Fenerbahçe teknik direktörü Jose Mourinho, Saint Gilloise maçı öncesi konuştu: 'Ben asla kaçmadım ve korkmadım! Saygısızlık yapıldı'

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile yeni transfer Sofyan Amrabat, Union SG maçı öncesi basın toplantısı düzenledi. Portekizli teknik adam, Galatasaray ile oynanan derbi maçında basın toplantısına neden katılmadığını açıklarken İrfan Can Kahveci'nin yarın akşam ilk 11'de olacağını duyurdu. İşte detaylar...

'KUPALAR KAZANMAK İSTİYORUZ'

Ben her zaman kendi adıma maksimumu isteyen bir futbolcuyum. Medya karşısında söylediklerimde dikkatli olmam gerekiyor ama elbette ki hayalimiz bu turnuvayı kazanmak. Ama bunu kazanabilmek birçok şeye de bağlı olan bir şey. Bizler Fenerbahçe oyuncularıyız ve her maçı kazanmak isteriz. Kupalar kazanmak isteriz. Zaten futbolda en güzel şey kupalar kazanabilmek. Buna da yarın oynayacağımız maçla başlayacağız ve maç maç düşünmemiz gerekiyor. Bizler her gün kendimizi geliştirmeliyiz. En üst noktaya çıkabilmek için mücadelemizi göstermeliyiz. İnşallah bunu gerçekleştirebileceğimizi düşünüyorum çünkü güçlü bir takımız. Dolayısıyla büyük bir takım mantalitesiyle hareket etmemiz gerekiyor. Elbette kupa kazanmayı hayal ediyoruz. Taraftarlarımızı da aynı şekilde mutlu etmeyi çok istiyoruz. İnşallah hayallerimize ulaşırız.”

'BEN BU BASKIYI SEVİYORUM'

Ben her şeye adapte olmak için kendimi hazır hissediyorum. Zaten sahada olan şeylere ivedilikle hazır olmanız gerekiyor bir futbolcu olarak. Bu noktada yapabileceğiniz tek şey sahada olup bitene, bu tempoya adapte olmaya çalışabilmek. Bizler Fenerbahçe’nin oyuncularıyız. Burada çok fazla baskı olabilir ama ben bir anlamda bu baskıyı seviyorum, beni mutlu ediyor. Bizim amacımız, isteğimiz her zaman takım olarak kazanmak olmalı. Dolayısıyla kimle oynayacaksak oynayalım bunu göstermemiz, bu mantaliteyi ortaya koymamız gerekiyor. Odaklanmamız gereken nokta bence burası. Hergün çok daha sıkı bir şekilde çalışıp her gün kendimizi daha çok geliştirerek yapmamız gerekenleri yapmalı ve oynayacağımız her maça kazanmak için çıkmalı, maçları da kazanmalıyız. Bana göre önemli olan şey bu çünkü sahada olan her şeye müdahale edemezsiniz, sahada olan her şeye yetkiniz olmayabilir ama bu anlamda tabii ki odak noktanız kendiniz olmalı ve en iyisini yapmak olmalı.

'HAZIR OLDUĞUMU SÖYLEYEBİLİRİM'

"Buraya geleli çok fazla zaman olmadı ve her yeniş oyuncu için zamana ihtiyaç vardır yeni bir takıma gittiğinizde. Dolayısıyla bu zaman yeni gelen oyuncular için mevcuttur. Daha önce İtalya’da, İngiltere’de oynadım ama burası farklı bir yer. Adapte olmak için çok fazla zaman var diyemem çünkü takımıma bir an önce adapte olmam gerekiyor. Çünkü hoca benden bir görev istediğinde, beni sahaya sürdüğünde en iyisini ortaya koyabilmeliyim. Zaten bu noktada da hazır olduğumu söyleyebilirim. Sezon öncesi Fiorentina’daydım. Orada çalışmalarımı sürdürdüm. Serie A’da oynadım, Avrupa Konferans Ligi elemelerinde oynadım. Dolayısıyla bu anlamda kendimi hazır hissediyorum. Sabırsızlıkla gelecekte oynayacağım maçları bekliyorum. Kendimle ilgili konuşmayı seven bir insan değilim, daha çok kendimi sahada performansımla göstermek isteyen birisiyim."

