Bülent Korkmaz: Paylaşmak zorundayız

"Virüsün tüm dünyada sağlık açısından insanları derinden etkilemesi çok üzücü. Şimdi herkes, sağlık çalışanlarımızın ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyordur. Görüyorsunuz; hemşireler ve doktorlar, insan hayatlarını kurtarmak için ölüyorlar”

Türk futbol tarihinin efsane oyuncularından Konyaspor’un teknik direktörü Bülent Korkmaz, FANATİK’e konuştu. Korkmaz’a, evde geçirdiği şu günlerde neler yaptığını, futbola geri dönüşle ilgili düşüncelerini, Konyaspor’da hedeflediklerini ve çok daha fazlasını sorduk. Şimdi söz tecrübeli çalıştırıcıda: “Virüsün dünyayı sarması ve sağlık açısından herkesi derinden etkilemesi çok üzücü. Maneviyatı kendiniz yaşatırsanız, bilimi dünyaya yaşatırsınız. Bilimin ne kadar önemli olduğunu Mustafa Kemal Atatürk, 100 sene sonrasını gören büyük bir lider olarak, ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, bilimdir’ diyerek söylemişti. Ben zaten farkındaydım ama sağlık çalışanlarımızın ne kadar önemli olduğunu, ne kadar zor bir iş yaptıklarını şu an herkes çok daha iyi anlıyordur.”

‘Hayatın kıymetini düşünün’

“Görüyorsunuz; hemşireler, doktorlar virüs kapıp, insanların hayatlarını kurtarmak için ölüyorlar. En önde onlar var. Sağlık çalışanlarının hepsine minnettarım. Ekmek parası için mecburen sokağa çıkan insanlar var. Lütfen herkes hayatın kıymetini düşünsün. Önlem olarak başkasının sağlığını önemsiyorsanız, evde kalacaksınız. Ailemle bu süreçte çok daha fazla zaman geçirme fırsatı yakaladım. Elbette hepimiz, bu şartlarda hayatı nasıl düzene sokarız, onun hesabını yapıyoruz. Bizler bu durumdan şikayet edersek, arzsız insanlar oluruz. Futboldan kazandıklarımla aileme rahat bir yaşam sağlıyorum.”

‘Çevremize yardım ediyoruz’

“Ben ve ailem, asla kendimizi düşünen insanlar olmadık. Çok zor şartlarda, kalabalık yaşayan aileler var. Şükretmeyi bilmemiz gerekiyor. Aile olarak çevremize her zaman yardım ediyoruz. Bu ülkenin insanıysak, paylaşmak zorundayız. Çünkü hayat paylaştıkça güzel. Herkes futbolda bir tarih belirliyor. Bu bana tuhaf geliyor. İnanın futbolu çok özledim ve çok seviyorum. Ama insan hayatı, ülke hayatı çok önemli. Evde ne kadar idman yapabilirsiniz, bizim hayatımız sahada topla. Dolayısıyla, ‘Şu tarihte oynayalım’ dersen oynarsın, insanlar bunun psikolojisini düşünmeli.”

‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’

“UEFA karşılaşmaları, Olimpiyatlar ve birçok spor organizasyonu iptal... Vakalar ve ölümler devam ediyorsa ne yapacağız! Birçok ay gündeme geliyor. UEFA’ya göre değil, Sağlık Bakanlığımız’ın oluşturduğu Bilim Kurulu’na göre hareket edilmesi gerek. Çünkü futbolun kaderini onlar belirleyecek. UEFA da artık bir karar vermeli; hayat mı yoksa para mı? İnsanlar hayatlarını sağlıklı bir şekilde yaşamak istiyor. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Açık ve net söylüyorum; herkes davranışlarına dikkat edecek, maddi anlamda da dikkat edecek. Dışarıdaki insanların durumunu düşünmemiz lazım.”

Kocaman’a teşekkürler’

Oyuncularımıza bu süreçte güvenmemiz gerekiyor. Onlara verdiğimiz programı, kendileriyle konuşarak analiz ediyoruz. Tesislerimiz kapalı ama idman sahamızın yanındaki parkurda gelmek isteyenler, kurallara uyarak tek başına çalışıyorlar. Aykut Kocaman, çalışmayı seven bir takım yaratmış. Bu bizim için büyük avantaj. Fiziksel yeterlilikten ziyade, zihinsel olarak bazı şeyleri halletmemiz gerekiyor.”

