uzun süredir aradığını bulamadı. Sizce sebepleri ne? Gereken değeri görmüyor diyebilir miyiz?
"İki sene önce Sergen hocanın yaşadığını örnek alalım. Şampiyonluktan sonraki süreci yönetmek zor. Baskı, camianın farklı bakışı etkili olabiliyor. Şu anda Trabzonspor'da Abdullah Avcı aynı süreçleri yaşıyor. Okan Buruk haricinde şampiyon olmuş tüm teknik adamlar boşta."
'Almanya ve İngiltere'ye gideceğiz'
Futbolculuk dönemi sonrası teknik direktörlüğe başladınız hocam ancak şu anda takım çalıştırmıyorsunuz. Görevde olmadığınız dönemlerde neler yapıyorsunuz, gelecek hedefleriniz neler öğrenmek isteriz...
"Bu süreci kendimize yatırım gibi görüyoruz, eksik olan taraflarımızı geliştiriyoruz. İlgi vardı ancak belli hedeflerde anlaşamadık. Daha yaşımız genç, önümüzde uzun yıllar var. O nedenle acele etmiyorum, bu dönemi okul gibi görüyorum. Zamanımızın büyük bölümü maç izleyerek geçiyor. Ekibimizle analizler yapıyoruz, hangi takım nasıl oynuyor, oyunu nasıl kuruyor, set mi oynuyor, geçiş mi oynuyor onlara bakıyoruz. Bu süreci öğrenmek için kullanıyorum. Gelişmekte olan bir teknik adamım, gelişmeye devam ediyor, dil öğrenme sürecine de girdim. Almanya ve İngiltere'ye gidip birkaç kulübün idmanlarını, maçlarını izleyeceğiz, oralardan ne alabiliriz, düzeni, sistemi getirir miyiz onlara bakacağız. Orada tabi sistem farklı geleceğe yatırım var biz de biraz daha günü kurtarma projeleri var."
'Ünal Karaman hem kaptanım, hem hocamdı'
Yine Trabzonspor'a bu kez çok yakın geçmişe dönelim hocam. Ünal Karaman'ın yardımcısı olarak Trabzonspor'daki antrenörlük sürecine başladınız. Bana göre bugünün Trabzonspor'unun temellerini de sizler attınız. Kısıtlı bütçe ve imkanla iyi işler yaptınız. İyi işlere rağmen gelişi kadar sürpriz bir şekilde Ünal Karaman'la yollar ayrıldı. Ünal Karaman diyip pası size atmak istiyorum...
İlgili Haberler
"Konyaspor döneminden sonra Mustafa Reşit Akçay hocayla yollarımız ayrıldı. Güzel zamanlar geçirdik, Süper Kupa da kazandık. Sonrasında 2018'in Mayıs ayıydı sanırım rahmetli Özkan Sümer'den bir telefon aldım. 'Antrenör olarak seni düşünüyoruz' dediler, ben göreve başladım. Kim olacak, ne olacak diye konuşulurken ben Ünal hocayla anlaşıldığında yurt dışında kamp yeri bakıyordum, orada öğrendim. Ben A takıma çıktığımda Ünal hoca takım kaptanıydı, beraber oynadık. A2 Milli Takımı'nda o teknik adam, ben oyuncuydum. Beraber oynadığımız, görüştüğümüz, çalıştığımız bir abimizdi. Trabzonspor'da da böyle birliktelik oldu. Takım 1 sene evvel Rıza Çalımbay'la birlikte 55 puan toplamıştı sanırım ama kadro maliyeti 35 milyon Euro'ydu. Bu bütçeyle devam etmeme kararı alındı. Ciddi bir satış yapıldı, ekonomik gelir elde edildi, maaş yükü düştü."
