Steven Caulker'ın hikayesi... ''Fenerbahçe, doğuştan bir lideri kadrosuna kattı''
Fenerbahçe'nin yeni transferi Steven Caulker'ın en zor zamanlarında yanında olan Dominic Fifield, onu editörümüz Mehmet Çağrı Davran'a anlattı. İngiliz stoperin bir dönem çok zor günler geçirdiğini ancak şu an çok iyi durumda olduğunu vurgulayan Fifield, ''Körfez ülkelerine gitme şansı olmasına rağmen Fenerbahçe'de oynamak için net bir duruş sergilediğini de söylemem gerek. Fenerbahçe, doğuştan bir lideri kadrosuna kattı.'' dedi. İşte detaylar...
Steven Caulker'ın en zor zamanlarında yanında olan The Athletic yazarı Dominic Fifield, Fenerbahçe'deki geleceği soru işareti olan tecrübeli futbolcuyu editörümüz Çağrı Davran'a anlattı:
Haberin Devamı ›
Yeniden doğmuş bir adam
Steven Caulker'ın, Avrupa Kupaları'nda mücadele edeceği ve lig şampiyonluğu için savaşacağı elit bir takıma (Fenerbahçe) imza attığını, onu da tanıyan ortak bir arkadaşımdan öğrendim. Yıllar boyunca kariyerini yeniden inşa etmek için yaptığı özel antrenmanlardan, şu an ne kaçırdıklarını gördükten sonra kendilerini tekmeleyen takımlara kadar gelinen süreçteki onca yıla sonunda değmişti. Ona yakındım ve belki bir gazeteci olarak Fenerbahçe'ye transfer haberini kaçırdığım için kendime kızmalıydım. Ama Caulker'in transferi, benim için öncelikle gurur vericiydi. Çünkü bunu hak ediyordu.
Fazlasıyla hak ediyor
Onun hikayesinin zaten yarısı biliniyor... Yıllar boyunca bağımlılık ve depresyonla mücadelesi, onu İngiliz futbolundan hızlı bir şekilde uzaklaştırdı. 2017'de The Guardian Gazetesi'nde bana verdiği röportajda cesurca kendisini anlattı. Başka yayın organlarında da bunları detaylandırdı. Sırrı ya da saklayacak bir şeyi yoktu. Pişmanlık duyduğu şeyler, ona kendi vatanında kariyerini yeniden kurma şansını kaçırmasına mal oldu. Ancak Fenerbahçe ile sözleşme imzalaması, konuşarak doğru seçimi yaptığından daha da emin olmasını sağlayacaktır. Bu açık sözlülüğüyle birçok kişiye yardım ettiği ortada. Övgüyü de fazlasıyla hak ediyor.
Haberin Devamı ›
Beklenmeyen bir telefon
Caulker ile olan ilişkim daha geleneksel bir şekilde başladı. İngiltere'deki ilk maçına tanıklık etmek için Stockholm'deydim. Daha sonra onu Cardiff City'nin kaptanı olarak gördüm ve 2014 yazında QPR'ye geçti. Beş yıl önce, büyükbabasının anavatanı olan Sierra Leone'de ActionAid ile yaptığı hayır işlerine odaklanan bir röportajı vardı. Ancak 1 yıl sonra beklenmedik bir şekilde beni aradı ve röportaj yapıp yapamayacağımızı sordu. Söylenmesi gereken şeyler vardı ama söyleyecekleri, İngiltere'deki kurulu düzenini bozacak ve geri dönüşü olmayacak şeylerdi.
'Hasta adam' gibi baktılar
Röportajımız sonrası birçok kişi onun dürüstlüğünü takdir etti ve büyük sempati duydu. 2019'da Alanya'da görüştüğümüzde, “Futbol açısından olumlu olan, başkalarını konuşmaya teşvik etmesiydi. Şimdi birçok oyuncunun, bu konuları konuşmasına yardım ettim" dedi. Ama futbolun içinde ismine yönelik bir karalama da vardı. İnsanlar, onun sıkıntılarını zayıflık olarak algılarken, kulüplerin de şüpheleri bulunuyordu. "O zamandan beri bulunduğum her yerde iyi olduğumu herkese kanıtlamak zorunda kaldım" diye ekledi ve "İnsanlar bana hasta bir adammışım gibi baktılar. Kendimi yalnız hissettiğim oldu" şeklinde konuştu.
