FANATİK ÖZEL | Moldova'nın zirvesindeki Türk: Bülent Bölükbaşı!

Türk futbolu kaosun zirve yaptığı günlerden geçiyor. Saha içini konuşmaya fırsat bulamıyoruz. Hele hele teknik adamlarımız için şartlar her geçen gün zorlaşıyor, 3 maçlık ömürleri futbola dair bir şey katabilmeyi bırakın düşünmeye dahi yetmiyor. Ondan sonra yakınıyoruz 'neden Avrupa'ya hoca ihraç edemiyoruz'! diye... Erol Bulut, İngiltere'de kendisini ispatlamakla kalmıyor, tarihi başarıların etrafında geziniyor. Sadece Bulut değil. Avrupa'nın en fakir ülkesi Moldova'nın her yıl Avrupa Kupaları'nda adından bahsettiren sıra dışı kulübü Sheriff'te bir Türk sessiz sedasız çok büyük bir iş yapıyor. Bülent Bölükbaşı'dan bahsediyoruz.

Israr ettiler, görevine devam etti

2 yıl önce Tomas'ın yardımcısı olarak gittiği Tiraspol'de Hırvat teknik adamın ayrılmasına rağmen kulübün ısrarıyla yardımcı hocalığa devam eden Bölükbaşı, devamında 3 farklı teknik adamla 'Kulüp Antrenörü' olarak çalıştı, geçen hafta ise doğrudan takımın başına getirildi. Biz de kalktık, gittik Moldova'ya... Bu kadar düşük bütçeyle her sene oyuncu satışları ve başarılarıyla öne çıkan Sheriff'te organizasyon nasıl işliyor, Türkiye'de henüz hak ettiği değeri görmeyen Bülent Bölükbaşı bu yapıda nasıl bir rol üstleniyor? Yerinde gördük... Bundan sonrasını biz değil, doğrudan Bölükbaşı'dan dinleyelim...

Editörümüz Ömer Necati Albayrak, Bülent Bölükbaşı'yla Moldova'da buluştu, özel bir röportaj gerçekleştirdi.

'Değer görmek büyük gurur'

"Sheriff Kulübü'yle hikayemiz 2 yıl önce Tomas'la başladı. Tomas hocayla burada güzel bir başarı yakaladık. Manchester United ve Roma gibi takımlara karşı maçlar oynadık, Konferans Ligi'ne kaldık. Değerli işler ortaya çıkardık ama hocayla yollar ayrıldıktan sonra bu yönde bir talep oldu bana karşı. Ben de bu organizasyonun içinde hem kendi gelişimimi sürdürebileceğimi hem de kulübe olan katkımın devam edebileceğini düşünerek kabul ettim. Devamında 3 teknik adamla çalıştık ve son ayrılığın ardından şans bana geldi. Açıkçası tamamen futbola odaklı, çok doğru bir yönetim ve yatırım anlayışı olan bir kulüpte ilk günden itibaren değer görmek ve bir Türk olarak bu şansı bulabilmek benim için gurur."

'1. Lig seviyesinde takımların bile altında bir bütçe'

"Elbette Avrupa'da insanlar size bunu tepside sunmuyor, ya da birileri sayesinde bu görevlere gelemiyorsunuz. Burası tamamen liyakat odaklı bir yapı. İnsanların size dair ilgilendikleri tek şey yaptığınız iş ve onlara sağlayacağınız fayda. Görev ve sorumluluk bilinci oldukça yüksek bir organizasyondan söz ediyorum. Bulunduğumuz tesis bir spor şehri gibi. Avrupa maçlarını oynadığımız stadımız, lig maçlarını yaptığımız sahamız ve bir de hava şartları kötü olduğunda kullandığımız kapalı stadyumumuz var. Her türlü antrenman uygulamasını hayata geçirebileceğiniz şekilde imkanlar mevcut. 12 tane idman sahamız olduğunu görünce çok şaşırmıştım ilk geldiğimde. Buna karşın her sene kâr eden bir kulüp var ortada. Toplam diyorum çünkü oyuncu maaşlarının yanı sıra aklınıza gelebilecek tüm giderleri içerisine yazabilirsiniz. Yani ülkemizle kıyasladığımızda 1. Lig seviyesinde zirveye oynayan takımların bile altında bir bütçe. Demek ki olabiliyor."

BİRİ BARÇA'DAN DİĞERİ ATLETİCO MADRİD'DEN...

Beşiktaş'ta gündem transfer!

'Kaynaklar doğru kullanılırsa...'

