Formula 1 – İspanya GP'si Değerlendirmesi
Formula 1 dünyasının duayen isimlerinden biri olan Fırat Keskin, büyük bir heyecan sahne olan İspanya GP'sini sizler için kaleme aldı. İşte son yazısı...
Yarış hafta sonu başlamadan önce İspanya GP’sinin öneminden bahsetmiştim. Takımlar büyük bir heyecanla yaptıkları değişiklikleri sergilediler.
Haberin Devamı ›
Merakla beklenen güncellemeler kısmen de olsa güç dengelerine yansıdı. Beklenmedik derecede hareketli geçen İspanya GP’si pek çok soruyu da beraberinde getirdi. Şimdi soru yanıtlarla yarışı anlamaya çalışalım.
Ferrari’nin güncellemeleri işe yaradı mı?
Yaradı. Yarış temposunda Leclerc dokunulmazdı. Leclerc yarışın ilk 4 turunda düşük tempoluydu. Ancak beşinci turdan sonra Leclerc’in aracının lastiklere iyi baktığı ortaya çıktı. Fark açılmaya başladı. Farkın açılmasını engellemek isteyen Verstappen aracından biraz daha fazlasını istediği bir noktada spin atarak yerini kaybetti. Verstappen hata yaptığında dokuzuncu turdaki fark 2,132 saniyeydi. Bu fark, Ferrari’nin kabaca tur başına 0,235 saniye daha hızlı olduğunu gösterdi. Ayrıca Ferrari’nin uzun ilk bölümü, lastiklerine daha iyi baktığını da gösterdi. Bu nedenle Verstappen hata yapmasa dahi farkın daha da açılacağını düşünmek yanlış olmaz.
Haberin Devamı ›
Sonuç olarak geçtiğimiz yarışta biraz daha geride kalan Ferrari 0,235 saniyelik farkla öne geçti diyebiliriz.
Ancak dayanıklılığın bu sezon boyunca takımların ana endişe kaynağı olacağı bir kere daha ortaya çıktı. Dokunulmaz görünen Leclerc’in arabası turbo ve MGU-H arızasıyla yolda kaldı ve şampiyona için değerli puanlar kaybedildi. İlk motorun kurtarılmasının mümkün olmadığı açıklandı.
Perez’e verilen takım emri doğru muydu?
Geçmişte takım emirleri konusu çok tartışıldı. Hatta bir dönem taraftarlardan gelen tepkiler üzerine FIA, takım emirlerini yasakladı. Temelde her pilot şampiyon olmak için yarışır. Yarış kazanmak bir pilotun değerini artırır ve motivasyon yaratır. İdeali her pilotun, takım arkadaşları da dahil olmak üzere, kurallarla belirlenmiş sınırlar dahilinde mücadele etmesidir. Fakat bazı sezonlarda şampiyonluk mücadelesi o kadar yakın geçer ki takım emirleri uygulanır. Ama bunun da bir adabı vardır. Sezonun başında, henüz iki pilotun arasındaki puan farkı bu kadar azken uygulanan takım emirleri spor etiği açısından hoş değil.
Elbette Perez, Red Bull alt yapısından yetişen Verstappen’ın takım arkadaşı olduğunda, zaman zaman onu desteklemek zorunda kalacağını biliyordu. Geçen sezon da şampiyonluk mücadelesinden ayrı kalınca sık sık bu görevi yerine getirdi. Ancak sezonun başında verilen bu tip kararlar geleneksel Formula 1 seyircileri tarafından hoş karşılanmaz. 2002 Avusturya GP’sinde Schumacher’in (aslında Ferrari yönetiminin) Ferrari taraftarlarınca yuhalanması gibi pek çok örnek de bunun göstergesi.
Haberin Devamı ›
Nitekim Perez de mutsuzdu. Perez’in şikayetçi olduğu ilk konu yarışın başlarında yaşandı. Perez uzun süre Russell’ın arkasında kalınca takım Verstappen ile Perez’in yer değiştirmesini istedi. Böylece bir umut Verstappen’ın Russell’ı geçebileceğini düşündüler. Bu doğru bir hamleydi. Perez, “Verstappen da geçiş deneyecekti. Geçemediği taktirde yerimi geri alacaktım.” diyerek durumu özetledi.
İlk pitlerden sonra Russell, Verstappen ve Perez üçlüsü arasında en yeni lastiklere Perez sahipti. Bu sefer Verstappen, Russell’ın arkasına takılmıştı. Üstelik DRS’si de çalışmıyordu. Perez de yarışın ilk bölümündekine benzer şekilde yol istedi. Daha yeni lastikler ve DRS ile Russell’ı geçebilirdi. Ama takım oralı olmadı. Nitekim Verstappen pite girip aradan çekilince Perez, Russell’ı geçti.
Haberin Devamı ›
Perez lider idi. En hızlı 3 takımın pilotları arasında ondan hızlı 3 pilot vardı. Yeni lastiklere sahip Sainz, 40 saniye gerideydi ve Perez için bir tehlike arz etmiyordu. Verstappen da daha hızlıydı. O da yeni yumuşak lastiklere sahipti ve bir daha pite girmesi kesindi. Ve Hamilton. O da 50 saniye gerideydi ve Perez için herhangi bir risk teşkil etmiyordu. Perez rahatlıkla 4-5 tur daha atabilir, sonunda yine orta hamura geçerek yarışı iki pitle bitirebilirdi. Bu stratejiyle yine en kötü ikinci olurdu. Lastikleri hayattaydı ve temposu iyiydi.
