İbrahim Çolak: Olimpiyat Oyunları'nda madalya almak istiyorum
Cimnastik dalında ülkemizi en iyi şekilde temsil eden ve başarılarıyla bizleri gururlandıran İbrahim Çolak FANATİK'e konuştu. Birbirinden özel açıklamalarda bulunan Çolak "2019 yılında Dünya Şampiyonası’nda madalya kazanarak 3’üncü hedefimi de başardım. Fakat önümde bir hedef daha var ki bu en büyüğü, o da Olimpiyat Oyunları’nda madalya almak. İnşallah onu da Olimpiyat Oyunları Tokyo’da başaracağım." ifadelerini kullandı.
Cimnastik dalında ülkemizi en iyi şekilde temsil eden ve başarılarıyla bizleri gururlandıran İbrahim Çolak FANATİK'e konuştu. Hedefinin Tokyo Olimpiyatları'nda madalya kazanmak olduğunu hedefleyen Çolak, genç sporculara da önemli öğütlerde bulundu.
Haberin Devamı ›
İşte İbrahim Çolak ile gerçekleştirdiğimiz o röportaj:
Cimnastik ile nasıl tanıştın ve profesyonel olarak bu spora başlaman nasıl oldu?
Tamamen sporcu bir aileden geliyorum. Cimnastik sporuna beş yaşında amcam Erkan Çolak sayesinde başladım. Kendisi eski cimnastikçidir. Annem spor yapmaya yıllar önce başladı, hatta yarı maraton bile koştu. Düşünün ben hayatım boyunca en fazla 15 kilometre koştum. Bu yüzden kendisini her zaman tebrik ediyorum. Ayrıca annem, çok azimli ve çalışkan bir insandır, kafasına koyduğunu yapar diyebilirim. Babam ise gençliğinde tekvando yapmış. Benim cimnastiğe başladığım 2000 yılında ise o da atletizme başlamış. Önemli bir spor geçmişi olan anne ve babamın yanı sıra ablamın da spor geçmişi bulunuyor. Kendisi benden 5 yaş büyük. Ben büyürken ailemden bu insanları örnek aldım. Bugün bu başarılara ulaşmamdaki en önemli etken ailemdir. Böyle bir anne ve babaya ve aileye sahip olduğum için çok şanslıyım.
Haberin Devamı ›
'Başarımın sırrı her şeyden önce çok çalışmak'
Başarılarınla her zaman ülkenin gurur kaynağı oldun. Dünya ve Avrupa şampiyonlukların konuşulmaya devam ediyor. Başarının sırrı nedir?
Başarımın sırrı her şeyden önce çok çalışmak, gerektiğinde fedakârlık yapmaktan çekinmemek ve sabretmek. Aynı zamanda hedeflerimi başarabileceğime gerçekten inanıyor ve zorluklar karşısında pes etmeden ilerlemeye devam ediyorum.
Cimnastik sporunun Türkiye'deki gelişimini nasıl değerlendiriyorsun? Genç yeteneklerimiz fazla ama onları değerlendirme ve yeteneklerini ortaya çıkarmada hangi noktadayız?
Son yıllarda özellikle Avrupa ve Dünya çapında elde ettiğimiz başarılarla bütün sporların temeli ve çok önemli olan bir branşın, cimnastiğin Türkiye de de çok iyi bilinip tanınmasını sağladık. Federasyon başkanımız Suat Çelen’in hedeflerinden biri 81 ilde cimnastik yapılmasıydı. Bunu başardı ve şu anda da Türkiye’nin dört bir yanında cimnastik sporu biliniyor. Aynı zamanda aileler daha çok bilinçlendi ve çocuklarını spor hayatlarına cimnastik ile başlatıyorlar. Cimnastik zor ve uzun soluklu bir branş. Her cimnastiğe başlayan çocuk, cimnastikçi olamayabilir. Önemli olan küçük yaşta başlayıp 4-5 yıl temel eğitim alması. Cimnastik branşına daha çok sporcu kazandırabilmek için keşfedilmemiş öğrencileri keşfetmemiz gerekiyor. Bunun için de zaten bakanlığımız yetenek taraması projesini başlattı ve Türkiye’nin her tarafındaki yetenekler yavaş yavaş keşfediliyor. İnanıyorum ki 10-15 yıl sonra da hem cimnastikte hem de Türk sporunda güzel yerlere geleceğiz.
Haberin Devamı ›
'Hedeflerime ulaşırken tökezlediğim zamanlar da oldu'
Başarılar olduğu kadar başarısız dönemler de sporcuların bir sonraki seviyeye geçmesinde önemli rol oynuyorlar. Hiç böyle bir dönem yaşadın mı? Yaşadıysan neler oldu anlatabilir misin?
