Ünal Aysal: 3 Temmuz'a geri döndük

Sarı-Kırmızılı kulübün aylık olağan Divan Kurulu toplantısı, Galatasaray Adası'nda gerçekleşti. Yönetimin, "Etik spor için boykot" kararı tartışılırken, Başkan Ünal Aysal, olay yaratacak sözler sarf etti:

‘Ahlak dışı dökümanlar çıktı’

"2011 senesinin Temmuz ayının 3. günü Türkiye'de 'Pandora'nın kutusu' açıldı. Bu kutunun içinde bir sürü yanlışlık ve spor ahlakına uymayan 1600 sayfalık döküman çıktı. Ben o zaman iş başına yeni gelmiştim. Şaşkınlık içinde bu durumu izledim. Sonra bu işlerin içine Galatasaray'ın da çekilmek istendiğini fark ettiğim için camiamızı ve benden önceki yöneticileri elimden geldiğince savunmaya ve bu işten uzak tutmaya çalıştım."

"3 Temmuz bana ümit verdi. Geçtiğimiz 8-10 yıl içinde yaşanan bazı yanlışlar yeniden düzelecekti. Spor yöneticileri ve seyircilerinin 'ne pahasına olursa olsun kupa' anlayışını değiştirecekti. Bütün beklentim ve 3 Temmuz'dan sonra artan ümitlerim buna yönelikti. Bu bir anlamda gerçekleşti. 2011 ve 2012'de hemen hemen bütün branşlarda eskiye dönüş, her ne kadar tam olarak olmasa dahi hakemler ve federasyon cephesinde iyileşme vardı..."

‘İlk iki yıl iyileşme vardı’

“2011 ve 2012'de hemen hemen bütün branşlarda eskiye dönüş, her ne kadar tam olarak olmasa dahi hakemler ve federasyon cephesinde iyileşme vardı. Yargıtay kararı sonrası yapılan uygulamalar ve bunun sonucunda havada kalan bazı neticeler sonrasında ise 3 Temmuz öncesi geriye dönüş sürecine girildi. Bunu yakından izledik. Bütün yarıştığımız branşlarda federasyonların etkisini üzerimizde hissettik. Federasyon, kürek branşında başarılı olduğumuz dalları takvimden çıkardı. Kürek branşında başka kulüplerin başarılı olduğu dallar, takvime dahil edildi.”

‘İman gücüyle final oynadık’

“Geçen sezon şampiyon olduğumuz basketbolda, başkalarının bütçelerinin çok daha altında tamamen iman gücü, disiplin ve çalışma azmiyle final oynadık. Hocamız, oyuncularımız alın teriyle ıslattıkları parkeden başarıyla ayrıldı. Bunun sonucunda hepimizin beklentisi, düzgün bir final oynamaktı. Galatasaray bu finalleri her zaman sevmiştir.”

‘Kameraları bile çevirdiler’

“Ancak 2-2'lik sürece geldikten sonra Fenerbahçe'nin tek farkla aldığı maçta hakemin son dakika yaptığı hata herkesin malumudur. Serideki 4. karşılaşmada bize 3 anons yaptıran hakemler, onlara 2 anons yaptırdı. Halbuki maç bittiğinde sahaya giren yüzlerce seyirci, oyuncularımıza ve yöneticilerime yapılan saldırıların görülmemesi için salonda 3 saat öncesinde başka yönlere çevrilen kameralar dolayısıyla iş gerçek bir oldu bittiye getirildi. Rakibimiz ceza almadı. Gözlemcilerin verdiği raporlara göre bu ceza uygulanabilirdi; uygulanmadı. Yalnız uygulanmamakla kalmadı.”

‘Federasyon gülmekle yetindi’

“Bizim yendiğimiz maç neticesine kadar da cezanın verilip verilmeyeceği açıklanmadı. Dedim ki, 'Doğru bir şey yapmıyorsunuz. Biz burada iyi niyet süzmüyoruz', federasyon gülerek geçiştirdi. Biz alın teriyle buraya kadar geldik, milyonlarca para harcadık. Burada kurulan tertip, aynı hakem kadrosuyla aynı seyirci kadrosuyla biz bu maça yenilmek üzere davet edildik düşüncesine girdik. Bu noktada iki seçeneğimiz vardı. Ya gidip oynayıp, yenilip rakibimize kupayı kaldırma zevkini vermek ya da reaksiyon göstermek.”

‘Temizleninceye kadar devam’

“Biz de reaksiyon gösterdik. Bir kupa kaybettik. Aksi bir mucize olurdu çünkü her şey kupayı aldırtmamak için kurulmuştu. Sahaya çıkmamak Türk sporu adına bir bayrak kaldırma oldu. Orada da bırakmadık. Federasyon başkanıyla bire bir konuştuk. 'Bize verdiğiniz cezanın yarısını verin, şaibeli hakem kadrosunu değiştirin' dedim. Federasyon başkanımız her ikisini de reddetti. Ben de kendisine bu şartlarda sahaya getirmeyeceğimizi, bu spor dalı temizleninceye kadar Galatasaray olarak reaksiyon göstereceğimizi net bir şekilde anlattım."

Metin Karabaş