Ceza vermek gerekirken, savunmak niye?
Geçtiğimiz haftalarda yaşanan iki benzer olay bizlere kulüplerin adalet anlayışını bir kez daha gösterdi.

Konu belki haftalar öncesinin konusu ama hâlâ pazar gecelerinin vazgeçilmezi spor, daha doğrusu futbol programlarında konuşulmaya tüm hararetiyle devam ediyor. Meireles mi tükürdü, Melo mu? Yeni mücadelemiz, yeni tartışmamız bu. Galatasaraylı yöneticiler, "Biz oyuncumuza inanırız" diyor. Fenerbahçeliler "Yapmadığımız bir şeyden ceza almak haksızlık..."
Ama iki taraf da, iki önemli maçta, derbide, onları yalnız bırakan oyuncularına ceza vermeyi düşünmüyor bile... Ben size söyleyeyim. Melo da tükürdü, Meireles de. Bunu söylemek çok mu zor? Oyuncunuza ceza vermek çok mu zor? Melo geçen sene şampiyopnluk maçından önce neler yaptı? Bu sezon tatilini uzattı da uzattı. Takımını derbide 10 kişi bıraktı. Gol atmaya niyeti olmayan Beşiktaş'ın yerinde Schalke olsa, o maç 2-1 biter miydi? Ya da o maçta Melo o hareketi yapar mıydı?
"Meireles hayatında kırmızı kart görmemiş" Fenerbahçe tarafının da savunması da bu... Derbide hakeme ettiği sözler için zaten özür diledi Portekizli. Peki o sözler özürle geçiştirilebilecek sözler miydi? Fenerbahçe taraftarı yıllar önce "Cennet, anaların ayaklarındadır" yazılı pankartı açmamış mıydı Kadıköy'de? Meireles'i bu kadar savunmak niye?
İki futbolcu da tükürdü. Halis Özkahya'ya küfürler ederken ağzından çıkan sıvı, damla, su parçacığı ya da molekülü... Çok da önemli değil. Ya da... Oğuzhan'da bakarken üflüyormuş gibi yapmıyordu Melo herhalde...
Kulüpler Makyavelist olmayı bıraksa da adalet için savaşsalar daha iyi olur sanki... Makyaveli'nin bir sözü şöyle der; "Din, ahlâk ve hukuk devlete bağlıdır. Amacı gerçekleştirmek için, gerektiğinde devlet, bunları alet olarak kullanmalıdır."
Bu aralar kimsenin dilinden "adalet" kelimesi düşmüyor...
Hakan Ateşler / Fanatik.com.tr