YÜZÜ GÜLMEDİ (OĞUZ DİZER)
Hakan Keleş faal futbol dönemi, kenar çizgisi üzerinde top sürerken; ne yapacağı hiç belli olmayan bir modeldi. Rakipleri, "Keleş acaba ne yapacağını mı düşünüyor’ zannederken, o geçer gider, çalımı yiyen olduğu yerde kalakalır, arkadan baka kalırdı! Aynı yetenekleri kısıtlı bütçelerle direndiği teknik direktörlüğü dönemi de süregeldi. Dün gece ise teknik adam apoletiyle, Giresunspor’daki 100’üncü maçında; Galatasaray‘a geniş alan bırakmayan, az ama öz fırsat kollayan bir planı sahneledi. 100. oyununda, yüzü gülmedi. Neden gülmedi? Eğer rakibinizde tango, pasodoble, candombe, fado, hallingdans, shota maestroları varsa; bir de bizimkiler ‘erik dalı’ havası üzerine, futbol sanatından özel yetenekler katmışlarsa, işin zor olur be usta!
Emin mükemmel oynadı
Galatasaray kritik deplasmandan 4 gollü bir galibiyetle dönüyor. Okan Buruk ve ekibi ise böylesi çeşni zenginliğinden muhteşem bir futbol Armada’sını Türk Futbol alemine sunuyorsa, bu lezzete ‘10 üzerinden 10‘ denilmez de, ne denir Allah aşkına? Bu müsabakada Emin mükemmel oynadığı gibi, Torreira aynen çapari gibi bir misina, Mertens ise sazan ustası okuma olta gibiydi. İcardi cabeco’dan örneklerine, media vuelta hareketlerini ekledi ve Giresunspor savunmacılarını defoya sürükledi! Kısacası Galatasaray her hattı ve emeği geçen tüm fertleriyle takdire şayan bir Karadeniz seferinden 4 gollü 4X4 sevinçle döndü. Bravo...