Patric Young: İstanbul'u çok sevdim ama...

Basketbol yaşantısını Yunan devi Olympiakos'ta sürdüren Patric Young, FANATİK'e özel açıklamalarda bulundu.

THY Avrupa Ligi B Grubu'nun 5. haftasında Anadolu Efes'e konuk oldukları ve 91-87 kazandıkları maç için bulunduğu İstanbul'da sorularımızı yanıtlayan ABD'li yıldız, samimi ifadeler kullandı.

Abdi İpekçi Arena'nın ev sahipliği yaptığı karşılaşmada talihsiz bir sakatlık yaşayan Young, geçtiğimiz yıl Galatasaray'da yaşadıkları, geleceği, NBA hayali ve daha birçok konuya ilişkin konuştu...



'Galatasaray'da olmak çok hoşuma gitti'

* Avrupa'daki ilk yılını Galatasaray'da geçirdin? O süreci nasıl tanımlarsın, senin açından nasıl geçti?

- Buradaki ilk yılım farklıydı. Çünkü NBA'den gelmiştim. Orada pek de oynama şansı bulamamıştım. Fakat fırsat geldiğinde kullanmak için kendimi hazırlama adına birçok şey yapıyordum. Çünkü hazır olmalıydım. Sonra direkt oynayabileceğim bir takıma geldim. Tabii ki koç ve atmosfer farklıydı. Kısa zamanda ortama uyum sağladım ve burada, Galatasaray'da olmak çok hoşuma gitti.

'Eninde sonunda paramı alacaktım'

* Galatasaray'da oyuncular olarak saha dışında birçok sorun yaşadınız, özellikle maddi konularda. Bu seni nasıl etkiledi?

- Vaktinde maaş alamama konusunda benim ilk deneyimimdi. Sonrasında bu tarz şeylerin Avrupa'da olağan olduğunu öğrendim. Ben sahada daha iyisini verebilmeye odaklanmıştım. Çünkü FIBA sayesinde paramı eninde sonunda alacağımı biliyordum.

'Türkiye'den teklif geldi ama...'

* Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra hiçbir Türk ekibinden teklif aldın mı?

- Evet, teklif aldım. Başta Darüşşafaka Doğuş olmak üzere birkaç Türk ekibinden yetkililer tekliflerini ilettiler. Fakat şüpheye düştüm. Menajerimle konuşup bunun şu aşamada benim için doğru bir hamle olmayacağına karar verdik. Ardından masadaki diğer teklifler üzerine düşünüp değerlendirince Olympiakos'ta karar kıldım. Yunanistan'a gelerek doğru tercih yaptığımı düşünüyorum.



'İstanbul aşırı kalabalık'

* İlerleyen yıllarda yine Türkiye'de oynamak ister misin?

- Evet, gelecekte bir gün yeniden Türkiye'de oynamak isterim. Geçmişe baktığımda Türkiye'ye gelmek benim açımdan harika bir fırsattı. Türkiye gerçekten güzel bir ülke, İstanbul'u cidden sevdim. Sadece diyebileceğim tek şey aşırı kalabalık. Mükemmel bir şehir ama özellikle trafikte çok fazla insan oluyor. Gerçekten çılgınca. Onun dışında burası şahane bir yer.

'İstanbul daha ucuz'

* İstanbul'da yaşamayı özlüyor musun? Yunanistan ile buradaki yaşamın arasındaki farklar neler?

- Evet, İstanbul'da yaşamayı özlüyorum. İlk olarak burada her şey daha ucuz. Ayrıca burada mükemmel baklavalar ve dondurmalar mevcut. (Gülerek) Genellikle hava da burada iyi oluyor. Yani İstanbul'u özlüyorum.

'Sarı ve kırmızı hep benimle olacak'

* Galatasaray'da hemen hemen yarım sezon geçirmene rağmen taraftarlarla aranda özel bir bağ kurdun. Galatasaraylı taraftarlara söylemek istediğin bir şey var mı?