'Her yıl elde edilen Avrupa gelirleri ve oyuncu satışlarıyla kulüp hep artıda ve hep yatırımlarla büyüyor. Bu kadar büyük bir organizasyon işinin ehli olan ve tamamen işiyle yaşayan en minimal insan sayısıyla yapılabiliyor. Bu organizasyonun en ince detayından dahi sorumlu olmak ise bana çok ama çok şey katıyor. Antrenman programları, kulübün taktiksel gelişimi, veri analizi, oyuncu izleme departmanı, altyapı organizasyonu. Kişisel gelişime yönelik saha dışı programlar. Kısacası aklınıza gelen her şey... En önemlisi ise Avrupa'nın en fakir ülkesinde bu tarz bir organizasyonun başarısına her kademeye hakim olarak tanıklık etmek. Ülke futbolumuzda bunun çok daha iyisini yapabileceğimiz imkanlara sahibiz. İhtiyacımız olan tek şey kaynakları doğru kullanmak ve üretmek."

'Hayatım sadece futbol ve gelişim'

"Tiraspol küçük bir şehir. Burada hayatım sadece futbola odaklanarak geçiyor. Sorumluluğum oldukça fazla ve bu da beni hep daha iyilerini ortaya koymaya itiyor. Taktiksel olarak sürekli gelişmek zorundasınız. Avrupa'da 30'a yakın maça çıktım burada. Bu; sizden çok daha iyi olan 30 takıma karşı 30 farklı gelişim fırsatı demek. Bu sayede maça, rakibe, kendi oyunumuza, oyuncumuza, antrenman metodlarına, duran top organizasyonlarına yönelik çok farklı perspektifler elde etmemi sağladı. 2 yıldır buradayım ve şu anda bulduğum şansı en iyi şekilde değerlendirmek, ülkemi en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Malesef Avrupa'dan Türkiye'deki futbola olan bakış saha içi ve saha dışı organizasyonu açısından olumsuz. Bunu tersine çevirmek adına Edirne ötesinde biz teknik adamlar olarak daha fazla çoğalmalıyız, kendimizi ispatlamalıyız."

'Oyuncu satışı için doğru scouting şart'

"Kalan süreçte hedefimiz öncelikle şampiyonluk yaşamak. Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme oynamak, Avrupa'da daha büyük başarılara koşmak istiyorum. Çünkü bunu yapanlardan bir eksiğimiz yok. Burada yabancı sınırı bulunmuyor ve oyuncuların ortak dili İngilizce... Yabancı dili daha futbolculuk dönemimde aştığım için bu benim işimi kolaylaştırıyor. Yani kulübümüzde çalışan bir tercüman yok. Kulüp organizasyonu tamamen Rusça konuştuğu için 2 yıl içinde İngilizce ve Almanca'nın yanına Rusça'yı da ekleme fırsatım oldu. Burada edindiğim değerli tecrübelerden biri de oyuncu havuzu. Tamamen oyuncu satışına odaklı bir kulübün futbola dair tüm organizasyonundan sorumluysanız çok geniş bir yelpazeye sahip olmalısınız. Bu yüzden taktiksel anlamda kendime ayırdığım programlarımın dışındaki tüm vaktim oyuncu izleyerek geçiyor diyebilirim. Afrika'dan tutun da Güney Amerika'nın en ücra köşelerine kadar çok geniş bir portföy elde ettim bu sayede. 

'Ülkemizde daha fazlasını yapmalıyız'

"Elbette hayalim Avrupa'da çok uzun yıllar büyük başarılar yaşamak ama içimden geçeni itiraf etmem gerekirse dışarıda edindiğimiz bu tecrübelerle ülkemizde doğru bir projenin başında çok daha büyük şeyler yapabiliriz. Ülkece değerlerimize sahip çıkmak zorundayız. Çünkü zekiyiz, çalışkanız, yetenekliyiz, sporcu bir nüfusa sahibiz. İhtiyacımız olan tek şey doğru organizasyon."

ROTA ALMANYA...

Beşiktaş'ta Fernando Santos'un yerine 2 aday!

'Baskı artık azalmak zorunda'

"Malesef ülke futbolundaki gündemi de takip ediyorum. Hakemler üzerinden ortaya çıkan bu kaos bizi geriye götürmekten başka bir işe yaramıyor. Halil Umut Meler ve ekibi bizim Avrupa'da bir maçımızı yönetti. Birçok kişinin olduğu gibi onların da Sheriff'te bir Türk hoca olduğundan haberi yoktu. Stadımızda beni gördüklerinde çok şaşırdılar. Öyle harika bir maç yönettiler ki inanamazsınız. Ama aynı Halil Umut Meler ülkemizdeki baskıdan ötürü ne hale gelebiliyor izliyoruz. Hakemlerden iyileşme bekliyorsak öncelikle onlara karşı olan baskıyı azaltmanın yollarını bulmalıyız."

FANATİK ÖZEL / Ömer Necati Albayrak