Formula 1 Fransa GP'si Değerlendirmesi
Formula 1 dünyasının en önemli isimlerinden biri olan Fırat Keskin, 'Formula 1 – Fransa GP’si Değerlendirmesi' yazısıyla birlikte sizlerle.
Gelecekte dönüp bu sezona baktığımızda Fransa GP’si, bu sezonun dönüm noktalarından biri olarak kayıtlara geçebilir. Sezonun bitmesine daha çok yarış var, biliyorum. Ama bence bu yarış, bir ön karar niteliğinde.
Haberin Devamı ›
Artık şurası net: Mercedes bu sezonu kazanamaz, sadece Red Bull kaybedebilir.
Bunu sadece puan durumuna bakarak söylemiyorum. Mercedes ve Hamilton 2017 ve 2018 sezonlarında da geriye düştüler. Özellikle 2018 sezonunda, sezonun genelinde daha kötü arabaya sahiplerdi. O sezon 11 yarışta Ferrari, 7 yarışta Mercedes, 4 yarışta da Red Bull en iyi arabaya sahipti. Ama yine de nispeten dengeli bir güç dağılımı vardı diyebiliriz.
Bu sezonsa iş farklı. 2021’de ilk yedi yarışa bakıldığında, Mercedes sadece İspanya’da en iyi arabaya sahipti. İlk defa bu kadar belirgin bir şekilde gerideler. Red Bull her piste uygun ve her pistte galibiyete oynayabilecek güçte bir araç.
Şimdi yarışın kırılma noktalarına bakarak kısaca yarışı yorumlayalım.
Haberin Devamı ›
Red Bull en hızlı araba mıydı?
Red Bull tek turda açık farkla, yarış temposunda az bir farkla öndeydi. Mercedes sadece lastik kullanım avantajı sayesinde lastikler eskidikçe Red Bull’dan hızlıydı. Ama Red Bull uyguladığı çift pit taktiğiyle hiçbir stint’te Verstappen’ın lastiklerinin eskimesine izin vermedi.
Red Bull bu yarışta sadece araba farkıyla değil, pit duvarı farkıyla da yarışı kazandı. Verstappen, yarışın hemen başında yaptığı hatayla geri düştüğü yarışı da öncelikle pit duvarının taktiksel becerisi sayesinde kazandı. Sonra da Bahreyn GP’sinden çıkardığı ders sayesinde.
Red Bull’un pit duvarı, undercut penceresini Mercedes’e göre daha iyi hesaplamıştı. İlk pit’lerde üç saniyelik farkın undercut için yeterli olduğunu hesapladılar. Bu sayede Verstappen’ın ilk virajda hediye ettiği liderliği geri almayı başardılar. Geçişin çok kolay olmadığı pistlerde pist üzeri pozisyon, yarışı kazanmak için önemlidir.
Yüksek yere basma kuvveti nedeniyle Mercedes’in düzlük hızı çok yetersizdi. Bu nedenle Mercedes’in Verstappen’ı geçmek için en önemli şansı ikinci pit olabilirdi. Red Bull’un diğer taktiksel başarısı, yaptıkları ikinci pit stop’tı. Verstappen’i doğru zamanda ikinci pit’e alarak, Mercedes’in Barcelona benzeri bir strateji uygulamasının önüne geçtiler.
Haberin Devamı ›
Verstappen da yaptığı hataya rağmen daha olgun bir yarış çıkardı. Sezon başındaki Bahreyn GP’sinden önemli dersler çıkardığını gösterdi. Verstappen, Bahreyn’de yaptıkları ikinci pit’ten sonra Hamilton’a yetişmek için lastiklerini aşırı zorlamıştı. Hamilton’a yetiştiğindeyse lastiklerini tamamen tüketmişti. Burada Verstappen çok dikkatli ve sabırlıydı. Hamilton’a yetişme sürecinde zaman zaman lastiklerini dinlendirmek için temposunu düşürdü. Lastiklerini korudu ve Hamilton’a yetiştiğinde, Verstappen’ın lastikleri, geçiş yapabilecek kadar iyi durumdaydı.
Verstappen bu yarışla birlikte lastik kullanımında sınıf atladı diyebiliriz. Bu sezon onun kariyerinin en önemli mücadelesi. Her şey onun ellerinde, daha hızlı arabayla ve tecrübesiyle bu sezon şampiyonluğun en büyük favorisi.
Verstappen’ın ceza alması gerekir miydi?
Biraz ortada bir konu. Ama ceza almaması daha doğruydu bence.