Hedeflerime ulaşırken tökezlediğim zamanlar da oldu. O zamanlarda da neden burada başarısız oldum diye sorguladım kendimi. Eksik yanlarımı keşfettim ve o yanlarımı güçlendirdim. Bu şekilde basamakları daha sağlam çıktım, güzel dereceler elde etmeye başladım. Anladım ki sadece kazanmak değil kaybetmek de sporcuyu geliştiren bir unsurmuş. 2015 yılında Avrupa Şampiyonası’nda çok iyi performans sergilemiştim ama beklediğimden çok daha düşük puan aldım ve finale kalamadım. Çok üzüldüm, “Demek ki daha çok çalışmam gerekiyormuş” dedim. 2016 yılı Avrupa Şampiyonası’nda ilk defa finale kalabildim. Finalde heyecanıma yenik düştüm, iyi bir performans sergileyemedim. 2017 yılında Avrupa Şampiyonası’nda yine finale çıktım. İyi bir performans sergilesem de yaptığım küçük bir hatadan dolayı dereceye giremedim. 2018 yılında artık daha kararlıydım ve final de o zamana kadar elde ettiğim bütün tecrübelerimi kullandım. Güzel yarıştım ve gümüş madalya kazandım. 2020 yılı Avrupa Şampiyonası’nda da antrenörümle beraber doğru strateji uygulayarak gümüş madalyamı altın madalyaya yükselttim ve en büyük hedeflerimden birini daha gerçekleştirmiş oldum.
Haberin Devamı ›
'En büyük motivasyonumu annemden alıyorum'
Annenin en büyük destekçin olduğunu önceki röportajlarından biliyoruz. Procter&Gamble (P&G) Türkiye iş birliği ile yürüttüğü Olimpik Anneler Projesi ile ilgili görüşlerin nelerdir? Sence bu proje Türk sporuna nasıl katkı sağlayacak?
Haberin Devamı ›
Kendi perspektifimden yanıtlayacak olursam öncelikle belirtmek isterim ki küçüklüğümden beri katıldığım şampiyonalarda annem beni sadece 2 defa izlemeye gelebildi. Evet, belli bir aşamaya gelmiş tüm sporcuların arkasında onları ileriye taşıyacak çokça tecrübe, refleks veya kuvvet bulunuyor. Fakat tüm çalışmalarınızın sonucunu alacağınız “o anda” bir şeye daha ihtiyacınız var, manevi destek. Bu konuda en büyük motivasyonumu, yıllardır bana en iyi şekilde destek olan annemden alıyorum. Olimpik Anneler projesi de bana ve sporculara bunu sağlıyor. Bunun çok önemli olduğuna inanıyorum.
Benim ve birçok sporcunun geçmişinde de olacağı gibi, çocuk yaştan spora başlamamızdaki en önemli etken, ailelerimizin bizi bu spora yönlendirmesi. Olimpik Anneler projesi, çocuklarını spora yönlendirmeleri konusunda aileleri ve anneleri bilinçlendirmeyi hedefliyor. “Çocuğuna spor yaptıran her anne Olimpik Annedir”. Dolayısıyla gelecekte Türk sporunun uluslararası arenada daha fazla temsil edilmesini istiyor, başarıları hedefliyorsak aileleri bugünden bilinçlendirmeliyiz. P&G’nin ve Olimpik Anneler projesinin bu noktada kritik bir öneme sahip olduğuna ve en büyük katkısının da bu yönde olduğuna inanıyorum.
'Geleceğin Dünya veya Olimpiyat şampiyonlarını bulabiliriz'
Olimpik Anneler Projesi, P&G ortaklığıyla 2014 yılından itibaren hayatımıza girdi. Genç yeteneklerin ortaya çıkması ve sosyal sorumluluk açısından da faydalarını başarılı bir sporcu olarak bize aktarabilir misin?
