Önceki Fotolar
Abel Xavier: Liverpool ile Galatasaray Stadı'nda korktuk! 'Bir gün burada oynamalıyım' dedim, Fatih Terim itirafı...
13 Şubat 2024, Salı 06:59
Güncelleme Tarihi:
2003 yılında 6 aylığına Galatasaray'a imza atan, özellikle oynadığı dev takımlar ve imajıyla unutulmazlar arasına giren Abel Xavier, FANATİK'e röportaj verdi. Şimdilerde teknik direktörlüğe adım atan Portekizli futbol adamıyla Sarı-Kırmızılı günlerini konuştuk. Renkli kişiliğiyle çok konuşulacak sözlere imza atan Xavier röportajı sizlerle...
Kariyerini sonlandırdıktan sonra, "En büyük şansının Galatasaray'a transfer olmak ve İstanbul'da yaşamak olduğunu" söyledin. Burada Müslüman da oldun, neler söylemek istersin?
"Türkiye ve Galatasaray benim ikinci evim. Kiralık sözleşmem varken büyük hayalim Galatasaray'la kalıcı yeni sözleşme imzalamaktı. Ama maalesef Liverpool beni bedava göndermek istemedi, Galatasaray'ın da o dönem bütçe sıkıntısı vardı. O dönemde beni alamayınca Galatasaray, Barcelona'dan Frank de Boer'i transfer etti. Ancak o atmosferi, o kültürü uzun yıllar yaşamak isterdim, fakat nasip olmadı. Türkiye'de oynamak zor. Karakterinin güçlü olması gerekiyor, insanların futbol sevgisini anlaman lazım. Ben çok iyi hissettim kendimi. Taraftardan büyük sevgi hissettim. Galatasaray'da oynarken İslam'la ilgili de önemli bilgiler edindim, sonra zaten Müslüman oldum. Bu nedenle hayatımda Galatasaray benim için çok önemli yere sahip.
Kariyerinde çok önemli isimlerle oynadın. Bunlardan biri de Roma'da beraber oynadığın, şu anda A Milli Takımımız'ın teknik direktörü olan Vincenzo Montella... Nasıl değerlendirirsin, İtalyan ismin hem hocalığını hem de futbolculuğunu?
"Montella ile Roma'da beraber oynamak benim için bir gururdu. Ona dair hatırladığım ilk şey karakteriydi. İnsanlara çok yakın olan biri. Türkiye'ye gelerek de doğru bir adım attı. Adana Demirspor'da başarılı oldu, doğru zamanda, doğru adımı attı. Türkiye'de başarılı olmak kolay değil. Başardıktan sonra A Milli Takım'a gitti ve şimdi orada da başarılı. Umarım daha da başarılı olur ve milli takımı güzel yerlere getirir."
Ülkemizde de son dönemde Portekizli hocalar görev yapmaya başladı. İlk akla gelen isimler; Vitor Pereira, Jorge Jesus ve şimdilerde Fernando Santos. Onlar hakkında neler söylersin?
"Genelde Portekizli hocalar dünyanın önemli kulüplerinde büyük başarılar elde etti. Ancak şunu da söylemekte fayda var; başarıda bir ülkenin ismi yoktur, önemli olan o kişinin yeteneği ve performansıdır. Ben bütün hocalara saygı duyarım, onlara da başarılar dilerim. Pereira ve Jesus'un şampiyonluk kazanamama sebebi çok basit. Diğer antrenörler daha başarılıydılar... Ancak şampiyonluk kazanmasalar bile kulüp içerisinde önemli değişimler yarattılar. Kulübün de oyun şekli değişti.
En son Mozambik Milli Takımı'nı çalıştırdınız. Bundan sonraki hedefleriniz neler?
"Mozambik'te aslında sadece milli takım çalıştırmadım. Altyapılardan, A takıma giden yollara kadar yardımcı oldum, kulüp çalışmaları yaptım. Bana çok büyük katkısı oldu, ciddi deneyimler kazandım. Benim dönemimde oynayan isimlerin antrenör kariyerlerindeki başarılarını görüyorum. Ben de yapabilirim, deneyimlerimi aktarmak istiyorum. Türkiye'yi de yakından takip ediyorum, ülkeye ve kültüre kendimi çok yakın hissediyorum. Daha önce birkaç teklif aldım ama çok rahat hissedeceğim yerler değildi, öncelikle ben rahat olmalıyım. Bunu da Türkiye'de elde edeceğimi iyi biliyorum, Türkiye'de antrenörlük yapmak isterim."
KISA KISA
Bu kısa kısa sorularım Galatasaray'la alakalı;
Takımın en yeteneklisi?
"Kaptan Bülent"
Takımın en komiği?
"Hasan Şaş"
Takımın en iyi giyineni?
"Abel Xavier"
Takımın en çalışkanı?
"Ergün Penbe"
Takımın en tembeli?
"Yok, yok, yok"
En mutlu olduğun an?
"Galatasaray'a imza attığım gün"
En üzgün olduğun an?
"Fenerbahçe'ye kaybettiğimiz maç"
İstanbul?
"Ev"
Türk insanı?
"Kardeş"