Ama takım onu da erken sayılabilecek bir turda pite aldı. Yarışın son bölümüne gelindiğinde Verstappen dehşet hızlıydı. Takım yüksek motor sıcaklıkları nedeniyle pilotlarının mücadele etmesini istemedi ve Perez’den yol vermesi istendi. Perez de istemeyerek yol verdi. Yarıştan sonra Horner, “Kimse isteyerek yol vermez.” diyerek durumu özetledi.
Haberin Devamı ›
Sonuç olarak ekran başındaki seyirciler ve piste giden taraftarlar mücadele görmek ister. Yapay geçişlere neden olan DRS sıkça sorgulanırken yol yerme gibi daha da yapay geçişler iyi bir görüntü vermiyor.
Alpine’in Cidde’de yaptığı gibi pilotlarını en azından 1-2 tur yarıştırmaları daha doğru olurdu.
Mercedes yarışa dahil oldu mu?
İspanya GP’si bu soruyu yanıtlamak için yetersiz kalır. Çünkü pek çok parametre takımların gerçek güçlerini göstermesine engel oldu. Leclerc dokunulmazdı, orası kesin. Ama Verstappen da çok sorunlu bir yarış geçirdi. DRS’si çalışmadı, pist dışına çıktığında tabanını hasarladı. Perez zaten anlamsız bir 3 pit stop stratejisine mahkûm edildi. Sainz da pist dışına çıkarak aracının tabanına zarar verdi ve maksimumu alamadı.
Dolayısıyla Mercedes’in rakipleri, Mercedes’in olduğundan iyi görünmesine neden olan pek çok sorun yaşadı. Fakat şunu da belirteyim, Mercedes de sorunsuz değildi. Russell yüksek motor sıcaklığı nedeniyle sık sık temposunu düşürdü. Hamilton da patlak lastikle pite gelirken tabanına hasar verdi. Son olarak da yüksek motor sıcaklığı ve soğutma sıvısı kaçağıyla temposunu iyice düşürdü.
Pilotların önlerinin açık olduğu, benzer lastik kullandıkları bölümlerdeki performanslarını karşılaştırdığımda Mercedes’in şu anda tur başına 0,350 saniye gibi yavaş olduğunu söylemek mümkün. Barcelona’ya gelen güncellemeler daha çok zıplamayı engellemek içindi. Başarılı oldular. Önümüzdeki hafta sonu Monaco’ya gelecek güncellemeler ise performans güncellemeleri. Bu nedenle orada ön gruba biraz daha yaklaşabilirler.
Sonuç olarak şu aşamada Mercedes’i değerlendirmek için henüz erken.
Haas, Alpine, Alpha Tauri’de durum ne?
Sezon başlamadan önce Alpine cephesinden şu açıklama yapıldı: “Motorlar dondurulacağı için güç bulmaya odaklandık. Bu sene biraz dayanıklılık sorunu yaşamayı göze aldık.” Bu aslında doğru stratejiydi. Çünkü güç üretmeye yönelik güncellemeler yasaklanacaktı. Ama dayanıklılığa yönelik güncellemeler serbestti. Dolayısıyla gücü üretelim, dayanıklılık arkadan takip etsin dediler. Fakat bir sorun var. Alonso, sadece altıncı yarışta dördüncü motora geçti. Bu açıdan bakıldığında Alpine’in harika yarış performansını nasıl değerlendirmek lazım bilmiyorum. Araba net bir şekilde McLaren’dan, Alpha Tauri’den ve “kısmen” de Haas’tan üstün. Ama dayanıklılık sorunları nedeniyle aerodinamik paketten maksimumu alamıyorlar. Kısmen Haas diyorum çünkü Haas da iyi bir araba. Magnussen’in ilk tur kazası ve Mick Schumacher’e uygulanan yanlış yarış stratejisi olduklarından kötü görünmelerine neden oldu.
McLaren’da Norris yüksek ateşle yarıştığı için arabasının hakkını veremedi. Yine de takım arkadaşı Ricciardo’nun önünde finişe geldi. Ricciardo da Sainz gibi bir buhrandan geçiyor. Umarım yakın zamanda her ikisi de bu buhranı atlatır.
Aston Martin’in güncellemeleri işe yaradı mı?
Bir güncelleme paketinden maksimumu alabilmek için bazen bir hafta sonundan fazlası gerekir. Paketi iyi anlamak için biraz kilometre yapmak gerekir. Aston Martin’in bu haftaki performansı iyi değildi. Aston Martin ya rakipleri kadar iyi bir geliştirme paketi ortaya koyamadı ya da paketi tam anlayamadı. Ama toplamda Vettel’in on birinciliği ulaşılabilecek maksimum sıralamaydı.
Bir cümle de Alfa Romeo için kuralım. Harika bir araba. Mercedes’in güncellemelerinden sonra Mercedes’in biraz gerisine düştüler. Ama orta grubun en iyisi İtalyanlar’ın efsane markalarından Alfa Romeo diyebiliriz.