Corona Virüs süreciyle nasıl başa çıkarız? Önder Akgün yazdı...
Corona Virüs bir süredir hem dünyayı hem de ülkemizi etkisi altına aldı. Corona Virüs'ün yaşandığı bu günlerde bilgilendirici ve hayatı kolaylaştıracak yazılarıyla Önder Akgün Fanatik.com.tr'de okuyucularıyla buluşacak. İşte Önder Akgün'ün ilk yazısı... "Corona Virüs süreciyle nasıl başa çıkarız?"
Sadece içinde bulunduğumuz çağda değil, insan oğlunun var olduğundan beri en temel güdüsü yaşam ve en temel korkusu ölümdür. Çoğumuz hayatımızın bir noktada sonlanacağından ötürü “ölüm” kavramından korkarız. Bu ortak korkuyu hepimiz yaşadığımız bu süreçde daha yoğun yaşıyoruz.Televizyon ekranlarında ,canlı takip yapan sitelerde şu an tek gördüğümüz şey: Rakamlar..
Haberin Devamı ›
Rakamlar bazılarımız da kalp atışlarını hızlandırdığı gibi bazılarımızda bugünlerde evde geçirdiğimiz bu süre içinde bulunduğunuz odanın sanki ayaklarınızın altından kayıp gittiği hissiyatını yaratmakta, dünyanın sonu gelecekmiş gibi bir düşünceye sevk etmekte.. Kendinizi tükenmiş ve endişeli hissetmekten daha normal bir şey olamaz.
Dünyamız ve bizden önce yaşamış milyonlarca ölümlü aynı korkuları ve buna benzer krizleri, salgınları yaşadı. Ancak tıp eski tıp değil. İnsanlar eskiden neden öldüğünü bile bilmezken şimdi virüsün mikroskobik resimlerini paylaşıp, konu hakkında mizah bile geliştirebiliyoruz.
İçeriğimizin yazarı Önder Akgün’e sorularınızı Formassist ile de sorabilirsiniz.
TIKLAYIN VE SORULARINIZI SORUN
COVİD-19 SÜRECİYLE NASIL BAŞA ÇIKARIZ?
1-Bu Süreci yaşayan ne ilk sizsiniz, ne de son siz olacaksınız
Haberin Devamı ›
Tüm bu salgınları şu anda bulunduğumuz durumu daha iyi anlamanız için özetledim.
2-Pozitif düşünmelisiniz
İnsanlar kriz anlarında çok çabuk korku ve panik havasına kapılırlar.Esas Pandemi bu korku ve paniğin yayılması sonrasında Umutsuzluğa dönüşmesiyle trajik bir anlam kazanır.Olumlu düşünmek,sizden öncekilerin buna benzer durumlarla nasıl başa çıktıklarını bilmek sizi daha güçlü kılar.
3-Savaş ya da Kaç Mekanizması
Yaşamı tehdit edebilecek, potansiyel bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızda vücudumuzda savaş ya da kaç olarak adlandırılan savunma mekanizması devreye girer.Ortada gerçek bir tehlike olmamasına rağmen vücudumuzda yüksek miktarda adrenalin salgılandığında, beynimiz de alarm moduna girer ve yaklaşan bu hayal ürünü tehlikeye karşı kendisini hazırlamak için, savaş ya da kaç sistemini devreye sokar. Bu; vücudunuzun beyninize hayatınızın tehlikede olduğunu, korkmanız ve harekete geçmeniz gerektiğini anlatma biçimidir.Evet bir tehlike var ,ama bunu bir savaşçı gibi göğüsleyip tedbirleri alıp kendimizi ve bağışıklığımızı güçlü tutmalıyız.
İlgili Haberler
Haberin Devamı ›
4-Ölüm korkusu ile başa çıkın
Ölüm korkusu belirli bir düzeye kadar bizi hayatta tutma amacını taşıyan ve özünde doğal bir korku olduğu için baş edilebilir bir olgudur.
Ama herkesin bir gün eninde sonunda öleceğini kabullenmesi bile daha güçlü yaşamasına olanak sağlar.
Tüm insanlar hayatları boyunca en az bir ya da iki kez ciddi bir krizi sürecinden geçmektedirler. Depremler, savaşlar, salgın hastalıklar, yakınlarını kaybetmeler… Dolayısıyla aslında ölüme yakın olup ve ölümün içinde bulunan bir çok hayata dokunmuşuzdur. Aslında hayat bize genelde çalıştığımız yerden sormakta ama biz bunu algılayamıyoruz. Unutulmaması gereken hayat aldığımız nefeslerin toplamı değil, hayat aslında nefeslerimizi kesen anların toplamıdır.
5-Korkuya yenik düşmeyin.
Bugun bir virüsten, salgından hatta nükleer bombadan daha tehlikeli tek şey insan zihnidir. Korku salmak! En eski boyun eğdirme sanatı ve silahıdır. Çocukların kalbine korku salın ki çabuk büyüsünler! Ulusların kalbine korku sal ki kolay güdülsün! Düşmanlarına korku sal ki yerle yeksan olsunlar!
Haberin Devamı ›
Korku Toplumları, ülkeleri kontrol etmek için uygulanan görünmez bir saldırı silahıdır. Korku aşılayanlardan uzak durmadıkça korkmaya devam edersiniz. Korku ve endişe ile yaklaştığınız her durumda bağışıklığınız çökecektir. Sakin ve soğukkanlı olun ama tedbiri elden bırakmayın. Her gün kaç ülkede kaç kişi ölmüş, kaç kişi hastalığa yakalanmış? Bunların bir önemi ya da çözüme bir katkısı var mı sizin için?
