Müthiş koleksiyoncu: Rıza Kayaalp!
O bir şampiyon. O bir rekortmen. O bir fenomen. O Türk güreşinin altın çocuğu Rıza Kayaalp. Belgrad'da 5. kez Dünya Şampiyonu olduktan sonra soluğu huzur bulduğu sıcak yuvasında alan efsane güreşçimiz, evinin kapılarını FANATİK'e açtı ve birbirinden ilginç mesajlar verdi.
Kaderin garip bir cilvesi olsa gerek, Belgrad'da 5. kez Dünya Şampiyonu olarak bir rekora imza atan Rıza Kayaalp'le röportaj için buluşmamız Türk güreşinin bir başka efsane ismi Mustafa Dağıstanlı'nın cenazesinde gerçekleşti. Türk güreş tarihinde iki olimpiyat şampiyonluğu bulunan üç güreşçimizden birisi olan Mustafa Dağıstanlı'yı son yolculuğuna uğurlarken, Kocatepe Camii'nin avlusunun neredeyse bomboş olması insanın içini sızlatacak cinstendi. Türkiye bir büyük değerini yapayalnız uğurluyordu. Dağıstanlı Karşıyaka'da güreş şampiyonları için ayrılan ebedi istirahatgahı Anıt Mezara doğru yol alırken, biz de Rıza Kayaalp'le birlikte Türk güreşinin son efsanesinin evine doğru yola çıktık. Rıza Kayaalp yorucu geçen bir sezonun ardından huzur bulduğu sıcak yuvasının kapılarını foto muhabiri arkadaşım Saycan Sayım ile bendenize açtı.
Haberin Devamı ›
Dünya Şampiyonu Rıza Kayaalp, fotomuhabirimiz Saycan Sayım'a birbirinden özel pozlar verdi.
Altyapı seçmelerinde yedek kalmış!
Rıza, zarif eşi Zeynep hanım ve dünyalar tatlısı minik Ay Vera'dan oluşan Kayaalp ailesi, Anadolu misaperverliğinin en güzel örneklerini sergilediler ve bizi çok iyi ağırladılar. Rıza Kayaalp'in kendi elleriyle dizayn ettiği iki katlı müstakil evlerinin arka bahçesinde Saycan Sayım'ın objektifine poz verdiklerinde, haftalar süren ayrılığın sona ermesinden dolayı yaşadıkları mutluluk ve şampiyonluğun gururu üçünün de yüzlerinden okunuyordu. Fotoğraf çekimleri tamamlandıktan sonra Rıza Kayaalp'e sorularımızı sıraladık. Son şampiyonluğunu, bundan sonrasını, kariyerini, başarılarının sırrını ve güreşe, hayata dair meseleleri konuştuk. Bütün bunları konuşurken yeni bir şey de öğrendim. Türkiye'nin en kariyerli, en çok madalyalı sporcusu meğer bu spora başlarken Güreş Eğitim Merkezi'ne yedek kontenjandan girmiş. Yapılan seçmelerde asil adaylar arasında değilmiş. O beklemeye geçtikten sonra Çorum'da bir Güreş Eğitim Merkezi açılmış, Çorumlu güreşçi adayları memleketlerine gidince, Yozgat'taki merkeze yedekler alınmış ve Rıza Kayaalp'in olağanüstü kariyer başlangıcı da bu şekilde gerçekleşmiş.
Haberin Devamı ›
Rıza Kayaalp yazarımız Hamit Turhan'a samimi açıklamalar yaptı.
180 kiloluk demir üstüne düşmüş
Şu anda en büyük motivasyon kaynağının kızı Ay Vera olduğunu ifade eden Rıza Kayaalp'in bu konuda söyledikleri de hayli ilginç: "Benim öyle yoga, Uzakdoğu felsefesi ya da uğur gibi değişik motivasyon kaynaklarım yoktur. En önemlisi kendime güvendir Kendi kendimi motive etmesini çok iyi bilirim. İnsanın en iyi psikoloğu kendisidir. Bu iş kafada biter. Zihinsel olarak kendimi hazırlıyorum. Başaracağıma inandığım, kendime olan güvenim tam olduğu zaman mutlaka başarıyorum. Sakatlık olmadığı zaman gittiğim bütün uluslararası organizasyonlardan madalya ile döndüm." Sakatlık deyince son şampiyona öncesi kampta yaşadığı kazayı ve sakatlığı sordum. Cevabı şu oldu: "Önce bir sakatlık yaşadım. Künde atarken, baldırımda bir çekme oldu. Yaklaşık bir buçuk hafta partner çalışması yapamadim, ki güreşin içinde olanlar bunun ne kadar önemli olduğunu bilirler. Ardından da belimle kalçam arasına 180 kiloluk squat demiri düştü. Son anda ani bir refleksle kaçtım ama yine de temas etti vücuduma. Bir kaç gün de onun için tedavi gördüm. Hiç üst üste bu kadar aksilik olmamıştı."
