ufuk Sarıca: Bu sezon Avrupa Kupasını almak istiyoruz

Pınar Karşıyaka'yla 300. maçına çıkan ve geçmişte olduğu gibi yine başarılı bir sezon geçiren tecrübeli coach Ufuk Sarıca hayallerini, hedeflerini ve 18 maç sonunda takımının ligde bulunduğu durumu, Türk basketbolunu FANATİK'e değerlendirdi...

"Zor bir sezon oynuyoruz. Zor zamanlar geçiriyoruz. Geçen sene yarım kalan bir sezon var. Onun arkasından da bu sene hem taraftarsız oynuyor, sürekli seyahat ediyoruz, sürekli test oluyoruz. Sezon içinde pandemi nedeni ile oynatamadığımız oyuncularımız oldu. Süreç zor sıkıntılı fakat bugün itibari ile baktığımızda; 18 maçta 32 puan topladık. Bizi çok memnun eden bir süreç ve şu an için ligde ikinci sıradayız. Zirveye aday olan bir Pınar Karşıyaka var. Benim 6. senem ve biz hep yukarılarda olduk. İlk dönemimde ‘Bir Hayalimiz Var’ demiştim. Şampiyonluğa aday takımları zorladık. Bu bizi memnun ediyor. Ligin sonunda da final oynayıp. Şampiyon olmak isteriz. Ama öncelikle kalan 12 maçımız var. Bu maçları kendi açımızdan iyi geçirmemiz lazım. Biz sezona başlarken ilk 4 hedefi ile başladık. Bunun içinde kalacağız gibi gözüküyor. Geldiğimiz yerimizi korumak en büyük hedefimiz. Kolay değil, önümüzde çok zorlu maçlar var. Kadro olarak baktığımız vakit; sakatlık ya da pandemi ile ilgili sorun yaşamamamız lazım. Dar bir rotasyonla oynuyoruz.13-14 kişilik bir kadromuz var. Bunun 3-4'ü genç oyuncu, dolasıyla herhangi bir kayıpta sıkıntı yaşıyoruz. Elimizden geldiğince yerimizi korumaya çalışacağız. Şu an ki performansımızdan oldukça memnunum."

'Müzede bir Avrupa Kupası olacak'

"Bu sezon Avrupa Kupasını almak istiyoruz. Türkiye şampiyonluğu, Cumhurbaşkanlığı kupam var. Benim burada tek eksiğim Avrupa da alınacak bir kupa. Karşıyaka’ya bu kupayı kazandırabilmeyi çok istiyoruz. En büyük hedeflerimizden biri bu. Geçen sene iki maç kalmıştı. Favoriydik ama pandemi nedeniyle yarıda kaldı. Bu sene işler daha zor, daha zor bir turnuvadayız. Burada iyi takımlar var, bizim de ilk senemiz. Gruptan çıkmak için bir galibiyete daha ihtiyacımız var. Gruptan çıkalım, sonra top 16, top 8 yavaş yavaş ilerleyeceğiz. Bu sene ya da önümüzdeki senelerde müzemizde bir de Avrupa kupası olacak inşallah"

'Yetenek, salt başarıya giden anahtar olmuyor'

"Bu benim basketbol anlayışım. İnandığım sistem bu, tabi ki bu ekip işi, Karşıyaka'nın ilk dönemimde de Beşiktaş'ta da hep aynı ekiple çalışıyorum. Mutfak çalışmasını hep birlikte yapıyoruz. Tabi başantrenör olarak son kararı ben veriyorum. İnandığım basketbolu oynayabileceğim oyuncular seçiyoruz. Sezon başı ve içindeki çalışmalarla onlara kendi sistemimizi empoze etmeye çalışıyoruz. Başarıya giden yolun da bu olduğu daha önce ispatlandığı için oyuncularımız da bize inanıyor. Günümüz basketbolu artık çok dinamik. Bugün bir takım, yumuşak oynayarak bir iki maç kazanılabilir. Lig uzun bir maraton sonuna kadar o başarıyı taşıyamazsın. Günümüzde yetenek salt başarıya giden anahtar olmuyor. Bunun için de tempolu ve sert oynuyoruz. Geçen sene en az sayı yiyen takımdık. Bu sene de en az sayı yiyen ikinci takımız bu da bizi başarıya götürüyor".

‘Art niyet yok, standart şart’

"Art niyet aramıyorum. Hatalar olabiliyor. Hata bizim işimizin içindeki bir unsur. Nasıl ki coachlar, oyuncular hata yapıyorsa hakemlerde hata yapacak. Burada maçtan maça değişen standartlar olduğu zaman etkileniyoruz. Standart olması gerekir. Özellikle boş salonlar hepimizi etkiliyor. Zaman zaman konsantrasyonumuz kaçıyor, hakemlerimizin de öyle. Hakemlerimizde bu işin bir parçası, art niyetli olduklarını hiçbir zaman düşünmedim. Sadece kararlarının bir standardının olmasını bekliyoruz."

‘Yetiştirici kulüpler korunmalı’

“Alt yapıdan yetişmiş bir oyuncu olarak söylüyorum. Alt yapı yatırımları yeterli değil. Türkiye’nin alt yapılarda daha iyi olması lazım. Bunun sebepleri var. Alt yapılarda oyuncu yetiştiren kulüplerimizi koruyamadı mevcut sistem. Günümüze geldiğimiz zaman yabancı oyuncu sayısı da yükseltilince kulüpler yetiştiriciliği bıraktı. Mevcut sistemde yetiştirdikleri oyunculardan geri dönüş alamadılar. Sistemi daha sağlıklı bir şekilde ele alıp devreye sokmamız ve devrede tutmamız lazım. O zaman alt yapılarımızdan ileriki dönemlerde daha fazla ve iyi oyuncu yetiştirme şansımız olacak."

‘Genç antrenör adayları sabırlı olmalı’

"Bir dönem yabancı coach ağırlıklı çalıştı kulüpler. Yabancı coachlara karşı değilim. Ancak bazı takımlar araştırmadan dışarıdan başka tavsiyeler ile yabancılarla çalıştı. Son dönemlerde bu biraz daha TÜBAD’ın da gayretleriyle düzeldi. Bir takım kriterler getirildi. Şimdi biraz daha Türk coach sayısı artı. Genç coach arkadaşlarımızın sabırlı olmaları gerekir. Oyunun içinden gelip çalıştırıcı olmak büyük avantaj ancak tek başına yeterli değil. Bunun yanında başka donanımlarınız da olmalı. Kendimden örnek vereyim. Ben alt yapı takımlarıyla başladım. Oyunculuktan antrenörlüğe geçince diyaloglarınızın değişmesi gerekiyor. O diyalogları geliştirmeniz gerekiyor. Sonrasında yardımcı antrenörlük yaptım. Beşiktaş’tan başantrenörlük teklifi almama rağmen Anadolu Efes’e gidip tekrar yardımcı antrenörlük yaptım. Bunlar hep bir yatırımdır."