Dünyanın en zor yarışı: Dakar Rallisi

Motor sporları dünyasının en önemli organizasyonlarından biri olan Dakar Rallisi için nefesler tutuldu. Yaklaşık 40 yıllık Afrika ve Güney Amerika yarışlarının ardından 2020 yılında Suudi Arabistan’da gerçekleştirilen Dakar Rallisi bu sene de Suudi Arabistan çöllerinde koşulacak. Efsane Red Bull sporcusu Carlos Sainz’ın yanı sıra rallinin usta ve çaylak isimleri, hem en iyi yarışçı olmaya çalışacak hem de sınırlarını test edecek. Bu sene 44. kez gerçekleştirilen Dakar Rallisi zorlayıcı olmanın yanı sıra heyecan, korku, mutluluk, hüzün ve hayal kırıklığı gibi duyguların bir arada derin şekilde hissedildiği bir organizasyon.

Benzersiz bir macera

Bir sene boyunca bu 14 günlük eşsiz maceraya hazırlanan, hayatlarını bu 14 günlük macera için yaşayan yarışçılar, araçlarının kontağını çevirdikleri andan sonra kendileriyle baş başa kalıyorlar. Bu yarışın benzersiz olmasının sebeplerinden biri pilotların kum denizinin ortasında gidecekleri yolu bilmemeleri. Sürücüler, yarış start aldıktan sonra kendilerine verilen yol kitabıyla sürüşlerini gerçekleştiriyor. Bir gün boyunca araçlarıyla baş başa kalan yarışçılar, gün sonunda kendilerini bekleyen kamp yerlerine gitmek zorunda. Bazen kavurucu sıcak bazen tam tersine donduran soğuk onların karşılaştığı zorluklardan sadece birkaçı. Günde yaklaşık 8 saat araçlarını kullanan pilotlar, bu kum denizinde kendi sınırlarını zorluyor. Ve bütün bu zorlukların yanı sıra yapmaları gereken en önemli şey o etabı tamamlamak oluyor.

Sadece pilot değil ‘usta’ da olmalısın

Birinci sırada olmak belki de pilotların düşündüğü en son şey. Off-road yarışlarında sürücüleri en çok mutsuz eden şey araçlarının zarar görmesidir. Dakar’da çölün ortasında ortalama 100 km hızla giderken aracının başına bir şey gelmesi demek aracı kendi başına tamir etmek demek. Hızlı olmaya çalışan pilotlar yol alırken hafif kaza ya da arıza yaşamaları durumunda araçlarını kendileri tamir edip yollarına devam etmek zorunda. Bu sebeple pilotların sadece iyi bir sürücü değil aynı zamanda iyi bir tamirci de olması gerekiyor.

Bedenin sınırlarını zorlamak

Hem rotayı belli bir sürede bitirmeye hem de aracını korumaya çalışan yarışçının diğer bir testi de kendi bedenidir. Çölün ortasında saatlerce yol giden yarışçılar çoğu zaman aç susuz kalmış yorgun bir bedenleriyle yollarına devam ederler. Özellikle kumdan dağların olduğu çölün ortasında 100 km hızla giden motosikletçiler bu engelleri aşarken yara bere almaları kaçınılmazdır. Şanslı olan sürücüler motosikletleri zarar görmediyse tekrar selelerine oturup yollarına devam eder. Motosikletleri zarar görenler ise araçlarını tamir edip öyle yollarına devam etmek zorundadır. Daha kötü bir senaryo için ise sağlık helikopterleri kampta hazır bir şekilde bekler.

Güçlü olmak yetmez en zeki olmalısın

Dakar, günün sonunda finiş çizgisini ilk kimin geçtiğiyle ilgilenmez aslında. Hızdan daha çok önemli olan şey de pilotların uyguladığı stratejidir. Bir etap dahi kazanmadan Dakar'ı kazanmak gayet mümkündür. En ideal strateji etabı ikinci bitirmektir çünkü, etabı kazanan pilot bir gün sonra etabı başlatandır aynı zamanda. En önde başlayıp hiç bilmediğin bir rotada yolu bulmak, arka sıradan başlayıp lastik izlerini takip etmekten hem çok daha zorlayıcı hem de daha streslidir.

Birçok pilot büyük umutlarla geldiği Dakar’ı tamamlayamayarak hüsrana uğrar. Bunun sebebi pilotun en önde en hızlı gitmeye çalışırken ya kaza yapması ya aracına tamir edilemeyecek zararlar vermesi ya da bedeninin bu dayanıklılık testine yenik düşmesidir. Dakar hız yarışından öte dayanıklılık ve strateji yarışıdır. 14 günün sonunda en dayanıklı ve en zeki pilot hayallerine uzanır ve ismini spor tarihine yazdırır.