Haberin Devamı ›
'Önce insan, sonra şampiyon olunmalı'
Rakiplerinin tamamını çok iyi tandığını ve bütün işin kendisinde bittiğini, çalışırsa mutlaka kazanacağını bildiğini kaydeden rekortmen güreşçimiz genç güreşçilere de bu konuda şöyle tavsiyelerde bulunuyor: "Allah bir yetenek vermiş. Bize düşen o yeteneği çalışarak geliştirmek. Eğer ben çalışırsam zirvede olacağıma inanıyorum. Buna gençler de inansın. Onlara en büyük tavsiyem bu olacak. Bir de hangi konumda olurlarsa olsunlar, ister zengin, ister fakir, ister makam-mevki sahibi, ister yoksul, karakter hiç değişmemeli. Tevazuyu elden bırakmasınlar, kibirli olmasınlar. Ben bir köylü çocuğuyum. Köyden çıktım, bu noktalara geldim. Köydeki karakterim neyse, şimdi de oyum. İnsan büyüdükçe küçülmesini de bilmeli. Ben kampta bakarım, malzemeci arkadaşımız bir şeyleri taşırken zorlanıyor, hemen gider yardım ederim. Bundan gocunmam. Aslolan insan olmaktır. Önce insan olunmalı, sonra da şampiyon. İnsanlıktan nasibini almamışsan, yüz tane şampiyonluk alsan ne fayda."
Haberin Devamı ›
'Karelin'in rekorunu kırmak istiyorum'
"O zaman o kadarını hayal edebilmiştim," diyor Rıza Kayaalp ve devam ediyor: "İlk 4 yılın sonunda, 2004'de Türkiye şampiyonu oldum, iki yıl sonra da Avrupa.. Artık hayallerim de büyüdü. Bu işi başaracağıma inandım. Zaten her şey insanın zihninde bitiyor. Kendi kendime hedef koydum, söz verdim; büyüklerimi geçeceğim, başardığımda şımarmayacağım, kibirlenmeyeceğim diye. En büyük amacım bize sunulan hizmetlerin karşılığını vermek, bayrağımızı dalgalandırmaktı. Çok şükür hepsini başardım. Şu anda sadece büyükler kategorisinde 24 madalyam var. 5 Dünya, 11 Avrupa'nın yanısıra 3 olimpiyatta da madalya alan tek güreşçiyim ama bir tek olimpiyat altını eksik. Önümde bir buçuk yıl var. O zaman zarfında da aynı inanç ve azimle çalışarak eksik halkayı tamamlayacağım. İki Avrupa, bir dünya, bir de olimpiyat sınavım var. Tamamını şampiyon olarak tamamlayıp güreş hayatımı noktalayacağım. Bir hedefim de Avrupa Şampiyonluğu sayısını önce 12'ye çıkararak Rus Aleksandr Karelin'in rekoruna ortak olmak, ardından da 13'e çıkararak bu rekoru elime geçirmek. Böylece dünya güreş tarihine de geçmiş olacağım."
Haberin Devamı ›
'Siyasete asla girmeyeceğim'
Şampiyon güreşçimiz sporu bıraktıktan sonrasını ise hiç düşünmediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: "Öncelikle ailemle vakit geçireceğim. Uzun kamp dönemlerinde ailemden ayrı kalmak benim için çok zor oldu. Ailem için de öyle. Özellikle kızım doğduktan sonra benim için bayağı yıpratıcı oldu. Çok özlüyorum. Allah'tan şimdi dijital teknoloji var da, görüntülü konuşuyoruz ve özlemim biraz olsun hafifliyor. Onun için önceliğim ailemle vakit geçirmek, sonra da ülkeme bir şekilde hizmet vermeye devam etmek. Ama bu siyaset olmayacak. Siyasete girmeyeceğim. Bana göre değil. Ben duygusal bir insanım, siyasetin omuzlarıma yükleyeceği yükü ve yaratacağı sorunları kaldıramam. Bir başka mecrada ülkeme hizmet vermek isterim. Bu bürokrasi olabilir, başka bir görev olabilir."
Eşi Zeynep Hanım: Ayrılığa alıştık
"Uzun kamp dönemleri tabi ki benim ve kızımız Ay Vera için de zor oluyor. Ama ben buna alıştım artık. Alışmak da zorundayım. Çünkü Rıza'nın işi bu. Ve bu yaptığı işten, başardıklarından dolayı onunla gurur duyuyorum. Eşi olmasam da hislerim böyle olurdu. Bir Türk vatandaşı olarak gurur duyardım onunla. Son şampiyonadaki final maçında çok heyecanlandık tabi. Ay Vera milli mayoyu giydi, elinde bayrakla babasını televizyon başında destekledi, "Baba 5 yap, baba 5 yap!" diye tezahürat yaptı. Açıkçası ben Ay Vera'nın büyüdüğünde güreş yapmasını düşünmedim ama Rıza yeteneğinin olduğunu ve kızımızı güreşçi yapacağını, kendisinin alamadığı olimpiyat altınlarını Ay Vera'nın alacağını söylüyor. Ne de olsa onun genlerini taşıyor, olabilirtabi."
FANATİK ÖZEL / Hamit Turhan