Sahi ne yapıyor şimdi Baki?
Beşiktaşlı eski futbolcu Baki Mercimek, fanatik.com.tr'den Batuhan Özdemir'e konuştu.
Son 10 senedir Türk futbolunu yakından takip eden biri, bugün Baki Mercimek ismini bir yerde gördüğünde “Şimdi ne yapıyor?” diye düşünmeden edemez herhalde. 1990 yılında henüz 8 yaşındayken Ajax altyapısıyla futbola adım atan Baki’nin yolu ancak 21 yaşındayken Türkiye’ye düştü. Amsterdam doğumlu genç oyuncu Gençlerbirliği’ne imza attığına CV’sine Hollanda devi Ajax’ın yanı sıra bir de İngiliz Sunderland’i eklemişti. Ankara’da gösterdiği performansla genç yaşına rağmen ilk 11’de kendine yer edinen gurbetçi oyuncu, büyük takımların da dikkatlerini üzerine toplamasını bildi. 3 senelik Gençlerbirliği tecrübesinin ardından Baki için büyük takımda oynama zamanı gelmişti. 2006 yılında Beşiktaş’la anlaştığında ise herkesin ondan beklentisi oldukça yüksekti.
Jean Tigana yönetimindeki Beşiktaş’ta eleştireni çok olsa da formayı kimseye bırakmadı Baki. İlk senesinde toplamda 40 kez Siyah Beyazlı formayla sahaya çıkan defans oyuncusu, şampiyonluğun Fenerbahçe’ye kaptırıldığı sezonda Türkiye Kupası’nı ve Süper Kupa’yı kazanan kadronun içinde yer aldı. İkinci senesinde ise Baki için işler yolunda gitmedi. Ertuğrul Sağlam’ın takımında, ilk yılına oranla çok daha az şans bulması, onun Beşiktaş’taki günlerinin de sona ermesine neden oldu.
Kariyerinde basamakları uçar adım çıkan Baki’nin, basamakları inişi de yine aynı hızla oldu. Siyah Beyazlı ekipten sonra sırasıyla Ankaraspor, Ankaragücü, Diyarbakırspor, Karşıyaka formalarını giyen gurbetçi oyuncu, Bugsaşspor’da da aradığını bulamadı.
Nişantaşı’nda bir kafede çayını yudumlarken rastladım Baki Mercimek’e. Sahi ne yapıyordu şimdi? Yanına yaklaşıp kısa bir röportaj teklifinde bulundum, önce beni kibarca reddetse de sonradan kırmayarak sorularımı cevapladı.
Şu anda hangi takımda futbol oynuyorsun? Bu sene PTT 2. Lig Beyaz Grup’ta mücadele eden Gaziosmanpaşaspor’a transfer oldum.
Avrupa’da ve Beşiktaş’ta top koşturmuş biri olarak 2. Lig’de yer almak senin için nasıl bir duygu?
Üst düzey yerlerde futbol oynadıktan sonra bu seviyeye alışmak biraz daha zor olabiliyor. İnsan maalesef bazı şeylerin kıymetini yaşarken bilemiyor ancak şu anda halen profesyonel olarak futbol oynamaktan ve Gaziosmanpaşaspor’un başarısı için ter dökmekten oldukça memnunum.
Beşiktaş’a gelişinden biraz bahseder misin?
Beşiktaş’a geldiğimde çok farklı duygular içindeydim. Gençlerbirliği formasıyla önemli tecrübeler kazanmış ve A Milli Takım’a kadar yükselmiştim. Büyük takımın atmosferi ve taraftar baskısı çok daha farklı olmasına karşın Beşiktaş’ta çok iyi günler geçirdim. Bugün Beşiktaşlı Baki olarak anılmak benim için çok gurur verici bir durum. Beşiktaş’a gönülden desteğimi de esirgeyemem.
Beşiktaş’ın maçlarına gidiyor musun?Evet gidiyorum. Hatta en son Olimpiyat Stadı’nda oynanan Galatasaray derbisine gittim. Ayağım nasıl “uğurlu!” geldiyse 4 hafta boyunca çok iyi bir çizgi çizen Beşiktaş o maçtan sonra düşüşe geçti. O hafta Gaziosmanpaşaspor için de kırılma noktası gibiydi. Biz de ilk 4 hafta başarılı bir performans sergilemiştik ancak ne olduysa o haftadan sonraki 6 maçta yalnızca 1 galibiyet alabildik ve o maçın golünü de ben attım.
Siyah Beyazlı formayı giyerken çalışmaktan en çok keyif aldığın teknik direktör kimdi?
Beşiktaş’ta iki teknik direktörle çalıştım. İlk yılımda bana Tigana tarafından inanılmaz bir güven verildi ve ben de bu güvenin karşılığında başarılı bir sene geçirdim. O yıl şampiyonluğu kaçırdık, ama Türkiye Kupası ve Süper Kupayı kazandık. Kötü oynadığım zamanlar da oldu, ben de kabul ediyorum. Defans bölgesinde oynadığınızda yaptığınız hatanın telafisi olmuyor. Ancak 40’tan fazla maça ilk 11’de çıkan bir futbolcunun, birkaç maçta kötü oynaması kabul edilebilir.
Ertuğrul Sağlam döneminde ise daha az şans bulabildim. Ama Ertuğrul Hoca da o kadroyla bence başarılı bir performans sergiledi. Ona karşı saygım çok büyük. Sonuçta Bursaspor’la şampiyon olarak tarihsel bir başarıya imza attı.
