Formula 1 – Avustralya GP'sine Hazırlık

Bu hafta sonu Formula 1’in klasik pistlerinden birine konuk olacağız. Pandemi koşulları nedeniyle iki senedir yarış yapılamayan Avustralya, bu hafta yenilenmiş pistle sahneye çıkacak.

Çok eski pistlerden biri olan Avustralya özellikle 2014 ile başlayan araç jenerasyonunda pek renkli yarışlara sahne olmadı. Büyüyen araç boyutları pistin heyecanını büyük oranda azalttı. Bunun üzerine 2018 ve 2019 yıllarında pilotlarla toplantılar yapan pist yönetimi onların görüşleri doğrultusunda pisti değiştirdi.

Artık geçişin daha kolay olacağı, daha hızlı bir pist haline dönüşen Avustralya bize yeni heyecanlar sunabilir.

Pistin karakteristiği

Yukarıda da bahsettiğim gibi pist değişti. 9 ve 10 numaralı virajlardan oluşan şikan düzeltildi. Artık orada viraj yok. Yeni pistte 9 ve 10 numaralı virajlar, eski pistteki 11 ve 12 numaralı virajlar oldu. Yani 8. ve 9. virajlar arası tek düzlük gibi. Tam gaz geçilecek bölümde 330 km/sa hıza ulaşılabileceği öngörülüyor.

Ayrıca yenilenen (eski) 11. viraja Zandvoort gibi banket (açı) yapıldı. Burası da eskisinden daha hızlı dönülecektir.

Diğer değişiklik 13. virajda. Viraj genişletilerek geçişe daha uygun hale getirildi.

Resim: Kırmızı bölgeler, pistin güncellenen kısımları (Kaynak: www.formula1.com)

Sonuç olarak yapılan değişiklikler pistin daha da hızlanması ve geçişin kolaylaşması için gerçekleştirildi. Yapılan değişikliklerin olumlu sonuç verip vermeyeceğini göreceğiz.

5.275 metrelik pist, ideal uzunluk olarak düşündüğüm 6.000 metre civarından biraz kısa. Normalde kısa pistlerde sık tur bindirildiği için biraz mesafeli yaklaşıyorum. Ama bu sezon araçlar birbirine daha yakın olduğu için tur bindirme sayısı daha az beklenebilir.

Toplam 16 virajlı pistte sağ viraj sayısı daha çok. Bunların içinde belki de en zorlayıcı olan 8. viraj. Viraj uzun olduğu için arabanın ağırlık merkezi uzun süre arabanın soluna kayacak. Bu uzun süre boyunca sol lastiklerin üzerine büyük yük binecek. Dolayısıyla sol lastiklerin belki biraz daha çok yıpranmasını bekleyebiliriz.

Albert Park, eski halinde bile sezon içinde en çok tam gaz geçilme oranına (%75) sahip pistlerden biriydi. Yeni düzenlemelerle bu oran artacaktır. Geçtiğimiz sezonlarda düzlüklerin az olması nedeniyle DRS’den sağlanan kazanç anlamında çok zayıf bir pistti. Bu sezon F1 yönetimi DRS’ye de müdahale etti. Bir turda toplam 4 tane DRS bölgesi olacak. Biraz daha zorlasalardı, pistin tamamını DRS bölgesi yapabilirlerdi. 9., 10. ve 11. virajlarda yapılan değişiklikler dördüncü DRS bölgesine hız anlamında katkı yapacaktır. Motorlar için aşırı zorlayıcı bir yarış olacağa benziyor. Aynı şekilde aşırı yüksek hızlardan 4 defa sert frenleme yapıldığı için frenlerin de geçmişe göre daha çok zorlanacağı bir yarış bizleri bekliyor olabilir.

Pistin en önemli özelliklerinden biri güvenlik aracı altında pit yapıldığında kazanılan süre. Bu pistte güvenlik aracı altında pit yapan pilotlar, normal yarış akışına göre 15 saniye kazanıyor. Yarış stratejilerinde güvenlik aracı beklentisi önemli rol oynayabilir.

Lastikler

Pirelli Avustralya’ya C2, C3 ve C5 lastikleri getirdi. Fark ettiğiniz üzere seçim gerçekten ilginç. Normalde Pirelli birbirini takip eden sertlikteki lastikleri seçerdi. Mesela C2, C3 ve C4 gibi. Ama bu sefer kademe atlayarak C4 yerine C5 lastiği getirmeyi seçtiler. Bu durum sıralamanın önemini artırırken yarış stratejilerini de karıştıracaktır.

Çünkü bir aracın aynı anda hem yarışta C2 lastikleri iyi çalıştırması hem de sıralamada C5 lastikleri iyi çalıştırması zor olacak diye düşünüyorum. Sıralamada tek turda dahi C5 lastiklerin son sektöre gelindiğinde çok zaman kaybedeceğini tahmin ediyorum.

Pist, geçmişte yol tutuş anlamında zayıftı. Bu nedenle lastiklerde topaklanma (graining) sorunları sık görülüyordu. Yeni asfaltın soruna nasıl etki edeceği şimdilik belirsiz.

Ayarlar

Bu senenin temel konusu arabaların alçak ayarlanabilmesi. Yunuslama arabaların alçak ayarlanmasının önündeki en önemli engel. Arabasını alçak ayarlayabilen takımlar aynı geçen yarışta olduğu gibi hızlı olacak. Çünkü araba ne kadar alçak ayarlanabilirse tabandan üretilen yere basma kuvveti o kadar artar.

