Sivasspor'da Osman Özköylü'yle yollar ayrıldı

TFF 1. Lig'e istediği gibi bir başlangıç yapamayan Sivasspor'da teknik direktör Osman Özköylü'yle yollar ayrıldı.

Sivasspor'da beklenen oldu ve sezon başı büyük umutlarla teknik direktör koltuğuna getirilen Osman Özköylü'nün görevine son verildi. Özköylü'nün takımı lige 4-1'lik Boluspor mağlubiyetiyle başlamış ancak ikinci haftada 6-0'lık Mersin İdman Yurdu galibiyetiyle kendine gelmişti.

Bu galibiyetten sonra oynadığı 3 maçta bir beraberlik iki de mağlubiyet alan Sivasspor, sahaya yansıttığı oyunla da büyük tepki çekmişti.

Sivasspor da açıkladı

Konuyla ilgili Sivasspor da resmi duyuruyu yaparken, açıklamada şöyle denildi:

Teknik Direktörümüz Osman Özköylü ile karşılıklı anlaşılarak yollar ayrılmıştır.

Profesyonel futbol a takımı Teknik Direktörümüz Sayın Osman Özköylü ile Kulüp Başkanımız Mecnun Otyakmaz arasında yapılan görüşmenin ardından Özköylü'nün sözleşmesi karşılıklı anlaşılarak fesih edilmiştir.

Değerli Teknik Direktörümüz Osman Özköylü ve ekibine kulübümüze verdikleri hizmetlerden dolayı gönülden teşekkür ediyor, bundan sonraki görevlerinde başarılar ve mutluluklar diliyoruz.

Sivasspor Kulübü


Özköylü ilginç ifadelerle veda etti

Sivasspor'un yollarını ayırma kararı aldığı teknik direktör Osman Özköylü, "Benim bugün buradan ayrılmam yanlış. Bu futbolcuya kolaylık sağlar. Eğer bu futbolcu bundan kendi adına pay çıkarmazsa bu sorun devam eder. Buraya Guardiola'yı getirin, Mourinho'yu getirin hiçbir şey fark etmez. Çünkü oyuncu sisteme uymak istemiyor" dedi.

Sivasspor'da 118 gün görev yapan Özköylü, kulüp tesislerinde basın toplantısı düzenleyerek istifa ettiğini açıkladı. Sivas'a büyük bir heyecanla geldiğini belirten Özköylü şunları söyledi:

"Yönetimle karşılıklı olarak yapmış olduğumuz görüşme sonucunda bugün itibariyle Sivasspor teknik direktörlüğünden ayrılma kararı aldık. Tabi ki bu tür durumlar futbolun içerisinde olan şeyler ama ben alışık değilim. Ben başarısız sonuçlardan dolayı ilk defa bir kulüpten ayrılıyorum. Daha öncede ayrılmış olduğum kulüpler var ama kimisinde liderken, kimisinde üçüncüyken, kimisinde dördüncüyken ayrıldık. Bunların hepsinde yönetimle olan fikir ayrılıklarından kaynaklanan problemlerden dolayı ayrılmıştık. Antrenörlük hayatımda ilk defa saha sonuçlarıyla alakalı bir dönem yaşadım. Bu da Sivasspor'a denk geldi. Gerçekten çok büyük bir özveriyle 3 aydır inanın gecemizi gündüzümüze katarak, bu takımın başarılı olması için, bu takımın yeniden süper lige çıkması için ekibimle beraber çok ciddi bir mesai harcadık. Birçok zaman evimize gitmedik. 3 haftadır ben evime gitmiyorum. Bu sıkıntılı süreçte kulübümüze daha fazla faydalı olalım, daha doğru kararlar alalım, oyuncularımızla birlik beraberlik içerisinde bu süreci iyi geçirelim diye. Ama bazen bu tür durumlar oluyor, istemesek de yaşanıyor. Belki bu durumda en az suçlu ben ve teknik ekibim ancak maalesef bu tür sonuçlarda fatura her zaman teknik adama çıkıyor. Bizim de yanlışlarımız olmuştur. Burada oynatmak istediğimiz oyun sistemi maalesef ilk günden itibaren kabul görmedi."