FIA, yarıştan önce yayınladığı dokümanlarda ilk virajı kaçıran pilotların kaçış yolunu kullanmaları şartını koştu. Ayrıca pilotların kaçış yolunun üzerinde bulunan dubaların arasından geçerek yarışa katılmaları gerektiğini belirtti.
Haberin Devamı ›
Olayı hatırlarsak, start’ta Hamilton’ın reaksiyon süresi Verstappen’dan iyiydi. Bu sayede Hamilton bir avantaj kazanmış gibi görünüyordu. Parantez açarak şunu belirtelim; start’ta en iyi reaksiyon süresi Alonso’da, ikincisi Hamilton’da hesaplandı. Verstappen ilk beş pilot arasında yoktu. Kötü start alan Verstappen, yerini kaybetmemek için geç frenleme yapınca ilk virajda frenlerini bloke etti ve pist dışına çıktı. Hakemler bu frenlemeyi ilk viraj yerine ikinci viraj olarak değerlendirdi ve cezayı gerekli görmedi. Oysa ki Verstappen hatayı ilk virajda yapmıştı.
Ancak burada şöyle de bir durum var: Verstappen’ın virajı kaçırdığını anladığı ve pist dışına çıktığı nokta itibarıyla dubaların arasından geçmesi çok zordu. Tüm bu nedenlerle ben olsam ben de ceza vermezdim. Bu ihlalin cezası 5 saniyeydi ve bu ceza verilse kimse neden diyemezdi, onu da ekleyeyim.
Ferrari nasıl bu kadar geri düştü? McLaren toparlandı mı?
Haberin Devamı ›
Ferrari’yi biz anladık, onu tasarlayanlar anlayamadı. Bu araba, sıralamalarda iyi olacak şekilde ayarlandığında yarışlarda kötü bir derece yapıyor. O nedenle ayarların sıralamalara göre değil, yarış göz önünde bulundurularak yapılması lazım.
Ferrari’nin antrenmanlar sırasındaki uzun sürüşlerde en iyi olduğu ayarı bulup, sıralamalara o ayarla çıkması lazım. Tek tur hızı iyi olmasa da o ayarları bozmaması lazım. Çünkü puanlar pazar günü veriliyor, Cumartesi günü değil.
Ferrari ise ilk iki antrenmanda arabasını yarışta ideal olacak ayara getiriyor. Sıralamalardan hemen önce yapılan üçüncü antrenmanda, aynı diğer takımların da yaptığı gibi, arabayı sıralamalarda da hızlı olacak noktaya getiriyorlar. Ama yapılan bu son ayarlar arabayı sıralamalarda hızlı yaparken, yarışta geriye götürüyor.
Binotto olsam, tüm antrenmanları yarış ayarları için kullanırım. Aston Martin de bu şekilde ilerliyor.
Öte yandan McLaren için iyi bir hafta sonu oldu. Ezeli rakibi Ferrari’nin puan alamadığı yarışta 18 puanı ceplerine koyarak farkı açtılar. Tek turda Ferrari’den oldukça gerideler ama yarışta lastiklerini korudukları için fark yaratıyorlar. Yarıştan önce Twitter hesabımda yazdığımı, yarıştan sonra McLaren’ın teknik patronu doğruladı. Andreas Seidl, “Lastik kullanımı sayesinde iyi sonuç alacağımızı tahmin ediyorduk. Ama Ferrari tahminimizden daha çok geriye düştü.” dedi. Evet, Ferrari’nin geriye düşeceğini yazmıştım, ama bu kadarı biraz fazlaydı.
Mercedes nerede hata yaptı?
Önce nerede doğru yaptılar, onu yazayım. Arabaları yüksek yere basma kuvvetiyle piste çıkararak lastiklerini korumak ve yarışı lastik farkıyla kazanmak istediler. Bu doğru bir tercihti. Red Bull, özellikle araç ağırken lastiklerini tüketirken, Mercedes onları korudu.
Arabaların ayarları dışındaki tüm noktalarda Mercedes yanlış yaptı. En büyük yanlışları undercut’ın gücünü doğru kestirememeleri oldu. Hamilton, öne geçtikten sonra Verstappen ile farkı 3 saniyeye çıkardı ve orada tuttu. Farkı daha da açabilirdi. Çünkü lastikler eskidikçe Mercedes’in avantajı artıyordu. Ama 3 saniyelik farkın kendilerini undercut’tan koruyacağını düşündükleri ve bir yandan da lastikleri korumak istedikleri için farkı bu seviyede tuttular.
