Formula 1 – Yeni Yılda Takımların Son Durumu

Formula 1’in önümüzdeki sezondan itibaren büyük dönüşümlere gebe olduğunu pek çok defa yazdım. Bu dönüşümün ayak sesleri çok erken bir şekilde gelmeye başladı.

Şimdi bu haberlere topluca göz gezdirerek gelinen noktayı özetleyeyim.

Ferrari ve Haas

Bu iki takımı birlikte yazma nedenim kardeş takım olmaları.

Haas, önceki hafta ön çarpışma testlerini geçen ilk takım olmuştu. Aslında bu durum şaşırtıcı değildi. Çünkü Haas, 2021 sezonunu adeta idare etmişti. Sezon boyu sadece bir güncelleme yaparak 2022’ye odaklandıklarını kendileri de ifade etmişti. Dolayısıyla çarpışma testini ilk geçen takımın Haas olması normal.

Ferrari’nin çarpışma testlerini geçen ikinci takım olması da bu açıdan anlaşılabilir. Çünkü Haas, Ferrari’nin B takımı konumunda ve bazı geliştirme çalışmalarını Ferrari için de yaptığını düşünmek anormal olmaz. Haas, listelenmiş parçaları Ferrari’den alacağı için pek çok kapsamda benzer bir tasarıma sahip olmaları bizleri şaşırtmamalı.

Ferrari cephesinde başka heyecanlı gelişmeler de var. Sainz’ın güncellenen kontratı ve bu doğrultuda Santander’in sponsor olarak Ferrari’ye katılması önemliydi. Pilot cephesinde bir önemli gelişme de Mick Schumacher’in rezerv pilot olmasıyla yaşandı. MSC’nin Ferrari’yle olan bağının biraz daha güçlendiğini gösteren bu sözleşme Sainz tarafından biraz da göz dağı olarak değerlendirilebilir.

Öte yandan yılbaşından hemen önce ortaya bir aile fotoğrafı çıktı. Bu aile fotoğrafında Jean Todt, Mattia Binotto, Nicholas Todt (Jean Todt’un oğlu), Felipe Massa ve genç yıldız Charles Leclerc yer alıyordu. Nicholas Todt, Felipe Massa’nın ve Charles Leclerc’in menajeri. Bu fotoğraf, FIA başkanlığını bırakan Jean Todt’un Ferrari’ye süper danışman olacağı iddialarını güçlendirdi. Bu görevi geçmişte başarıyla Niki Lauda uygulamıştı. Jean Todt da bilgisiyle ve tecrübesiyle Ferrari’ye çok şey katacaktır. Yönetsel becerileri, mühendislik becerilerinin gerisinde kalan Binotto’nun yönetimsel desteğe ihtiyacı olduğunu 2019’dan beri yazıyordum. Böylece Binotto’ya yönetimsel destek de verilmiş oldu.

Bir önemli gelişme de Binotto’nun, “Sainz ile Leclerc yarışırken eşit önceliğe sahip olacak.” açıklamasıydı. Bu önemli açıklama Sainz’ın hakkıydı bence de. Sainz performansıyla bu mertebeyi, yani Ferrari’nin alt yapı pilotu Leclerc ile eşit önceliğe sahip olmayı hak etti. Fakat özellikle Jean Todt’un da içinde bulunduğu aile fotoğrafında yer almaması, az da olsa düşündürücüydü benim açımdan. Bakalım Sainz ne hissediyor?

Ferrari’yle ilgili haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Özellikle de motor kapsamında. Motorun daha hafif ve ağırlık merkezinin daha alçak olduğu söyleniyor. Ferrari silindir kapağını dayanıklılık gerekçesiyle ağırlaştırmak istiyordu. Bu amaçla da motor kurallarının esnetilmesini istemişti. FIA’nın kuralı değiştirmesi sonrasında Ferrari motorunun hafiflemesini değil, daha ağır olmasını bekliyorum. Öte yandan motorun ağırlık merkeziyle kurallarla kısıtlandığı için bu noktada da çok büyük bir gelişme beklemiyorum.

Ancak motor açısından olumlu haberler de var. 2019’daki Ferrarigate motor skandalı sonrasında FIA Ferrari’ye ilginç bir ceza (!) vermişti. FIA, Ferrari’den alternatif yakıtların geliştirilmesi konusunda FIA’nın anlaşmalı olduğu yakıt üreticisine mali kaynak sağlamasını istemişti. Bir nevi kamu hizmeti cezası gibi. Ama bu bir cezadan çok ödüldü. FIA’nın ve Ferrari’nin yakıt ortağı Shell olduğu için aslında FIA, Ferrari’den kendi yakıt partnerine E10 yakıtın geliştirilmesi için kaynak aktarmasını istemiş oldu. Bu nedenle FIA’nın gözetiminde, bu iki ortağın E10 yakıtlar konusunda rakiplerinin önünde olduğunu tahmin etmek çok zor değil. Ferrari’nin takım patronu da E10 yakıta geçişle ilgili güç kayıplarının rakiplerinden az olacağını düşündüğünü söyledi

Sonuç olarak Ferrari’den gelen haberler olumlu.