"VİCDANEN ÇOK RAHATIM"

Kısa bir süre de olsa Sivasspor'da olmaktan ve kulüp başkanı Mecnun Otyakmaz'ı tanımaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Özköylü, "Burada önemli olan Sivasspor. Ne Osman Özköylü önemli, ne Mecnun Otyakmaz önemli, ne diğer isimler önemli. Burada Sivasspor'un geleceği ve başarısı önemli. Burada sorumluluk alması gereken insanlar bunu alacak. Biz de bu konuda üzerimize düşeni yaptık. Ben üzgünüm ama artık böyle bir karar alındıktan sonra geri dönüş olmayacağı için bundan sonraki süreçte ben Sivasspor kulübüne, yeni gelecek hocamıza, futbolcu kardeşlerimize başarılar diliyorum." dedi. Çok üzgün olduğunu tekrar tekrar ifade eden Özköylü, "Biz buraya şampiyonluklar yaşamış bir hoca olarak geldik. Takımı bu hedefe götürecek bir hoca olarak tercih edildik. İnanın çok çalıştık. Yani bu konuda vicdanen çok rahatım. Ama bazı şeyleri uygulamaya geçiremiyorsunuz çünkü uygulayıcı siz değilsiniz. Uygulatan sizsiniz ama bunu ne kadar çok yapmak isteseniz de sahada bunun karşılığını alamadığınız zaman sonuç hocaya çıkıyor" dedi.

"30 YAŞINDAKİ OYUNCUYA POZİSYON ALMAYI ÖĞRETİYORUZ"

Türk futbolunun en büyük sıkıntısının istikrarsızlık olduğuna dikkat çeken Özköylü, şunları söyledi:

"Sorun, hep sonuca dayalı bir sistemi olması. Sonuçlar gelmediği zaman taraftar baskısı ve yönetim bundan etkileniyor. Yönetimin beklentileri tabi ki çok yüksek, bunlar hep bir sorun oluşturuyor. İtalya milli takımının teknik direktörü Chelsea'nin başına geldi ama sonuçlar kötü. Elinde olağanüstü oyuncuları olan Jose Mourinho Manchester United'da 3 tane resmi maçı üst üste kaybetmiş ama görevinin başında. Yani burada işin kolayına kaçıyoruz bazen. İşte sorumlu bulup, suçlu bulup hoca gitsin yenisi gelsin. Bu da çözüm değil. Çözüm olsaydı geçen sene bu takım düşmezdi. 3 tane hoca değiştirmiş ama yine küme düşmüş bir takım. Burada asıl olan istikrar."

Türkiye'deki futbolcuların profesyonel olmadığını belirten Özköylü, "Profesyonellik nedir? Yaptığın iş karşılığı para alırsın ve o işi doğru yaparsan o işin başında kalırsın. Yapmazsan gidersin. Türkiye'nin geneli için söylüyorum, yabancı oyuncularda geldikten sonra bu düzene uyuyorlar, burada acayip rahat bir ortam var. Profesyonellik sıfır. Her yerde böyle. Biraz profesyonelliği getirmeye çalışıyorsunuz, oyuncuyla karşı karşıya geliyorsunuz. Biraz düzen kurmaya çalışıyorsunuz oyuncuyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Çünkü rahatlığa alışmışlar. Ve sisteme uyma konusunda problemler yaşıyorlar. Çünkü herkes kafasına buyruk olmak istiyor sahada. Dün Real Madrid'e karşı Dortmund takımında 97 doğumlu, 98 doğumlu oyuncular vardı sahada. Bizim oyuncumuz Emre Mor'da 97 doğumlu. 18-19 yaşında tam üç tane oyuncu vardı sahada. Ama hiç birisi sırıtmıyor. Çünkü 10 yaşından beri sistemin içindeler. Top kendisindeyken ne yapması gerektiğini biliyor. Top rakipteyken ne yapması gerektiğini biliyor. Biz burada hala 30 yaşındaki oyuncuya pozisyon almayı öğretiyoruz" dedi.

"GUARDİOLA'YI, MOURİNHO'YU GETİRİN HİÇBİR ŞEY FARKETMEZ"

Özköylü, kendisinin kulüpten ayrılmasının futbolcuya kolaylık sağlayacağını ifade ederek, "18-19 yaşına geliyor oyuncu, azıcık yetenekli. Hemen hemen poh pohluyoruz adamı. İki sene sonra adamı kaybediyoruz. Hemen para şöhret, araba işte ortam değişikliği, kılık kıyafet değişikliği. Dünyası değişiyor oyuncunun bir anda. Daha düne kadar sobalı evde ısınan adam, şimdi ev beğenmiyor, araba beğenmiyor, yemek beğenmiyor. Maalesef Türk futbolunun sıkıntısı bu. İşte Emre Mor'u da çok yakın zamanda kaybederiz biz. El birliğiyle onu da kaybederiz. Neden? Bir maç oynadı, Messi yaptık adamı. Sen adamı daha 18 yaşında tek başına kurtarıcı gibi ilan edersen o çocuk zaten ne oldum delisi olur. Futbolcuya dayalı düzenden kurtulmamız lazım. O yüzden diyorum benim bugün buradan ayrılmam yanlış. Bu futbolcuya kolaylık sağlar. Eğer bu futbolcu bundan kendi adına pay çıkarmazsa bu sorun devam eder. Buraya Guardiola'yı getirin, Mourinho'yu getirin hiçbir şey fark etmez. Çünkü oyuncu sisteme uymak istemiyor" dedi.