Ama yanıldılar. Red Bull’un lastikleri daha çabuk ısıtması ve Verstappen’ın çok hızlı pit’ten çıkış turuna (out lap) yenildiler. Bu başarısız pit’ten sonra Hamilton’a telsizden, “Ne olduğunu biz de anlamadık.” dediler. Hamilton, sadece susarak tepki verdi. Oysa ki bir tur önce Bottas ile Verstappen arasındaki fark 2,7 saniye iken Mercedes undercut’ı denemiş ve kıl payı başarısız olmuştu.
Aslında o anda 3 saniyelik farkın yetmeyeceğini anlamaları lazımdı. Çünkü hem Red Bull lastiklerini daha çabuk ısıtıyor hem de Verstappen, Bottas’tan hızlı bir pilot.
Buna rağmen yarışı alabilirlerdi. Hamilton’ın kendine has bir özelliği var. Bu özellik, lastiklerini yıpratmadan öndekini rakibini yakından takip etme yeteneği. Hamilton, pit sonrasındaki 10 tur boyunca Verstappen’ı 1 saniyenin altında bir mesafeden takip etti. Verstappen öyle bezdi ki, yirmi dokuzuncu turda telsizden, “Ben bunu yarışın sonuna kadar devam ettiremem.” dedi.
Mercedes ise yüksek yere basma kuvveti ayarının bir sonucu olarak düzlüklerde çok yavaş olduğu için Verstappen’ı geçemedi. O anda akıllara Barcelona stratejisi geldi. O stratejiyle yarışı alabilirlerdi. Ama Red Bull’un pit duvarı o yarıştan ders almıştı. Hamilton, lastiklerini dinlendirmek, pilleri şarj etmek ve motoru soğutmak için biraz geriye düştüğü anda Red Bull, Verstappen’ı pit’e aldı. Böylece Hamilton’ın Barcelona stratejisini uygulamasının önüne geçmiş oldular.
O noktadan sonra Mercedes’in tek şansı Hamilton’ın yarış sonuna kadar o lastiklerle yarışı tamamlamasıydı. Bu stratejinin tutması için Bottas’ın Verstappen’ı sadece 1 tur arkasında tutması yeterli olurdu. Ama Bottas’ın dirençsizliği de Verstappen’a yardım etti.
Aston Martin, Alpine, Alpha Tauri
Bu cephede en tatlı sürprizi Alpine yaptı diyebiliriz. Bunun nedeni bence biraz da ev sahibi olmalarıyla ilgiliydi. Kendi ülkelerinde, kendi vatandaşlarının önünde (en azından ekran başındakilerin önünde) tüm hafta sonu yüksek motor modlarını kullandılar. Bu sayede zaten iyi bir araba olan Alpine puanlar alarak yarışı tamamladı. (Bunu takımlar bazen yapar, kendi taraftarlarının önünde antrenmanlarda biraz hafif arabayla, yarışlarda biraz yüksek motor modlarıyla moral vermek isterler.)
Yarıştan önce Alpine’in ana rakibi olarak Alpha Tauri’yi işaret etmiştim. Alonso, yarışı çok iyi bir araba olan Alpha Tauri’nin sadece 1 saniye arkasında bitirerek kendi yeteneğinin ve arabasının kalitesinin altını çizdi.
Bir parantez de Gasly’e açalım. Mercedes’in takım patronu olsam, Hamilton’ın emekliliğinden sonra ikinci pilot olarak Gasly’i göz önünde tutarım. Russell-Gasly ikilisi bir takımı yukarı çeker.
Aston Martin artık net bir şekilde puan arabası oldu. Sezon başındaki tutuklukları geçti. Yarış performansları gerçekten çok iyi. Mercedes’le kardeş tasarıma sahip oldukları için benzer karaktere sahip bir araba. Sıralama performansı zayıf olmasına rağmen özellikle sert lastikleri çalıştırma konusunda muazzam bir araba. Vettel yarışa sert lastiklerle başladı. 30 turluk sert lastiklerle yaptığı dereceler, pistte o andaki en iyi 5 dereceden biriydi. Bunda Vettel’in lastik kullanım becerisi de önemliydi.
Vettel taraftarı okuyucularımdan sık sık Vettel ile ilgili kaygılı ve/veya pilotluğunu sorgulayan sorular alıyorum. Vettel, çok değerli bir şampiyon. Araba kullanmayı unutmadığını da yeni takımında gösteriyor. Onun eksikliği, duygusal olması nedeniyle, performansının takım içinde “kendisini iyi hissetme faktörüne” fazlasıyla bağımlı olması. Yeni takımı ona kendisini iyi hissettirdikçe hem kendi performansı artacak hem de arabanın gelişimine olumlu etki edecektir.
Şimdilik yazıyı burada keselim. Çünkü önümüzde “triple header” (üç yarış peş peşe) var. Daha bol bol yazacağım.