6- Birbirinize ,sevdiklerinize ,dostlarınıza bağlı kalın.
Herkesle bir aradayken yaptığınız kahve sohbetlerine benzemeyecektir ama ailenizi, sevdiklerinizi, dostlarınızı özellikle bu günlerde sürekli arayıp sorun. Aile bağları sizleri ve onları ayakta tutacaktır. Onları yalnız bırakmayın ,motive edin, güç verin ve ümit aşılayın.
7-Güvenilir medya kaynaklarını takip edin.
Gandhi' nin harika bir sözü vardır; "Kimseye kirli ayaklarıyla beyninizde gezme fırsatı vermeyin" der. Medya ve iletişim kanallarında açıklık olmaması dezenformasyon ve bilgi kirliliği, daha fazla korkunun yolunu açar. Toplumsal dayanma gücünü ve psikolojisini bozacak provokatörler mutlaka böyle zamanlarda da görev başında olacaktır. Etrafta neler olup bittiğinden emin olamayan, her bilgiyi kuşku dolu karşılayan toplumları kasıtlı yaratıp bu kitleleri daha kolay manipüle etmek isteyen Medyatörler sürekli abartılı ve yalan haber pompalayabilirler. Bu tuzağa karşı uyanık olunmalıdır. Her habere, her gelen bildirime her videoya inanmamak sorgulamak ve teyit etmek şart hale gelmiştir. Bilginin gizli tutulduğu ya da düzgün iletişime açılmadığı ortamlarda, gerçeklerin yerini dedikodu alır. Ancak asparagas haberlerden uzak durun, yazılı ve görsel medyanın komplo teorisyenlerinin zihninizi esir almasına izin vermeyin. İşinize yaramayacak bilgileri paylaşmayın, üzerinde durmayın, önemsemeyin. Şu anda önemsemeniz gereken tek şey sizsiniz.
Haberin Devamı ›
8-Mental gücünüzü hafife almayın.
Ne düşünürseniz kendinize onu yaşatırsınız. Derin dondurucuda kapalı kalan adamın hikayesini bilir misiniz? Arkadaşları tarafından yanlışlıkla derin dondurucu deposunda kilitli bırakılan adamın hikayesi; Sabah depoda donmuş şekilde ölü bulunuyor. Oysa derin dondurucu bütün gece çalışmamış. Kapalıymış sistem. Ancak adam derin dondurucuda donarak öleceğinden o kadar eminmiş ki, sabah bulunduğunda donarak ölen bir insanın tüm semptomları görülmüş adamda. Zihin böyledir. O yüzden neye inanıyorsanız onu yaşarsınız.Zorlu bir dönemden geçiyoruz. Sonunda biz kazanacağız. Burası kesin. Hep kazandık çünkü. Burada tüm mesele kazanırken bu süreçte dik durabilmek, krizi minimum hasarla atlatmak. Ne de olsa kazanacağız diyerek tedbirsiz olmanızdan bahsetmiyorum. Yine tedbiri elden bırakmayacağız. Daha 10 yıl önce 200 bin kişiyi öldüren domuz gribini şimdi çocuklar ayda 2 defa geçiriyorlar .
9-Sakin olun.
Bu durum aslında, pek çok insanın arayıp da bulamadığı bir fırsat. Evde kalmak, biraz dinlenmek, biraz nefes almak.Ve hepimiz içinde empati yapma vakti. Özürlü olup yatağa mahkum olanları, temiz hava bile alacak bir penceresi olmayan kader mahkumlarını belki de anlama vakti. Evsizleri, sığınacak yeri olmayanları,dayanacak kimsesiz lmayanaları, kimsesizleri, yaşlıları…
Bu virüs maalesef zengin, fakir, ırk, millet, karakter, huy, tip, cinsiyet, mal, miras, holding seçmiyor. Şu andan itibaren yapılacak en doğru şey, bu süreç sonrasını planlamak.
Evlerinizde kaldığınız bu süre zarfında aşağıdakileri mutlaka düşünün.
10-Öğrenin.
Her şey normale ne zaman dönecek ve döndüğünde ne olacak?
Evden çıktıktan sonra ilk yapmak istediğiniz şey ne ya da evdeyken en çok neyi özlüyorsun?
Neler öğretti sana bu kriz süreci ?
Bir daha neyi asla yapmam ya da kesinlikle yaparım diyorsun? Neleri öğrendin?
Daha çok kıymet bilecek misin? Sevdiklerine daha çok zaman ayıracak mısın? Daha çok affedici ,daha az kırıcı olmayı başarabilecek misin?
Kevin Bitch’in kaleme aldığı romanından uyarlanan "Hitch" filmini seyredenler bilir.
"Her güne bir amacınız varmış gibi başlayın" der Will Smith. Dünyada kaç kişinin öldüğünden daha önemlisi; İşte budur. Bir amacınız olsun. Ve o amaç için yaşayın.
Ölene kadar geriye kalan zamanınızda sizin ne yapmayı planladığınızdır. Amacınızın ne olduğu... o yüzden de önemlidir.
Yolda pek çok engele denk geleceksiniz. Çok defa düşeceksiniz. Çok defa kaybettiğinizi düşüneceksiniz. Ancak bir amacınız varsa Asla vazgeçmezsiniz.SAT kursunda bizlere öğretilen en temel öğretidir bu asla vazgeçmemek… 100 defa düşsek 101 defa ayağa kalkmak ve devam etmek. Yeter ki sen iste…