Haberin Devamı
AMRABAT: 'REAKSİYON GÖSTERMELİYİZ'

Fenerbahçe'nin yeni transferi Sofyan Amrabat da Mourinho'nun ardından açıklamalarda bulundu. Orta saha oyuncusu, şunları söyledi:

"Hocamız Jose Mourinho da alınan neticeden dolayı büyük hayal kırıklığı yaşıyordu. Bana göre söylediği şey şuydu; kendi aramızda bu durumun üstesinden gelebileceğimiz, bir aile olarak kalabileceğimizdi. Genel anlamda bunu söyledi. Bizler de aynı şekilde reaksiyon göstermeliyiz. Hocamızın belirttiği buydu, bir reaksiyon göstermemiz gerektiğiydi. Yarın elimizden gelenin en iyisini ortaya koyacağız. Taraftarlarımız için Fenerbahçe camiası için herkesi mutlu edebilmek için yarın güçlü bir oyun ortaya koymalıyız. Kazanmayı çok istiyoruz. Elbette Avrupa Ligi’ne galibiyetle başlangıç yapmak da bizim açımızdan motive edici ve güzel olacaktır. Mücadele etmek ve savaşmak için fazlasıyla hazırız."

'TARAFTARLARA HER ZAMAN SAYGI DUYACAĞIZ'

Şimdi sorulması gereken soru şu; onlar (yönetim) bize en iyi koşulları vermek istiyorlar mı? Çalışabilmemiz için, bir şeyler inşa edebilmemiz için, kazanmamız için o huzur duygusunu, birlikteliği, desteği, Kadıköy’e giderken o mutluluğu bize vermek istiyorlar mı? Yoksa trendleri takip edip aslında o huzuru, mutluluğu bizden alıp bizi bölen bir atmosfer mi yaratmak istiyorlar. Aslında sorunun bu olduğunu düşüyorum. Ben kendi adıma konuşuyorum ama tabii ki oyuncularımın adına da konuşuyorum. Bizler profesyoneller onlara her zaman saygı duyacağız. Durum ne olursa olsun bizler her gün burada ne yapıyorsak, nasıl maksimumda çalışıyorsak maç için sahaya çıktığımızda da elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz ki galibiyetlere mümkün olduğu kadar çabuk geri dönelim. Mümkün olduğu kadar çabuk dönmek de yarın demek.” yanıtını verdi.

'RAKİBİMİZİ ÇOK FAZLA ÇALIŞTIK'

"Ben maçı kazanabilmek için elimdeki en iyi koşuldaki oyuncularla oynayacağım. Rakibimizi çok fazla çalıştık, analiz ettik. Taktik antrenmanlarda farklı şeyler denedik. Harika bir taktik antrenman geçirdik. Oyuncularımın özelliklerine bakacağım ve hangi oyuncularımızın özellikleri maçı kazanmamıza yardım edebilir, buna bakacağım. Az önce bir meslektaşınız bana İrfan Can Kahveci’yi sormuştu, ben de ‘O oynayacak’ dedim ama rotasyon yapmak için oynamayacak. Rotasyonu yapıyoruz, şu perspektifle yapıyoruz; kendisi çok iyi çalışıyor, kulübeden her geldiğinde bize katkı veriyor, idmanlarda çok arzulu. Aynı zamanda rakibin özelliklerine baktığımız zaman ki normalde 3’lü oynuyorlar eğer değiştirmezlerse veya 5’lide oynasalar, onun özelliklerinin yarın bizim için önemli olabileceğini düşünüyoruz. Yarın o oynayacak oyunculardan biri. Ama bana şunu sorarsanız ‘son maçta kulübede olup yarın maçta olacak tek oyuncu o mu?’ diye, ‘Hayır, 2-3 oyuncu olacaktır.’ derim."

Haberin Devamı
'BAŞKANLA BAĞLANTISINI GÖREMİYORUM, BİRLİK OLARAK MAÇI KAYBETTİK'

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'a gelen eleştirilerin sorması üzerine ise Mourinho, şunları söyledi:

"Yarıştığımız bütün kulvarlarda şansımızın olduğunu düşünüyorum. Taraftarlar her zaman taraftarlardır. Bizlerin profesyoneller olarak taraftarların duygularına, eleştirilerine, fikirlerine saygı duymamız gerekiyor ki şunu düşünmeme rağmen bunu söylüyorum. Aslında modern dünyada birazcık sosyal medya tarafından taraftarların manipüle edildiğini düşünüyorum. Birazcık o büyük influencer dediğimiz insanların kontrolü altındalar. Influencerlar sadece moda içinde yoklar, futbolda da varlar ve bir düşünce yaratıyorlar. Aslında bu büyük başarılı kulüplerin doğasına aykırı düşünceler. Bu da dengeli ve istikrarlı olmayı etkiliyor. Bizler dengeliyiz.

