Minderin şampiyonu Reşit Karabacak'ın mütevazı yaşamı
Minderde kazandığı başarılarla Türkiye’ye büyük mutluluk yaşatan eski güreşçi ve milli takım antrenörü Reşit Karabacak, minderden sonraki yaşamında hayvan besliyor, bahçesinde çeşitli ürünler yetiştiriyor.
Türk güreşinin önemli isimlerinden 66 yaşındaki Karabacak, güreşe İzmir’de 19 yaşındayken başladı. Karabacak, ilk şampiyonluğunu da güreşe başladıktan 1 yıl sonra, serbest stilde Balkan birinciliği ile elde etti. Sonrasında Akdeniz ve Avrupa şampiyonu olan Karabacak, dünya şampiyonalarında da elde ettiği başarılarla Türkiye’nin gururu oldu. Karabacak, sporu bıraktıktan sonra bir süre milli güreş takımının antrenörü olarak görev yaptı. Antrenörlüğü 1998’de sona eren Karabacak, yerleştiği Bursa’da mütevazı bir hayat sürüyor.
Haberin Devamı ›
Kestel ilçesindeki evinin arazisinde kaz, ördek, hindi, tavuk yetiştiren Karabacak, bahçesinde meyve ve sebze üretimi de yapıyor. Karabacak her gün hayvanlarının ve bahçesinin bakımını özenle yapıyor. Bazı günler de kahvehanede mahalle sakinleriyle sohbet eden Karabacak, yaşadığı güzel günleri onlarla paylaşıyor.
Karabacak, minderden uzak kalsa da güreşten uzak kalamadığı için fırsat buldukça Türkiye’nin çeşitli kentlerinde düzenlenen güreş müsabakalarını izlemeye gidiyor.
"Kariyerim başarılarla dolu"
Reşit Karabacak, AA muhabirine yaptığı açıklamada güreşe henüz çocukken merak sardığını, o dönem güreş tutkusu nedeniyle babasından çok azar işittiğini anlattı. Babasının kendisinin güreşçi olmasına karşı çıktığını kaydeden Karabacak, "Babam güreşçi olmamı istemiyordu. Bana ’Atın ahmağı rahvan, itin ahmağı tazı, adamın ahmağı da pehlivan olur.’ diyordu. Ben de ’Baba, adamın akıllısı pehlivan, atın akıllısı rahvan, itin de akıllısı tazı olur.’ dedim. ’Niye?’ dedi. ’Rahvan ata fındık içi, arpa, buğday yedirirler. Bakıyorlar, tımar ediyorlar, tertemiz. Diğer hayvanlar leş yiyor, tazıya eti pişiriyorlar, süt pişiriyorlar. Pehlivana da bütün köylü, kentli bakıyor.’ dedim. Sonra babam bana hak verdi." diye konuştu.
Haberin Devamı ›
Karabacak, oğulları Yunus Emre ve Emirhan’ın da güreşle ilgilendiğini ancak kendisi kadar başarılı olamadıklarını belirtti.
Kazandığı başarılarla dikkati çeken Karabacak, şöyle devam etti:
"Türkiye’de benim kadar sıklet değiştirip şampiyon olan bir güreşçi yok. 68, 74, 82, 90 ve 100 olmak üzere 5 sıklette güreştim. Hangisinde çıktıysam birinci oldum. Ondan sonra yağlı güreş de yaptım. Grekoromen de yaptık, birinci olduk. Hepsinde de elimizden geldiği kadar başarılı olduk. Buna, ’Allah vergisi’ diyorlar. Kariyerim başarılarla dolu. Şampiyonluğun ardından 1983’te havaalanına indik, yaklaşık 10 bin kişi karşılamaya gelmişti."
"Mütevazı bir hayatımız var"
Güreştiği yıllarda aldığı madalyaların sayısını hatırlamadığını ifade eden Karabacak, yaklaşık 500 kez milli olduğunu söyledi. Karabacak, kendilerinin zor şartlar altında müsabakalara hazırlandığını anımsatarak, şimdiki şartların daha güzel olduğunu ancak güreşe ilginin azaldığını dile getirdi.
Haberin Devamı ›
Köy yaşamını çok sevdiğini anlatan Karabacak, "Burada mütevazı bir hayatımız var. 6 çocuk var, torun çok. Çocuklarla beraber yazın 3 ay burada 20-25 kişi oluyoruz. Kardeşlerimin çocukları da gelirse bayramlarda 80-100 kişi oluyoruz. Kaz, ördek, hindi besliyorum. Hayvanları da çok seviyoruz. Kurt köpeğim vardı telef oldu. Şimdi Çin Aslanı var, onu besliyorum." ifadelerini kullandı.
Karabacak, Türkiye’nin güreşte başarılı olduğunu, olimpiyatlarda 7 madalyadan 5’inin alındığını kaydederek, Rıza Kayaalp ve Taha Akgül’ün başarılarının gururlandırdığını söyledi. Başka güreşçilerden de büyük başarılar beklediğini belirten Karabacak, güreşte kazanılan başarıların kendisini çok mutlu ettiğini sözlerine ekledi.