Haberin Devamı ›
Boş vaatlerde bulundular
QPR'deki takım arkadaşları asla anlamadılar. Röportaj yayınlandıktan sonra iki maç daha oynadı ve sonra karşılıklı anlaşmayla kulüple yolları 2017 Son Baharı'nda ayrıldı. Özellikle İtalya olmak üzere onunla ilgilenen kulüpler vardı. İskoçya'da futbola olan coşkusu alevlense de, daha sonra reddedilişler ve sadece boş vaatlerde bulunan teklifler gelmeye başladı. Kimse ona bir şans vermeye istekli değildi ve sunabileceği çok şey olduğunu da göremediler.
Akdeniz'den uzanan el
Sonra birdenbire Alanyaspor ve Akdeniz'de yeni bir yaşam şansı geldi. Caulker'ı, Alanya'da gördüğüm gibi daha önce hiçbir yerde böylesine mutlu görmemiştim. Evet kolay olmadı; zaman zaman yalnız kaldı, oğlunu özledi ve takım arkadaşı Josef Sural'ın trafik kazasında ölmesinden çok etkilenmişti. Ama başa çıkmanın ve mükemmelleşmenin bir yolunu buldu. Alanya'da rahattı ve sürekli olarak fazlasını başaran bir takımda gelişti. İnancına ve 12 adımlık iyileşme programına sahipti. Daha güçlü görünüyordu ve şöyle dedi: "Sonunda kendimi bir bağımlı olarak yaşamanın getirdiği utançtan, suçluluktan ve diğer olumsuz her şeyden kurtardım." Ve O artık yeniden doğmuş bir adamdı.
Haberin Devamı ›
Görüntü: beIN Sports
Unutulmuş bir adamdı
Caulker, İngiltere'de çok fazla kişi için unutulmuş bir adam haline geldi. Ancak hala hırslı olmaya devam ediyor ve tüm potansiyelini göstermenin özlemini çekiyor. Eğer Premier Lig onun için zorsa, Süper Lig'in zirvesinde yarışan Fenerbahçe, onun için her zaman çok cazip bir alternatif olacaktır. Alanya'da kendini kanıtladı ve şimdi Mesut Özil gibi yıldızlarla omuz omuza mücadele edecek. Daha çok para kazanacağı Körfez ülkelerine gitme şansı olmasına rağmen Caulker'ın, Fenerbahçe'de oynamak için net bir duruş sergilediğini de söylemeden geçemeyeceğim.
Haberin Devamı ›
Her açıdan daha iyi
Fenerbahe, doğuştan bir lideri kadrosuna kattı. 29 yaşında ve en parlak döneminde. Son yıllarda yeniden doğuşunu izlemek büyük bir zevkti. Yeteneği olan güvenine rağmen son yıllarda sahadan uzaklaştırılmıştı. Son derece mütevazı ve bilinçli; daha iyi bir baba, daha iyi bir arkadaş ve daha iyi bir evlat... Muhtemelen de daha iyi bir oyuncu. Bu şansı da hak ediyor.. Ve ben de Caulker'in bu şansa sahip olmasından dolayı çok mutluyum.
Dominic Fifield/The The Athletic Yazarı
Caulker'a ne olmuştu?
Steven Caulker, henüz 20 yaşındayken 2012 yılında İngiltere A Milli Takımı adına ilk kez oynadığında her şey çok iyi görünüyordu. Caulker, Tottenham için düzenli olarak kadroda yer alıyordu. Fakat bu yükseliş, alkol ve kumar bağlımlılıkları sonucu durdu. "Aktif bağımlılık günlerine dönüp baktığımda eğitim seansına giriyor, dışarı çıkıp kumar oynuyor, içiyordum ve ertesi gün antrenmana dönüyordum" diyen Caulker, başarılı bir tedavi programı sayesinde bu beladan kurtuldu.