Haftanın filmlerini Abbas Bozkurt yazdı: Ahlat Ağacı'nın altında
Nuri Bilge Ceylan, her ne kadar kendi ülkemizde“uzaklara bakan adamlar”ı ve bitmek bilmeyen kasvetli filmleri akla getirip sıksık alay konusu olsa da, dünya sinemasının en önemli yönetmenlerinden birine sahip olduğumuz için şanslı hissetmeliyiz.
Her filmiyle Cannes Film Festivali’nden ödülle dönmesine alışık olduğumuz Nuri Bilge Ceylan, yeni filmi ‘Ahlat Ağacı’ hayli olumlu eleştiriler alsa da, bu kez Fransa’dan eli boş geldi.
Bizi ödüllere öylesine alıştırdı ki ufak bir hayal kırıklığı yaşadığımızı inkar etmeyelim. Oysa, Cannes’da alınabilecek neredeyse her ödülü zaten kazanmış bir isim Ceylan. Filmleriyle hem buraya hem de başka diyarlardan insanlara dokunan hikayeler anlatan, bunu da kendine özgü bir sinema dili geliştirerek yapan biri. Yeni filmi ‘Ahlat Ağacı’yla manşetlerden uzun süre inmedi: Cannes’da kırmızı halıda verilen pozlardan oyuncuların özel hayatlarına kadar her şey magazin gündemine kadar geldi. Yıllardır adı “entellikle” bir tutulan, sanki izleyen kimse bir şey anlamıyor/hissetmiyor gibi bir algı oluşturulan Ceylan yeni filminde iki popüler komedyeni, Doğu Demirkol ve Murat Cemcir’i başrole yerleştiriyor. Evet, yine bir yazarın evine dönüp varoluşsal dertlerle boğuşmasını anlatıyor, evet yine seyirciyi zorlayan bir film karşımızdaki. Ama bir yandan da, yaşama dair içgörüyle dolu, günümüzün ruhuna da seslenen, beklenmedik kadar konuşkan bir film ‘Ahlat Ağacı’.
Nasıl ki, bazen sevdiğimiz romanların tuğla boyutunda olması bizi korkutmuyor, aksine, karakterlerle gidilecek yolun uzunluğunu hatırlatıyorsa, Nuri Bilge Ceylan filmlerine de böyle yaklaşabiliriz. Üç saatin tamamında eğlenmeyeceğimizi ancak bazı yerlerde ilhamla dolacağımızı bilerek, belki biraz da kendimizi zorlayarak, konfor alanımızın dışına çıkmakta beis görmeyelim. Tüm dünyanın saygı duyduğu bu sinema anlayışı hepimize hitap etmeyebilir kabul; ancak biraz çaba göstermekten zarar gelmez.
Cebimdeki Yabancı
Usta oyuncu Serra Yılmaz bu kez yönetmen koltuğunda ve ilk projesi, İtalya’da büyük ilgi çeken bir filmin Türkiye uyarlaması.
İkinci kez vizyona giren Cebimdeki Yabancı’nın fikri basit ama zekice: Bir grup arkadaş akşam evde toplanır ve oyun oynamaya karar verir. Kural şudur: Herkes cep telefonundaki her şeyi masadakilerle paylaşacak. Cebimizdeki sırlar açığa çıkınca, kim kiminle sevgili kalabilir? Kim kiminle arkadaş olabilir? Tek mekanda geçen, aynı anda hem komik hem de gerilimli olmayı başaran bir film.