Formula 1 – Belçika GP'si Değerlendirmesi

Formula 1 dünyasının duayen isimlerinden biri olan Fırat Keskin, büyük bir heyecana sahne olan Belçika GP'sini sizler için kaleme aldı.

Formula 1 – Belçika GP'si Değerlendirmesi

Sezonun ikinci yarısı Red Bull’un gövde gösterisiyle başladı. Red Bull, rakiplerine acımadan ve onlara herhangi bir yaklaşma fırsatı dahi vermeden yarışı dominant bir şekilde kazandı. Takım her zamanki gibi pit stop’ı yapan mekanikerden pilotuna, stratejistinden mühendisine kadar iyi yağlanmış kusursuz bir makine gibi performans gösterdi.

Haberin Devamı

Red Bull makinesine hiçbir takımın yaklaşmasının mümkün olmadığı daha Cuma antrenmanlarından kendisini göstermişti. Şimdi tüm parametreleri bir araya toplayarak Red Bull’un başarısının altında yatan nedenleri anlamaya çalışalım.

Red Bull neden bu kadar üstündü?

Bu hafta sonu itibarıyla tabandan en büyük yere basma kuvvetini Red Bull’un ürettiğinden emin olabiliriz. Red Bull, tabandan yere basma kuvveti üretmekteki üstünlüğü sayesinde daha küçük arka kanatlarla yarışabiliyor. Daha küçük arka kanatlar düşük sürüklenme değerleri sayesinde düzlüklerde rakiplerinden çok hızlı olmalarını sağlıyor. Böylece Red Bull 1. ve 3. sektörde çok hızlıydı. Bu iki sektörde hızlı olmalarını beklediğimi yarıştan önceki değerlendirme yazımda da yazmıştım.

Haberin Devamı

Asıl ilginç olan Red Bull’un daha küçük kanatlara rağmen ikinci sektörde hızlı olmasıydı. Yere basma kuvveti isteyen bu sektörde Ferrari’nin Red Bull’a en azından yakın olmasını beklerdik. Ama olamadı. Red Bull ikinci sektörde de üstündü.

Red Bull’un ikinci sektördeki üstünlüğünün pilotlarına bir faydası daha oldu. Red Bull daha iyi yere basma kuvveti ürettiği için lastiklerini daha iyi ısıttı. Bu sayede araç daha iyi yol tuttu, yani lastiklerinin üstünde daha az kaydı. Böylece lastik aşınması da Ferrari’ye göre daha iyiydi. Tüm bu parametreler bir araya gelince Red Bull’un galibiyeti kaçınılmaz oldu.

Ferrari neden beklentinin altında kaldı?

Ferrari, sezona en hızlı araba olarak başladı. Buna rağmen sezonun ilk yarısındaki taktik hatalar ve mekanik arızalar nedeniyle Red Bull’u zirve yarışında yalnız bıraktılar. Ancak bu hafta sonu, Ferrari takımının bu kadar geri kalmasında hatalar veya arızalar rol oynamadı. Zeminin dalgalı olması nedeniyle takımlar araçlarını yüksek ayarlamak zorunda kaldı. Ferrari, Haas gibi takımlar araçların yüksek ayarlanması neticesinde daha çok zorlandı. Red Bull takım patronu Christian Horner, “Biz aracımızı yüksek ayarladığımızda da hızlıyız. Bu konuya önceden de vurgu yapmıştık. Bu yarışta da üstün olmayı bekliyorduk. Ama bu kadar farklı kazanmayı beklemiyorduk.” dedi. Sonuç olarak Ferrari aracını ideal aerodinamik pencerenin üstünde bir sürüş yüksekliğine ayarladı ve bu durum onları diğer takımlardan çok etkiledi. Bu noktada Ferrari’nin üstün süspansiyon sistemi de görevini tam yapamadı.

Haberin Devamı

Motor gücü olarak Ferrari’nin lider olduğu biliniyor ve bunu Red Bull yönetimi de kabul ediyor. Ama Belçika’da Red Bull erişilemeyecek bir hıza sahipti. Red Bull ve Ferrari arasındaki farkı en hızlı turlara bakarak şöyle açıklayalım:

- Verstappen: En hızlı turunu 32. turda, orta hamurla attı. Arabasında tahminen yaklaşık 30 kg yakıt vardı.

- Leclerc: En hızlı turunu 44. turda, yumuşak hamurla attı. Arabasında tahminen yaklaşık 6 kg yakıt vardı.

- Ek olarak Leclerc, en hızlı turunda Kemmel düzlüğünde Alonso’yu geçti. Bu sırada hava koridoru ve DRS desteği aldı.

- Verstappen’ın lastikleri yeniydi. Ama attığı hızlı turda kendini hiç zorlamadı. Resmen lift and coast yaparak en hızlı turu aldı.

- Bu parametrelere rağmen Verstappen’ın 24 kg ağır arabayla, bir kademe daha sert hamurla attığı tur Leclerc’den 0,630 saniye hızlıydı.