Mercedes ve Red Bull

Mercedes 2021 sezonuna bir gizemle başladı. Jeton sisteminin gereği olarak geliştirme çalışmalarının sınırlandığı sezonda, testlerden itibaren jetonların nereye harcandığına dair bir gözlem yapamamıştım. Sezon boyu pek çok otorite Mercedes’in jetonunu nerede kullanıldığıyla ilgili bilgi bulmaya çalıştı. Bu bilgi, son hafta Mercedes teknik direktörü Mike Elliott’tan geldi. Elliott, “Biz bu sene hiçbir jeton kullanmadık. Tamamen 2022’ye odaklandık.” diyerek herkesi şaşırttı. Arabanın üzerinde basit, jeton kullanmayı bile gerektirmeyen değişiklikler yaparak 2021 sezonunda yarışmışlar. Bu durum 2020 aracı olan W11 platformunun ne kadar iyi olduğunu da bizlere tekrar ispatladı.

Mercedes pilotu Hamilton şampiyonluğu kaybettiği için takımın morali bozuk. Ama takımdan gelen iyi haberler de var. Mercedes W13 platformunun motorunu, yani önümüzdeki sezonun motorunu ateşledi. Normalde motorlar şubat ayının başından ortasına kadar geçen süreçte ateşlenirdi. Bu, oldukça erken bir tarih. Daha yarışlar bittikten bir hafta sonra yapılan bu erken ateşleme, rakiplere göz dağı verme amacı taşıyordu. Mercedes rakiplere, “Siz 2021 için çalışırken, biz 2022 aracının motorunu tasarladık, test ettik ve kullanıma hazır hale getirdik.” demiş oldu.

Bu sene bildiğiniz üzere yakıtlar değişecek. O nedenle içten yanmalı motorun erkenden tasarlanıp üretilmesi, sonrasında da erkenden ateşlenmesi çok önemli bir avantaj. Ateşleme sırasında turbo atık borusunun (wastegate) yer almaması dikkatimi çekmişti. Bu sayede bir kural değişimini daha öğrenmiş oldum. Bu seneden itibaren turbo atık borusu çıkışı yine egzoz çıkışına bağlandı. Bu değişikliğin motor sesini artırması planlanıyor.

Mercedes ile ilgili bir diğer önemli gelişme aracın dinamometreye bağlanmış olması. Dinamometre rüzgâr tünelinde alınan aerodinamik sonuçlarla yol koşullarındaki araç dinamiğini birleştiren bir yarış simülatörü. Bu simülatörde takımlar; titreşim, süspansiyon hareketlerinde aracın davranışı, aktarma organlarına binen yükler başta olmak üzere sürüş dinamiğinin tüm araca etkisini anlamaya çalışıyor. Bu alanda en iyi dinamometreye sahip iki takımın Mercedes ve Red Bull olduğu söyleniyor.

Red Bull demişken, takım genel anlamda sessiz. Kazandıkları önemli zaferin mutluluğunu yaşayıp keyfini sürüyorlar. Hakları da. Red Bull cephesinden gelen en önemli açıklama Honda’nın motor desteğini 2016 yılına kadar sürdürecek olması. Artık Honda takımın resmi motor sağlayıcısı değil. Hatta Red Bull takımı, Honda’nın adını takımın adından da çıkardı. Ama yapılan anlaşmayla Honda, Red Bull’a 2026 yılına kadar destek vereceğini açıkladı. Bu desteğin ayrıntıları tam olarak bilinmiyor. Ama Mercedes’ten transfer edilen motor mühendisleriyle birlikte önemli bir güç olacakları kesin.

Alpine ve Aston Martin

Bu cephede hareketli saatler yaşanıyor. Bu satırlar yazıldığı sırada henüz kesinleşmemesine rağmen Aston Martin takım patronu Otmar Szafnauer’in takımdan ayrılacağı konuşuluyordu. Otmar’ın bir sonraki durağı Alpine takımı olacak.

Alpine, bir süredir ayrılmak isteyen Davide Brivio’nun yerini Otmar ile dolduracak. Brivio, bu sene Alpine takımında muhteşem bir iş çıkardı. Takım motor anlamında hiç güncelleme yapmamasına ve en son güncellemesini sezonun hemen başındaki Bakü’de yapmasına rağmen takımlar sıralamasını beşinci sırada bitirdi. Bu bir başarı olmamakla birlikte geçen sezonki yer korunduğu için başarısızlık da değil. Alonso da sezon içinde en hızlı takım olmadıklarını, ama en iyi takım olduklarını açıklamıştı. Bu demeçler, Brivio’nun başarısının göstergesi. Brivio’nun ayrılmak isteme nedeni kendisine verilen sözlerin tutulmamış olması. Brivio, Alpine markasının (otomobil ve yarış takımı) CEO’su olacağı vaadiyle takıma getirildi. Ama daha sonradan sadece yarış takımı CEO’su olarak kaldı. O da ayrılmak istediğini belirtti.

Otmar ise ondan daha kötü bir teknik adam değil. Geçen gün, “W09’u klonlarken ondan çok şey öğrendik.” demişti. Bütün bu bilgileriyle ve Aston Martin’in 2022 aracının bilgileriyle birlikte Alpine’e çok şey katacaktır.

Alpine ile ilgili son haber de yepyeni motorun geçen seneden 35-50 beygir arasında daha güçlü olacağı yönünde. Bakalım bu güncelleme yetecek mi?

Şimdilik haberler bunlar. Takipte kalmaya devam edin.