Formula 1 – Emilia Romagno GP'si (Imola GP'si) Değerlendirmesi

Formula 1’de Imola GP’si heyecanlı mücadelelere sahne oldu. Max Verstappen hatasız bir sürüşle (sprint startı hariç) bir hafta sonunda alınabilecek maksimum puanı alarak şampiyonluk yarışında ikinci sıraya yerleşti. Leclerc ise kendisinden beklenmeyecek bir hatayla alabileceğinden az puan aldı.

Leclerc’in hatasının ve Hamilton’ın çaresizliğinin nedenleri aynıydı. Şimdi soru cevaplarla tüm yarışı anlamaya çalışalım.

Leclerc’i hataya zorlayan neden neydi?

Yarışa hazırlık yazımda favorinin Ferrari olduğunu yazmıştım. Ama Red Bull’un özellikle arabayı hafifletmeye yönelik güncelleme getirdiği konusundaki söylentiler nedeniyle de bu tahminime şerh koymuştum. Söylentiler, Red Bull’un 7-8 kg hafifleyeceği yönündeydi. 7-8 kg hafiflemek, tur başına yaklaşık 0,3 saniye kazanç demekti. Söylentiler kısmen doğru çıktı, gerçekten Red Bull arabasını 5 kg hafifletmeyi başarmıştı. Bu da tur başına yaklaşık 0,150 saniyelik kazanç anlamına gelir. Ama tek yenilik bu değildi. Red Bull, Aston Martin’den esinlendiği yeni tabanıyla yere basma kuvveti kazanmayı da başarmıştı.

Red Bull’un hafiflemesi tur derecesine olumlu yansıdığı gibi düzlüklerdeki son hızına da olumlu etki etti. İlk pitlerden sonra Leclerc ikinci ve üçüncü sektörlerde Perez’e yaklaşıyordu. Ama uzun start düzlüğüne çıkıldığında hava koridoruna rağmen Perez’e yaklaşamıyordu. Burada Red Bull’un hafiflemesi kadar Honda motorunun agresif haritalaması da etkiliydi.

İlk pitlerden sonra Perez ile düzlüklerde mücadele edemeyen Leclerc Plan D’ye geçerek en hızlı turu yakalamak istedi. Böylece hızlı turdan gelen fazladan 1 puanı hanesine yazdıracaktı. Red Bull stratejik olarak ona da karşılık verdi ve Perez’i de pite aldı. Bir süre sonra ikili yine birbiriyle mücadele eder konuma gelmişti. Fakat Leclerc, DRS ve hava koridoruna rağmen Perez’i yine geçemedi. Bu hafta sonu Honda motorlu araçlar düzlükte inanılmazdı. Ferrari de önceki gece yakıt pompasının değişmesi nedeniyle aracı daha güvenli modda haritaladı.

Düzlükte Perez’i geçemeyen Leclerc yine de risk almak istedi. Son virajda Perez’e biraz daha yakın olabilirse onu düzlükte geçebileceğini düşündü. Perez’e biraz daha yakın olabilmek için şikanda risk alarak kerb’ü fazla agresif kesti. Sonucunda spin atarak geriye düştü. Bir anlamda Honda’nın gücü Leclerc’i hataya zorladı diyebiliriz.

Grid’de kendisini en acımasızca eleştiren pilotların başında belki de Leclerc geliyor. Bu hatasından kendisine gerekli dersleri çıkaracaktır.

FORMULA 1'E DAİR ÖNEMLİ HABERLER İÇİN TIKLAYINIZ

Hamilton neden bu kadar zorlandı? Russell nasıl bu kadar yukarıda bitirdi?

Yanıt basit. Leclerc’in ve Stroll’ün başına gelen Hamilton’ın da başına geldi. Açıkçası bu hafta sonu Honda motorları ayrı bir seviyedeydi.

Öncelikle şunu ifade etmemiz gerekir: Daha iyi tur derecesi elde etmek, otomatikman geçişin kolay olacağı anlamını taşımaz. Geçiş yapabilmek için arkadaki aracın son hızının öndekinden fazla olması gerekir. Pazar günü Honda motorları düzlükte o kadar iyiydi ki, arkalarına kim düştüyse geçiş yapamadılar.

Honda bu hafta genel anlamda agresif motor haritalamasıyla pistteydi. Bunu yarışın başında Tsunoda, Stroll, Hamilton treninde de gördük. Stroll, daha hızlı arabaya sahip olmasına rağmen Tsunoda’yı turlar boyunca geçemedi. Hem de hava koridoru ve upuzun düzlüğe rağmen.