- Galatasaray taraftarlarına beni benimsedikleri için teşekkür etmek istiyorum. Burada, onların önünde oynamak harikaydı. Abdi İpekçi Arena evimiz gibiydi. Beni ne kadar sevdiklerini biliyorum. Sarı ve kırmızı nereye gidersem gideyim her zaman benimle olacak.



'Pocius çok yardımcı oldu'

* Galatasaray'daki en iyi arkadaşların kimlerdi? Hangi oyuncular takıma ve şehre alışmanda daha çok yardımcı oldu?

- Galatasaray'a ilk geldiğimde Marty (Martynas Pocius) bana çok yardımcı olmuştu. Aynı şekilde Justin (Carter) ve Sinan da (Güler) öyle. Takımdaki genç oyuncularla da iyi ilişkim vardı. Açıkçası geçen sene takımdaki herkesle iyi anlaşıyordum.

'NBA'den gelen teklifler yeterli değildi'

* Phoenix Suns ve Los Angeles Clippers'la Yaz Ligi oynamak için anlaşma sağlamıştın. Fakat ardından vazgeçip Olympiakos'a imza attın. Bu kararın arkasındaki sebep neydi?

- Çok zor bir karardı. Çünkü ortada hayalimi gerçekleştirme adına bir fırsat vardı. Ancak benim için doğru bir hamle değildi. Masada Olympiakos'tan gelen iyi bir teklif vardı. NBA'den aldığım teklifler ise garanti kontrat değildi. Sezon başladığında takıma girsem bile yıl içinde herhangi bir zamanda kesik yiyebilirdim. O yüzden Yunanistan'a gelmek benim için daha güvenli ve akıllıcaydı. Sonuçta NBA kapısı benim için halen açık. Daha çok gencim, ilerleyen senelerde neler olur göreceğiz.

'Burada aklımı daha fazla kullanmalıyım'

* Avrupa'da 2. yılını geçiriyorsun ve Olympiakos'la anlaştın. Avrupa basketbolu, senin gelişimine nasıl etki etti?

- Burada sadece fiziki oynamam gerekmiyor. Aynı zamanda aklımı da daha fazla kullanmam lazım. Sahada doğru hamlenin ne olacağının farkında olmalı ve ona göre hareket etmeliyim. Yalnızca rakipten daha iyi zıplamak, daha hızlı koşmaktan öte şeyler yapmalısınız. Tabii ki bu durum oyunu hem benim, hem de takım için kolaylaştırıyor.



'Takım olarak gelişmeliyiz'

* Sezona fena bir başlangıç yapmadınız, hem takım, hem de bireysel olarak hedefleriniz neler?

- Aslında sezona biraz yavaş bir başlangıç yaptığımızı düşünüyorum. Bence geliştirebilecek birçok yanımız var. Sezon sonunda potansiyelimizi ulaşmayı hedefliyoruz. Ne olursa olsun bu takım için olabileceğim en iyi oyuncu olup gereken katkıyı vermeyi arzuluyorum.

'Umarım Spurs şampiyon olur'

* Henüz sezonun erken evresindeyiz ama NBA'de bu yıl şampiyonluk için favorin kim?

- Kalbim San Antonio'nun kazanmasını istiyor. Fakat henüz erken, neler olur göreceğiz. Her zaman Spurs taraftarı oldum, dolayısıyla onların şampiyon olmasını istiyorum.

'Duncan beni çok etkilerdi'

* Basketbolcu olmaya nasıl karar verdin? İdol olarak gördüğün oyuncu kimdi?

- Aslında basketbol beni seçti. Çünkü öncesinde ben beyzbol oynuyordum. Beyzbol oyuncusu olacağımı düşünüyordum. İdolüm Tim Duncan'dı. Büyürken hep onu izler, örnek alırdım. Sahada duruşu, oynama şekli beni çok etkilerdi. O, benim için hep aynı kalacak.

Onur Güler / fanatik.com.tr