'Ünal hoca ayrılınca bana sen devam et dedi'
"Sezona başladık, yavaş yavaş toparlanan bir takım görüntüsü verdik. 5-0'lık Yeni Malatya maçı yaşandı. Onur Kıvrak ve Burak Yılmaz için bir karar alındı. Devre arasında transfer yasağımız vardı. Uğurcan Çakır'ı, A takıma monte ettik. Hüseyin Türkmen ve Abdulkadir Parmak'ı ekledik, Yusuf ve Ömür zaten vardı. Yani az oyuncuyla beraber o sezonu 4. bitirdik. Herkesin sempatisini kazanan, göze hoş gelen futbolumuz da vardı. Sonrasında Konya'yla başlayan, Kayseri maçıyla biten Ünal hocayla ayrılık süreci oldu. 1.5 yıl çalıştım kendisiyle, elimden geldiği kadar hocayı desteklemeye çalıştım. Yararlı bir ürün çıkarttık ortaya. Bu ayrılık sonrasında yönetim kurulu benim devam etmemi istedi, ben Ünal hocayla konuştum o da 'Sen devam et' dedi."
'Ayrılığı televizyondan öğrendim!'
"Ünal Karaman'ın ayrılığını da beklemiyordum, görevin sonrasında bana geleceğini de beklemiyordum. Trabzonspor teknik direktörlüğü hayalimdi ama kısa vadede böyle bir planım yoktu. Ben izine çıkacaktım, devreye girecektik. Hoca İzmir'e gidecekti, uçağı vardı. Tesiste konuştuk, ettik ama ayrılık olacağını düşünmüyorduk. Sonra eve gidince akşam saatlerinde herkesin öğrendiği gibi ben de televizyondan öğrendim kararı. Ünal hoca telefonlarını kapatmıştı, ulaşamadım da. Pazartesi günü Ünal hoca beni aradı bu kez başkasının telefondan. 'Hocam böyle böyle bir ayrılık oldu. Siz devam edin, ne diyorlarsa bakın, yapın, sizle ilgili istekleri olursa devam edin' dedi. 2-3 gün sonra da yönetimden bana böyle bir teklif geldi. İşin açıkçası beni düşüneceklerini beklemiyordum. Ligde 3.'ydük, lider Sivasspor'la aramızda 5 puan vardı, taraftar homurdanıyordu, bir kaos vardı aslında. Planlı olmayan şekilde görevin içinde kendimizi bulduk. Problemli süreci de aşmak için elimizden geleni yaptık."
Hüseyin Çimşir arkadaşımız Atalay Özçelikli'ye samimi açıklamalarda bulundu...
'Küme düşmeyi kaldırdılar ama şampiyon var!'
İlk teknik adamlık döneminizde şampiyonluğun kapısından döndünüz. O dönem neden şampiyonluk olmadı hocam?
"Bunun altında çok şey aramak lazım. İkinci yarıya başladık, üst üste galibiyetlerle liderliği aldık ve belli dönem lider olarak devam ettik. Hem oyun hem de puan olarak şampiyonluğa ulaşabilecek kaliteyi yakaladık, avantajı elimize aldık. Pandemi öncesinde şampiyonluğu etkileyen, hakem hatasıyla kaybettiğimiz 2-3 tane maç var. Bir tanesi Gaziantep maçı, attığımız golün VAR'dan iptali, Abdülkadir Ömür'ün pozisyonda Nwakaeme'nin golüyle beraber yaşanan pozisyon. Goldü o ama hakem iptal etti kararını. İki hafta sonra o pandeminin başladığı gün Başakşehir maçında Nwakaeme'nin atıldığı pozisyon, maçın 1-1 bitmesi... O iki maçta hatalar olmasa pandemi dönemine 5 puan farkla girecektik, giremedik. Sonrasında pandemi dönemine girdik, süreç de çok iyi yönetilmedi. Küme düşme kaldırılıyor ama şampiyon var, küme düşmeyi kaldırıyorsan ligi de oynatmayabilirlerdi ya da lig oynanıyorsa küme düşmenin de olması lazımdı."
'Takımımız sayısal anlamda sıkıntılıydı'
"Başakşehir maçında Sörloth sakatlandı, Sosa'nın sakatlığı vardı. 10 maçlık sürecimiz vardı, önümüzdeki 3 hafta Sosa'yı, 2'şer hafta Ekuban'la, Nwakaeme'yi kaybettik. Bir de o dönemde Daniel Sturridge ile Obi Mikel'i kaybettik, en önemli kayıp onlar, sözleşmelerini feshederek gittiler. Kucka yine devre arasında ayrıldı. Badou N'diaye de ameliyat oldu keza o zaman. Takımda önemli oyuncular vardı, kulübede savunmayı güçlendirecek oyuncular vardı ama ofansif anlamda oyunu güçlendirecek isimler yoktu. Sayısal anlamda sıkıntılı bir takımdı."