Avustralya’da, arabaların alçak ayarlanmasının önündeki tek engel yunuslama olmayabilir. Geçmişte Avustralya, dalgalı asfaltı nedeniyle arabanın yüksek ayarlanmasını gerektiren bir yapıdaydı. Gündelik hayatta da kullanılan bir pist olduğu için pistin zemini bozuktu. Pistin hemen hemen tamamı yeniden asfaltlanmış olsa da zeminin nasıl olacağını bilemiyoruz.

Temposu artan pist ve bolca DRS alanı araçlara küçük arka kanatların takılmasını gerektirebilir. 4 noktada arabalar yavaş virajlardan sonra hızlanması gerekecek. Bu nedenle arka süspansiyon sertliği önemli. Daha iyi çekiş için biraz daha yumuşak arka süspansiyon ayarları görebiliriz.

Frenlerin daha çok zorlanacağını düşünerek daha büyük fren soğutma kanalları görebiliriz. Büyük motor soğutma mazgalları da bekleyebiliriz.

Favoriler

Henüz sezonun başı olduğu için hangi takımın “net” favori olacağını söylemek zor. Ancak ilk 2 yarış dikkate alındığında doğal favoriler Ferrari ve Red Bull. Eğer zemin bozuk olursa ve arabalar biraz yüksek ayarlanmak zorunda kalırsa Ferrari daha çok ön plana çıkabilir. Çünkü Ferrari, yüksek ayarlandığında kendisini daha rahat hisseden bir araba. Red Bull’un ise en büyük avantajı alçak ayarlanabilme yeteneği. Zemin bozuk olursa Red Bull da süspansiyonlarını biraz yüksek ayarlamak zorunda kalabilir. Böylece takım en büyük avantajını yitirmiş olur. Dolayısıyla süspansiyon sisteminin yüksekliği hafta sonu için belirleyici olabilir.

Ferrari güncelleme getirmek için 3 yarış bekleyeceğini söylemişti. Bu yarışta sadece piste uyum sağlamak için bazı küçük parçalar getireceklerini açıkladılar.

Mercedes ise yalnız üçüncülüğünü bu yarışta da devam ettirecektir diye düşünüyorum. Fakat Mercedes yalnız üçüncülüğünde ön gruba yaklaşma anlamında mesafe kat edebilir. Böyle düşünme nedenim, Avustralya’ya getirecekleri güncellemeler. Mercedes arka kanadı ve beam wing denilen difüzörün üstündeki kanatları güncelleyecek. Yeni parçaların sürüklenmeyi azaltırken yere basma kuvveti kaybettirmeyeceği söyleniyor. Yani aerodinamik anlamda verimlilik hedefleyen parçalar. Eğer güncellemeler beklenen sonuçları verirse Mercedes ön gruba biraz daha yaklaşabilir. Şu anda bu grupla fark tur başına 1 saniye. Farkın azalıp azalmayacağını izleyeceğiz.

Alfa Romeo ve Haas güçlü Ferrari motorlarıyla Mercedes’e özellikle sıralamalarda zorluk çıkarabilir. Ama yarış temposu olarak Mercedes bu iki takımdan daha olumlu bir görüntü içinde. Özellikle Haas pilotları dikkatli olmak zorunda. Çünkü takım sezon başında yedek parça anlamında sıkıntı çekiyor. Sıralamalarda ve antrenmanlarda yapacakları kazalar yarışa katılmalarını engelleyebilir.

Alpine çok iyi araba olmasına rağmen mekanik problemler yakalarını bırakmıyor. Suudi Arabistan’da su pompasının kırılması sonucu motorun tamamını değiştirmek zorunda kaldılar. Burada tasarımsal bir hata buldular ve üçüncü motorda bu konuda bir güncelleme getirecekler. Alonso’nun bu hafta takılacak yeni içten yanmalı motorunda bu güncelleme yer alacak. Bu motor değişikliğiyle Alpine, henüz üçüncü yarışta motor parçaları için ceza sınırına ulaşmış olacak.

Frenlerin zorlanacağı bu pistte McLaren da önemli bir sınav verecek. Fren problemleri nedeniyle testlerde ve ilk yarışlarda zorlanan McLaren takımının fren anlamında ilk gerçek sınavı bu pist olacak. McLaren da takımlar sıralamasında gerçek yerini bulmaya çalışıyor. Arabayı anladıkça daha çok potansiyeli olduğunu görüyoruz. Suudi Arabistan GP’sinde araçta yaptıkları değişiklikler son derece olumlu etki etti. Ama bir yarışlık bir tesadüf müydü, yoksa arabada daha potansiyel var mı, Avustralya’da teyit edeceğiz. Alpha Tauri ile yakın mücadele içinde olacaklarını umuyorum.

Williams ve Aston Martin en zayıf iki takım görünümünde. Hiçbir sorunun sihirli bir çözümü olmadığı için bu takımın geride kalacağını düşünüyorum.

Tüm bu varsayımlarımızı bir kenara bırakırsak, hafta sonunda en çok dayanıklılık öne çıkabilir. Bir mekanik arıza favorinin yarışını bir anda bitirebilir.

Fırat KESKİN