Hamilton da aynı şekilde Gasly’yi turlar boyunca hava koridoru desteğine rağmen geçemedi. DRS’nin açılmasına onay verildiğindeyse şanssızdı. Çünkü DRS onayı verildiği turda Gasly, Albon’a çok yakındı. Gasly de DRS’nin nimetlerinden faydalandı. Böylece pistte bir DRS treni oluştu ve Hamilton’ın geçişi imkansızlaştı.

Honda’nın gücünü gösteren diğer mücadeleyse yukarıda bahsettiğim Leclerc-Perez mücadelesiydi. Leclerc, DRS ve hava koridoruna rağmen Honda motorlu Perez’i geçemedi. Ferrari biraz daha yüksek yere basma kuvvetine sahip arabaydı. Yani düzlükte daha yavaş olması anlaşılabilirdi. Ama DRS ve hava koridoru yeterli desteği sağlamalıydı. Sağlayamadı.

Hamilton’a dönersek, pit stop’ın Hamilton’ın yarışını bitirdiğini söyleyebiliriz. Hamilton ilk pit için kenara geldiğinde 11. sıradaydı. Önünde Stroll vardı. Ancak yavaş pit stop neticesinde Hamilton 3 sıra birden kaybetti. Pit çıkışındaysa bir Honda motorunun arkasına düşmesi yarışını bitirdi. Pazar günkü yarışta Mercedes’in hiçbir piti en hızlı 10 pit arasında yoktu. Sezon başından beri devam eden bu durum takımın salı vermişliğinin de bir göstergesi olarak görülebilir.

Russell’a gelirsek, öncelikle Russell’ın hatasız olduğunu söylemek lazım. Bu hafta sonunun altıncı iyi arabasında, alınabilecek en iyi sonucu aldı. Fakat kendisi de bu durumun şans olduğunu ifade etti. Russell’ın iyi görünmesinin önemli nedenleri vardı. Bunlar kısmen Russell ile ilgiliydi, kısmen de yarışın akışıyla. Russell iyi start alarak daha ilk düzlükte 2 pilotu geçti. Önündeki iki rakibi Sainz’ın ve Ricciardo’nun ikinci virajdaki temasından sonra iki sıra daha kazandı. Sainz-Ricciardo teması Bottas’ın seçtiği yarış çizgisinde olunca Bottas da yavaşladı. Böylece henüz üçüncü viraja gelindiğinde onu da geçti. Son olarak Mercedes’lerden daha hızlı olan Alpine takımından Alonso da Mick ile yaşadığı temasta aldığı hasarla yarış dışı kaldı. Russell yarış içinde tek mücadelesini Magnussen ile verdi ve yürekleri ağıza getiren mücadele sonunda onu geçti. Hamilton’ın aksine, Russell on ikinci turdan itibaren her zaman temiz havada yarıştı.

Ancak dikkat! Yarışın sonunda Bottas, Russell’ın sadece 1,5 saniye arkasındaydı. Bottas’ın 11,8 saniye süren pit’ini düşündüğümüzde Bottas’ın da Russell’ın önünde olmasını beklememiz gerekirdi. Leclerc’in hatasıyla da Russell beklenmedik şekilde yarışı dördüncü olarak bitirdi.

Dördüncülük sonrası hiç hayal alemine dalmadan gerçekçi yaklaşımla McLaren’ın şu anda onlar için erişilmez olduğunu açıkladı.

McLaren nasıl üçüncü hızlı arabaydı?

McLaren’ın çok iyi bir araba olduğunu sezon öncesi testlerden beri yazıyorum. Ama önce fren problemleri, sonra da aracı anlayamamaktan kaynaklanan eksikler nedeniyle sezonun ilk yarışında bekleneni veremediler.

Fakat arabayı gittikçe daha iyi anladıkları için performansları devamlı artıyor. Red Bull ile birlikte yere en yakın ayarlanabilen iki arabadan biri olan McLaren yeterli yere basma kuvvetini üretiyor. Ancak yine de ilk iki takım onlar için çok uzakta. Yüksek sürüklenme değerleri düşük düzlük hızlarına neden olarak onları yoruyor.

Alfa Romeo da bu hafta getirdiği güncellemelerle öne doğru atılım yaptı. Alfa’nın istikrar sorunu olsa da bundan sonra McLaren’a yakın bir performans göstereceklerini düşünüyorum.

Hafta sonunun şanssız takımı Alpine idi. Alpine iyi bir arabaya sahipti. Yeni taban güncellemesi, üretimin yetişmemesi nedeniyle sadece Alonso’da vardı. Alonso sıralamada ve sprint’te iyi performans gösterdi. Ancak yarışta aracı erkenden hasarlandı ve sonrasında yarış dışı kaldı. Bu nedenle de haftanın şanssız takımıydılar.

Bu hafta Fanatik Kokpit haftası. İzlemeyi, beğenmeyi ve takip etmeyi unutmayın.

Fırat KESKİN