Takım içinde iyi anlaştığın isimler kimlerdi?
İlk yılımda en iyi arkadaşım kaleci Vedran Runje’ydi. Başlarda kahramanlıklar yapıp hatalı gol yiyen ve eleştirilen bir isimdi. Aynı sıkıntıları zaman zaman ben de yaşadım. Sezonun kapanışına doğru Runje’nin ne kadar başarılı olduğunu anladılar ancak bu sefer o takımdan ayrılmak istedi ve gitti.
Neden ayrılmak istedi?
En başta yaşadığı sıkıntılardan dolayı, ileri dönemde samimiyete güvenemedi. Ben her ne kadar kendisini kararından vazgeçirmeye çalıştıysam da bir kere gönlü kırılınca yapamayacağını hissetti ve yollarını ayırdı. Onun yerini ise Rüştü Abi doldurdu. Onunla da çok iyi bir arkadaşlığım var halen görüşüyorum. Bu iki ismin dışında genelde yabancılarla aram iyiydi. Delgado, Nobre, Bobo… Türklerden de yine İbrahim Üzülmez Abi çok iyi anlaştığım bir isimdi.
İbrahim Toraman’ın Sezer Öztürk’le yaşadığı kavga ve daha öncesinde benzer bir olay sonrasında İbrahim Üzülmez’in takımdan gönderilişi hakkında ne düşünüyorsun?
Ben bu konularda fazla yorumda bulunmak istemiyorum. Özellikle İbrahim Toraman ve Sezer Öztürk tartışmasına hiç girmeyeceğim. Ancak İbrahim Üzülmez’in gönderiliş şekli de gönderilmesi de bence yanlıştı.
Yeniden günümüze dönersek, Beşiktaş’ın bu sezonki performansını nasıl buluyorsun?
Beşiktaş’ın bu seneki yönetimi ile teknik ekibi çok iyi kenetlenmiş durumda. Tek sesli bir yönetim sergiliyorlar. Bana göre bu dayanışma ve özgüven, uzun vadede başarılar getirir. Sabretmek lazım. İlk 4 hafta gerçekten çok iyilerdi. Geri kalan 6 karşılaşmada ise onlar için olabilecek en kötü şeyler gerçekleşti. Bilic ceza aldı, taraftar ceza aldı, puan kayıpları geldi, takım içinde kavga çıktı... Bence artık bundan sonra Beşiktaş için yeniden ayağa kalkma vakti.
Ligimizde en beğendiğin futbolcular kimler?
Herkesten önce belirtmem gereken isim Oğuzhan Özyakup. Övgüyü gerçekten hak eden ve övgüyle şımarmayacak bir insan. O da benim gibi Hollanda doğumlu ve daha sonra İngiltere tecrübesi yaşamış bir oyuncu. Öte taraftan Fernandes çok önemli bir isim. Yine Sneijder, Drogba, Kuyt ve Sow da bence ülkemizde forma giyen kaliteli oyuncuların başında geliyor.
Hollanda’da yetişmiş biri olarak Türkiye’deki alt yapıyı nasıl görüyorsun?
Türkiye’de futbolcu yetişmesi için maddi manevi her imkan var ancak diğer ülkelerle aramızdaki fark; planlama. Ülkemizde maalesef her şey günü kurtarmaya yönelik. Yurt dışında yetişen Türk futbolcular daha disiplinli ve planlı bir ortamda yetişiyor. Umuyorum ki ileride, Türkiye’de yetişen futbolculardan kurulu bir milli takım, uluslararası organizasyonlarda sürekli yer alır.
Avrupa’nın en önemli ligi olarak gösterilen İspanya’dan, Türkiye’ye gelen futbolcular istenileni pek veremezken, Hollandalılar buraya daha çabuk uyum sağlayıp, gerilerinde başarılı bir çizgi bırakıyorlar. Sence bu neden kaynaklanıyor?
İspanya’da futbol daha teknik ve yumuşak oynanıyor. Türkiye’de ise çabukluk ve kuvvete dayalı bir oyun hakim. Hollanda futbolu da bu kriterleri içinde barındırdığı için buraya daha kolay uyum sağlıyorlar. Mücadeleyi bırakmayan, çok istekli, disiplinli ve hırslı bir yapıya sahipler. Örneğin Dirk Kuyt, şu anda Hollanda futbolunun Türkiye’deki en iyi yansıması bence.
Bundan sonrası için planların neler?
Henüz 31 yaşındayım ve fiziğimin de yeterli olduğunu düşündüğümden, kısa vadede aktif futboldan kopmayı düşünmüyorum. Yakın zamana dönük planımda, hem kendim hem de takımım adına başarılı bir sezon geçirmeyi umuyorum. Uzun hedefte ise 2. Lig’den daha yukarı liglere yeniden tırmanmak istiyorum.
Baki, gazetemiz Fanatik’e Türk sporuna olan katkılarından ve “doğru haber” anlayışını benimsemesinden dolayı teşekkür ederek sözlerini noktaladı. Biz de Fanatik ailesi olarak Baki Mercimek’e bundan sonraki futbol hayatında başarılar diliyoruz.
Batuhan Özdemir – fanatik.com.tr
BAKİ MERCİMEK'İN İSTATİSTİKLERİ İÇİN TIKLAYIN
GAZİOSMANPAŞASPOR'UN İSTATİSTİKLERİ İÇİN TIKLAYIN