'Hüseyin Çimşir, Trabzonspor hocası olarak başarılıydı'
"16 lig, 6 da kupa maçıyla beraber 22 maça çıktık. İki mağlubiyetim var onlar da son iki hafta Denizli ve Konya maçları. 22 maçtaki puan ortalamam 2.05. Şampiyonluğa bu kadar yaklaşılmışken kaybedilmesi farklı söylemlere neden oldu ama Ünal hoca sonrasında o süreci iyi yönettik. Türkiye Kupası'nda finale çıktık, ligde son ana kadar yarışta olduk, 3. aldığımız takımı, 2.'liğe getirdik. Oyun ve oyuncuyu geliştirdik, geçen seneki şampiyonluğun temellerinin atıldığı süreçti. Bize nasip olmadı şampiyonluk ama o dönem olumluydu. Türkiye'de sadece şampiyonlar hatırlanır, ikinciler hatırlanmaz ama başarılıydık. Eğer başarıda tek kriter şampiyonluksa o zaman Trabzonspor tarihinde 3-4 tane başarılı hoca var. Ötekilerin hepsi başarısız, ikinciler, üçüncüler... O mantık doğru değil, şartlar önemli."
'Şimdiki başarılarda emeğimiz var'
"Bakıldığında Trabzonspor dört yılda; bir şampiyonluk, bir ikincilik ve iki de dördüncülük yaşadı. Bir Türkiye Kupası, 2 de Süper Kupa kazandı. İvme her geçen gün üste çıkmış. Bu bir anda olmadı, bunun bir süreci var. Bu süreçte de Ünal Karaman'ın, benim, ekibimizin, yönetimin, oyuncuların, taraftarın payı var. Kimsenin emeğine haksızlık edilmesin."
'Nwakaeme'yi, Konya'ya istemiştik ama alamamıştık'
Alexander Sörloth ve Anthony Nwakaeme transferleri sizin döneminizde gerçekleşti. İki futbolcunun da adını duyduğunda birçok kimse tanımıyordu. Ama Bordo-Mavili formayla harikalar yarattılar. Hem transfer süreçleri hem de Trabzonspor'a katkılarını sorsak?
"En maliyetli isim Anthony Nwakaeme'ydi o zaman. 1.1 milyon Euro bonservis, maaşı da 800-900 bin Euro bandında bir rakamdı. İsrail'den geldi, ne olacağı soru işaretiydi. Ben Konyaspor'da çalışırken, Nwakaeme önümüze gelen bir oyuncuydu ama o dönem Konyaspor'a alamamıştık. Başta böyle bir arayışımız yoktu ama Burak Yılmaz sezon başı kampında ameliyat olunca ihtiyaç doğdu, hem kenar oynayabilen hem de santrfor oynayabilen oyuncu aradık. Yine Nwakaeme ismi önümüze geldi, benim zaten bildiğim isimdi, direkt onay verdim."
'En riskli transferdi...'
"O dönem maliyet ve kulübün durumuna bakıldığında riskli transferdi. Biz o riski aldık ve Nwakaeme de karşılığını verdi, sağ olsun. Sonraki yıl Sörloth ismi geldi başkan tarafından biz de onay verdik, imzayı attık. Yine Ekuban öyle izleyip, aldığımız bir oyuncuydu. Alıp yararlanamadığımız isimler de oldu ancak yaptığımız Nwakaeme, Sörloth, Ekuban hamleleri Trabzonspor için önemli transferlerdi. Oynadıklarında çok ciddi katkılar sağladılar."
'Onur ve Burak'a kırgın değilim, onların bana dargınlığı var mı bilmiyorum'
Onur Kıvrak ve Burak Yılmaz'ın kadro dışı kalması?
"Çok ciddi bir karardı. Sonuçlar kötü gitseydi ters de tepebilirdi. Ancak yönetim inisiyatifini kullandı, böyle bir karar aldı. Son aşamada Ünal hocamıza da soruldu. Ancak karar verici mercii yönetimdi. Sonuca bakarsak; Burak daha başarılarla dolu bir kariyere imza attı, Onur futbolu bıraktı. Ama sonuç olarak iki oyuncunun da Trabzonspor'a ciddi katkıları olmuştur. Benim tarafımdan onlara karşı dargınlığım yok, onların var mı bilmiyorum. Ayrılıklar hoş değil ama..."