Ben de tüm sporcu arkadaşlarım gibi kazanmak için sahneye çıkıyorum ve biraz önce de bahsettiğim üzere bir başarı istiyorsak gençlerimizi bu alana yönlendirmeli ve o branşa olan ilgiliyi artırmalıyız. Bugün ülkemizde popüler spor dallarının haricindeki branşlara olan destek çoğu kurum tarafından göz ardı ediliyor. Cimnastik, Türkiye’nin en popüler branşı olmayabilir fakat bugün literatürde antrenörüm Yılmaz Göktekin’le birlikte uzun çalışmalar sonucu hayata geçirdiğimiz “THE COLAK” hareketi var. Keza rahmetli Murat Canbaş’ın, şu anki Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen’in ve takım arkadaşım Ferhat Arıcan’ın da literatürde isimleri bulunuyor. Kendi adıma konuşacak olursam her şeyin fitilini ateşleyen, bana ilk günlerden itibaren inanan annem ve ailem oldu. Gelecekte başarılarımızı daha ileriye taşımak için, benzer hikayelerin başkaları tarafından da yaşanması gerekiyor. Bunun için en güzel yöntem, aileleri bugünden bilinçlendirmek. Çünkü onlar bu spor dallarını öğrendikçe bu spor dalında daha fazla sporcular çıkacaktır. Olimpik Anneler projesinin faydası da bu. Projeyle birlikte ben de çeşitli etkinliklere katılıyorum ve burada sadece gençlere değil annelere ve ailelere, çocuklarına spor yaptırmalarını ve sporun da futbol, basketbol veya voleyboldan ibaret olmadığını anlatmak istiyoruz. Böylece sporla yetişen, hem fiziki hem zihnen sağlıklı nesiller oluşturabiliriz ve belki de bir çocuğun hayatını değiştirerek geleceğin Dünya veya Olimpiyat şampiyonlarını bulabiliriz.
'Annem mutluluktan ağlıyordu'
Anne Sultan Çolak bir röportajında seni küçükken cimnastik salonuna götürdüğü günlerden bahsetmişti. O günleri bir de senden dinlemek isteriz. Ayrıca ilk şampiyon olduğunda annen sana o anda dedi? O anlarda neler yaşandı?
Cimnastiğe başladığım da çok küçük olduğum için antrenmanlara tek başıma gidip gelemiyordum. Bu yüzden annem beni götürüyordu. Orada 2-3 saat beni bekliyor, sonra da eve geri getiriyordu. Yolda gidip gelirken düz yolda yürümezdim. Hep kaldırımlarda yürür oradan oraya atlardım. Çok enerjik bir çocuktum. Zaman zaman annemin işi olabiliyordu. Öyle günlerde ailemdeki herkes benim için seferber oluyordu. Rahmetli dedem, babaannem, babam, amcam, yengem, ablam yani kim müsaitse, beni cimnastiğe götürüp getiriyordu. Bu yüzden özellikle küçük yaşta aile desteği çok önemli. 2019 Dünya Şampiyonası’nda altın madalya aldıktan yaklaşık 1 saat sonra annem ve babamla görüntülü konuştuk. Annem mutluluktan ağlıyordu. Ailem şunları söyledi: ‘Bizi çok mutlu ettin oğlum. Çok çalıştın ve çalışmalarının karşılığını aldın. Bunu hakkediyordun, seninle gurur duyuyoruz.’ Ben de ailemin bu desteğini boşa çıkarmayıp onlara ve ülkeme bu başarıyı kazandırdığım için çok mutlu oldum.
Kariyer planlamanda ileriye dönük hedeflerin neler?
Ben kendime belirli hedefler koyan bir sporcuyum, ilk hedefim Milli Takıma girebilmekti ve bunu 2007 yılında başardım. İkinci hedefimse Avrupa Şampiyonası’nda madalya kazanmaktı, bunu da 2018 yılında başardım. 2019 yılında Dünya Şampiyonası’nda madalya kazanarak 3’üncü hedefimi de başardım. Fakat önümde bir hedef daha var ki bu en büyüğü, o da Olimpiyat Oyunları’nda madalya almak. İnşallah onu da Olimpiyat Oyunları Tokyo’da başaracağım. Önümdeki en önemli hedefim bu diyebilirim.
'Ben başarabildiysem siz de başarabilirsiniz'
Son olarak genç sporculara ne tavsiye vermek istersin?
Unutmayın ki spor da dahil olmak üzere hayatınız boyunca yaptığınız her işte karşınıza zorluk çıkacaktır. Bu zorlukları aşmak, üstesinden gelmek için ne olursa olsun umudunuzu kaybetmeyin. Çoğu insan sadece iyi zamanlarında yarına umutla bakabiliyor. Bence önemli olan en zor günlerimizde dahi umutlu olabilmek. Ben en zor günlerimde umudumu asla kaybetmedim, hedeflerim vardı ve o hedeflerimi gerçekleştirebilmek için ne olursa olsun umudumu yitirmeden çalışmaya devam ettim. Tüm bunların sonrasında ise daha güçlü bir şekilde geri döndüm. Ben başarabildiysem siz de başarabilirsiniz. Aynı zamanda birbirimize yardım etmenin, iyilik yapmanın da önemi çok büyük çünkü bunlar bize moral veriyor. Böylece zorluklar karşısında daha güçlü bir şekilde durabiliriz. Ne olursa olsun yarına umutla bakmayı unutmayın.
Mehmet Caner Kolağasıgil / Fanatik.com.tr