İlkellik!

Beşiktaş’ın, Rus temsilcisi Alania takımı maçına gitmiştik, Kafkasya bölgesine. Bir Karadenizli olarak hayatımda böyle yağmur görmemiştim. Ancak o şartlarda bile maç oynandı. Hatırlayın, havaalanındaki uçak pisti bile sisten geçilmiyordu... Dün İstanbul’da yağmur vardı. Öyle abartılacak cinsten de değildi doğrusu. Yarım saat şiddetli yağdı, maç öncesi. İnönü göle dönüştü. Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve aynı zihniyettekilerin karşı çıkmalarına, karşılıktı bu aslında. Zemin altındaki su mazgalları bitmiş. Mazgallar yeni de, suyu 30 metre aşağıdaki boğaza dökecek borular tıkalı. Hakem Hüseyin Göçek, maç öncesi top sektirme denemesi yaptı. Meşin yuvarlak mıknatıs gibi yere yapıştı! Maç saatinden 10 dakika geçmesini bekledi. Tekrarladı, bu kez top hiç kıpırdamadı. Böylece iptal oldu Süper Final’in ilk derbisi. Olimpiyatlara, Avrupa ve Dünya Futbol Şampiyonaları’na ev sahipliği yapmak isteyen ülkemize hiç ama hiç yakışmadı. Bu yüz karası durum İstanbul’un göbeğinde yaşandı. Bunu, Avrupa ve dünyaya anlatamayız.

Taraftara yazık oldu

Yağmur, çamur demeden maça koşan Siyah-Beyazlı taraftarlara gerçekten yazık oldu. Müthiş bir atmosfer hazırlamışlardı. Çaresizlik içinde komediyi, çaresizliği izlediler. Bunu da sonunda getirip eski başkana bağlayıp, “Yeter Yıldırım Demirören” diyerek stadı terk ettiler. Konuk Galatasaray’ın başkan ve yönetimini önce Swiss Otel’de yemekte, ardından İnönü’de ağırlayan başkan Fikret Orman’ın artık ilk icraatı stadın yıkılıp, yenisinin yapımı olmalı. Ayrıca kar küreme kürekleri ile suyu atmaya çalışan 8 kişilik ekibi de hayretler içinde izledik.

Federasyon neyin peşinde

‘İstanbul’un havası ile kadınına güven olmaz’ derler. Kadınlarına haksızlık yapmayalım, havasına da... Bunu yapan hava değil, hava etkisine tepki veremeyen beceriksizler ordusudur! Asıl ilginç olan da şuydu; saat 19.45’te yağmur bıçak gibi kesti. Sular çekildi. Normal statü gereği, kötü hava koşulları yüzünden ertelenen maç ertesi gün aynı yer ve saatte oynanır. Aynı ya da benzer durumun devamı halinde ise federasyon bir tarih belirler. Dün her şey çöpe atıldı ve maç yarına ertelendi. Havadan, karadan, sudan, ateşten nereden tutsak elimizde kalıyor. Tüm bunları tek kelime ile açıklamak gerekirse; ilkellik...

Orhan Yıldırım