'Tabloyu değiştirecek teknik ekip ve oyuncusu var'
Günümüze gelelim yine hocam... Trabzonspor son şampiyon olarak büyük beklentilerle başladı, tam anlamıyla istenilen sonuçlar gelmedi. Hem takımı hem de Abdullah Avcı'yı nasıl değerlendirirsiniz?
"Şampiyonluk sonrasında kadroda ciddi değişimler oldu. Kasımpaşa maçında 11'de 5 geçen seneden, 6 da yeni oyuncu vardı. Bu bir süreç, bu bir değişim... Bu süreci inişli-çıkışlı geçiriyor Trabzonspor. Sahada oynanan oyun bu sezon çok da tatmin etmiyor camiayı. Trabzon taraftarında, önde baskılı oynayan, tempolu oynayan bir oyuna beğeni var. Puansal olarak büyük kaybı yok ama oyun ve oyuncu olarak kırılganlıklar yaşanıyor. Bunu değiştirebilecek teknik ekibi ve oyuncu kadrosu var Trabzonspor'un."
'Abdullah Avcı yeni bir oyun formatı üretecektir'
"Geçen seneki takımla bu sezonki takım aynı oyunu oynayamaz, oyuncu özellikleri yapıları değişik. Geçen yılki takım birinci bölgeden üçüncü bölgeye daha hızlı geçebiliyor ve Nwakaeme-Cornelius ikilisiyle topun orada tutulmasıyla üçüncü bölgeye yerleşimi daha kolay yapıyordu. Bu yıl Trezeguet ve Gomez daha farklı oyuncular, topu tutmaktan ziyade geçişi yapan oyuncular, topu taşıyan oyuncular. Ben bu oyuncu grubuna göre Abdullah Avcı'nın yeni bir oyun formatı üreteceğini düşünüyorum. Abdullah hoca set oyunu ve topa sahip olmaya çalışarak setle beraber üçüncü bölgeye yerleşmek istiyor."
'Jesus'lu Fenerbahçe en iyisi!'
Peki; Jesus, Ismael, Okan Buruk ve Emre Belözoğlu üzerinden yeni jenerasyon hocaları da sorayım hocam. Ne düşünüyorsunuz?
"Jesus atletik ve dayanıklılığı yüksek oyuncularla önde oynayıp, savunmayı orta alana kadar çıkartan bir hoca. 3 de yese 4 atacak bir mantık. Hem Avrupa da hem de ligde en coşkulu, en tempolu oyunu Jesus'la beraber Fenerbahçe oynuyor. Oyuncu değişse de oyun anlayışı değişmiyor."
'Valerien Ismael'in eksisi...'
"Ismael coşkulu bir oyunla başlayıp sonrasında temposuzluk, oyuna hükmedememe sorunları var. Topa sahip olma anlayışı yok, daha dikine oynayan, daha hızlı atak sonlandırmak isteyen bir yapısı var. Ama büyük takımlar oyundaki coşkuyla taraftarını etkiliyor. Orada eksiklik yaşıyor."
'Okan Buruk'un en büyük sıkıntısı...'
"Okan hocanın oyunculuk kariyerini konuşmaya gerek yok. Antrenörlüğünde kupası var şampiyonluğu var. En büyük sıkıntısı yeni bir yönetim, yeni bir kadro, ciddi kariyerli oyuncuları çok hazır olmayarak geldi. Oyun olarak istenen seviyede değil ama puan olarak fazla kopmadı. Yarıştalar, yüksek kalibre oyuncuları var, skor olarak da işe girerlerse hocayı ve takımı rahatlatırlar."
'Yeni jenerasyon hocalar ilham olacak'
"Emre, Nuri, İlhan, Çağdaş ve Ömer hoca gibi yeni jenerasyon hocalar oyunu ve oyuncuyu geliştirecek yeni ve farklı şeyler deniyorlar, gayet de başarılı oluyorlar. Onların başarısı arkadan gelecek diğer teknik adamlara ilham olacaktır, onların önünü açacaktır."