Haberin Devamı

Fark devasa.

Mercedes neden beklentinin altında kaldı?

Mercedes W13 yavaş bir araba. Sezon başında Mercedes cephesindeki görüş şuydu: “Yunuslama nedeniyle aracımızı alçak ayarlayamıyoruz. O nedenle istediğimiz yere basma kuvvetini üretemiyoruz ve ideal performansımızı yakalayamıyoruz. Aracımızı alçak ayarladığımızda sorunlar çözülecek.”

Ancak durumun bu kadar basit olmayabileceğini sezon başında yazmıştım. Sorun daha derin. Tabandan yeterli yere basma kuvvetini üretemiyorlar. İstenilen yere basma kuvvetini üretebilmek için daha büyük kanatlarla ve/veya daha dik açılı kanatlarla yarışıyorlar. Bu nedenle de sürüklenme değerleri yüksek. Yavaş virajlardan çıkışta zayıflar. Motor zayıf.

Bu hafta sonu sürüş yüksekliğini en alçak ayarlayabilen takım Mercedes’ti. Buna rağmen Mercedes, Red Bull’dan tur başına 1,5 saniyeye yakın yavaştı. Demek ki temel sorun arabanın alçak ayarlanabilmesi değilmiş.

Haberin Devamı

Yarış sonunda Verstappen-Russell farkının 30 saniye olması kimseyi aldatmamalı. Verstappen, yarışa gerilerden başladığı için yarışın başlarında trafikte çok zaman kaybetti. Yarışın sonlarında ise tamamen arabayı korumaya yönelik bir tempoyla ilerledi. Buna karşılık Russell yarışın sonuna kadar zorladı. Çünkü Sainz’ı geçip podyumun son basamağına çıkmak istiyordu. Buna rağmen fark olağanüstü. Mercedes’in farkı kapatmak için bu sezondan fazlasına ihtiyacı olabilir.

Son olarak Mercedes’i tempo olarak Ferrari’nin önünde gören bazı yorumlar vardı. Bunların tamamı yanlış. Ferrari toplamda daha iyi arabaydı. Hem sıralama hem de yarış performansında. Yarıştan sonra Mercedes mühendisi Andrew Shovlin, “Ferrari lastikleri bizden daha hızlı tükettiği için biz zaman zaman olduğumuzdan iyi göründük. Ama aslında Ferrari toplam performans anlamında bizden iyiydi.” dedi.

Hangi takımlar sürpriz yaptı?

Olumsuz sürprize neden olan takım Alpha Tauri’ydi. Red Bull ile aynı motor parçalarını kullanmalarına rağmen araçta devamlı mekanik arızalar yaşamalarını kalite iş akışlarında aramak lazım. Veya dar bütçeleri nedeniyle motor parçalarında bazı riskler almalarına bağlayabiliriz. Adı Alpine ile anılmaya başlayan Gasly yarış öncesindeki bir elektronik arızasıyla yarışa pitten başlamak zorunda kaldı. Buna rağmen 9. olması arabadaki potansiyeli göstermesi açısından önemliydi.

Olumlu sürpriz ise Vettel’den geldi. Vettel, aynı Verstappen gibi harika bir ilk tur attı. Hemen ilk turda 4 sıra birden kazanarak bir anda kendisini 5. sırada buldu. Arkasından uçarak gelen Verstappen’a ve Leclerc’e geçilse de yarışı 8. sırada bitirmesi başarıydı.

Leclerc neden ceza aldı?

Leclerc hafta sonunun şanssız isimlerindendi. Yarışın ilk turunda Verstappen’ın kaskından söktüğü PVC malzemeden üretilen vizör kaplaması (polimer türevi) Leclerc’in arabasına sıkıştı. Bu vizör, Leclerc’in arabasındaki hız sensörünün ısınarak devre dışında kalmasına neden oldu. Bu sensör, aracın pite girişinde hızını ayarlaması için kilit roldeydi. Devre dışı kalması neticesinde Leclerc hızını ayarlayamadı ve hız sınırını 1 km/sa aştı. Bunun sonucunda da ceza alarak Alonso’nun arkasına düştü.

Yarıştan sonra Binotto, “Sensörün devre dışı kalması nedeniyle başka bir önlem almak zorunda kaldık. Ama hızı 1 km/sa aştık. Üzgünüm.” dedi. Bu durumu takımın yaptığı bir hatadan ziyade bir şanssızlık olarak değerlendirmek lazım. Leclerc’in en hızlı turu alması için yarış sonunda gerçekleştirilen pitte mantık olarak da hata yoktu. Leclerc’in taze lastiklerle Alonso’yu geçmesi beklenen bir durumdu.

Hemen bu hafta Hollanda’da buluşacağız. Yarışa hazırlık ve yarış değerlendirme yazımla bu satırlarda görüşmek üzere.

YORUM YAZ