‘Hata yapmaktan korkmayacaksınız’

“Futbolculuk kariyerimde belki çok başarılıydım ama başarısız dönemler de yaşadım. Olumlu ve olumsuz anlarda nasıl bir duygu durumunun içinde olduğumuzla ilgili yeterli tecrübeye sahibim. Hata yapacaksınız ve bundan korkmayacaksınız. Antalya’nın başındayken genç oyunculara güvendik. Hata yaparken öğrenmek zorundasınız. Oyuncudan da bunu isteyeceksiniz. Futbolculuk kariyeriniz iyi olabilir ama sonrasında oyuncuya katkı yapmazsanız, taktik analiz ve teoride inandırıcılığınız olmaz.”

‘Robert Mak’a kal diyemedik’

‘Hoca olmak daha zor ama...’ “Robert Mak bizim için önemli bir oyuncuydu. Kendisi koronavirüsü sebebiyle endişeliydi. Ailesinin yanında olmak istediğini söyledi. Ona, ‘Kal’ diyemedik. Sonuçta duygularınızla hareket etmeniz de gerekiyor. Oyuncu devre arasında bize geldi ve alacakları var, onları da bırakıyor. Yani gitmek için her şeyi göze almış durumda. Böyle durumlarda yapacak bir şey yok.”

'Duygu yoksa olmaz'

“Konya’da oyuncuların kalıplaşmış bir anlayışları vardı. İdman şeklini, oyun stilimize göre değiştirdik. Bu işte duygu çok önemli. Hepimiz profesyoneliz ama kulüpteki herkeste duygu olmalı. Gerekirse bağıracak, gerekirse kızacaksınız”

Konyaspor’da göreve Göztepe maçıyla çıktık ve sadece 2 idmanla devamlı oynayan 11’i sahaya sürdük. Kayseri’ye gittik, bireysel hatadan gol yedik. Kasımpaşa karşısında gol fırsatı bulamadık ama pozisyon da vermedik. Malatya önünde bir şeyleri değiştirdik ve iyi oynadık. Fenerbahçe karşısında 9 kişi kalmamıza rağmen rakibe pozisyon vermeden maçı kazandık. Yükselişe geçeceğimizi biliyorduk ve Gençlerbirliği maçına moralli çıkacaktık.”

‘Tam yükselişe geçiyorduk...’

“Ancak sonrasında salgın sebebiyle ligler yarıda kaldı. Zamana ihtiyacımız var. Sonuçta oyuncuların kalıplaşmış bir anlayışları vardı. Antrenman şeklini kendi oyun stilimize göre değiştirdik. Maçların ve bireysel performansların analizini yaptık. Çalışmadan bu iş olmaz. Futbolcularla beraber kondisyoneri, aşcısı yani kulüpteki herkeste duygu olmalı. Bağırmak istiyorsa bağıracak, kızmak istiyorsa kızacak. Hepimiz profesyoneliz ama duygularınız olmadan gerçek performansınız asla ortaya çıkmaz.”

‘Antonio Conte’yi çok beğenirim’

“Bir teknik adam olarak bu süreçte yardımcılarımla birlikte antrenman metodlarına bakıyoruz. Transferde 2 senedir takip ettiğimiz oyuncular da var. TV’den eski maçları izliyoruz. Geçen mesela Miya’nın, Hırvatistan’da oynadığı dönemdeki maçını izliyordum, orada bir duran top organizasyonu oldu ve hemen bunu datamıza attık. Hoca olarak Antonio Conte’yi çok beğenirim. Juventus, Chelsea ve İnter’de hep farklı sistemlerle oynadı. Klopp ve Ancelotti de çok değerli. Amacımız böyle takipler yaparak, bizim sistemimize faydalı olacak bir şeyi takım üzerinde uygulamak.”

‘Hoca olmak daha zor ama...’

"Futbolculuk ve teknik direktörlüğün yanı sıra yorumculuk yapma fırsatım oldu. Bu üçünün içinde en zoru teknik adamlık. Futbolcuysanız, her şey kendinize bağlı. Yorumculuk bana çok şey öğretti; futbolu biliyorsanız ve iyi bir analiz özelliğiniz varsa, daha kolay oluyor. Hoca olduğunuzda oyuncularla, şehirle, basınla, taraftarlarla ve yönetimle muhatapsınız. Ama hoca olmak sizi çok geliştiriyor.”

M. Çağrı Davran