'DENGELİ OLMAMIZ GEREKİYOR'

Dengeli olmamız gerekiyor. Bizim içimizde bu denge var. Kendi aramızda gerekli tartışmaları yapıyoruz, gerekli analizleri yapıyoruz. Yapmış olduğumuz hataları ve iyi şeyleri de görüyoruz.  Adaletsiz sonuç olduğu zaman bunu da görüyoruz. Bu anlamda dengeyi sağlamamız gerekiyor ama bizler birlikteyiz. Kendi içimizde pozitif anlamda eleştirilerimizi yapıyoruz daha da gelişebilmek için ama dışarıda olan şeyler modern futbolda birazcık gerçeği yansıtmayan manipülasyonlar çok fazla yapılabiliyor. Garip bir dünyada yaşadığımız söylemek isterim. Futbol dünyası güzel bir dünya ama bir yandan da garip bir dünya. O gün maç başladı, oynandı ve o maç üzerinde etkisi olan insanlar; evet hocanın maç üzerinde bir etkisi var, diyebilirsiniz. Hakemler hakkında da iyi veya kötü anlamda maç üzerinde etkisi var diyebilirsiniz ama maç saha içerisinde oynanır. Dolayısıyla ben maç içinde olan sonucun Başkanla, ikinci başkanla, direktörle herhangi bir bağlantısını göremiyorum.

'SORUMLULUK HOCA VE OYUNCULARDADIR'

Tabii ki biz birlik olarak kaybettik. Bu kulüpte herkes Başkanı, yönetimi, oyuncusu, direktörü, malzemecisi hepimiz birlik olarak bakmamız gerekiyor. Hep birlikte bu maçı kaybettik eğer ayrıştırarak bakmak istiyorsanız dürüst olmanız gerekiyor. Sorumluluk hoca ve oyuncularda demeniz gerekir. Biz oynadık bu arada normal şartlarda sadece kendi açınızdan bakmamanız da gerekir. İkinci bir takım daha var. Rakip takım. Bazen sizden daha iyi oynayabilirler, bazen sizden daha çok hak edebilirler, bazen sizden daha şanslı olabilirler, bazen ufak anlar onların lehine olabilir ama sonuçta bütün bunları değerlendirirken şunu da unutmamak gerekiyor. Karşı da bir takım daha var. Bu maçta hakem anlamında demiyorum ama ufak detaylar belirleyici oldu. Hakemi de dengeli bir şekilde işini yürüttüğü için tebrik ediyorum. Belirtmiş olduğum gibi eğer eleştirilecek birileri varsa ben ve oyuncularım" dedi.

'İRFAN CAN YARIN OYNAYACAK'

İrfan Can Kahveci’nin geçen sezonki performansının üzerine bu sezon daha fazla forma şansı bulacak mı sorusuna Mourinho, “Katılıyorum, kendisi bu yüzden yarın oynayacak.” yanıtını verdi.

'BİR GALİBİYET BENİ AY'A ÇIKARMAZ, BİR MAĞLUBİYET DE CEHENNEME GÖNDERMEZ'

"Motivasyon kısmıyla ilgili şunları söyleyebilirim; tabii ki bir maç kaybettiğiniz zaman acı çekersiniz. Önemli bir maç kaybettiğini zaman iki kat acı çekersiniz. Hele bir derbi kaybediyorsanız o zaman acını 3 kat olur. Dolayısıyla ‘acı çekmiyoruz’ diyemem, ‘acı çekmedik’ diyemem. Şu anda İstanbul’un en mutlu insanlarıyız diyemem ama bizler profesyoneliz  ve bir tepki, reaksiyon göstermemiz gerekiyor. Ben her zaman şunu derim; büyük bir galibiyet beni Ay’a çıkarmaz ama büyük bir mağlubiyet de beni cehenneme göndermez. Kendi adıma her zaman bu dengeyi yakalamaya çalışıyorum ve oyuncularıma da bunu geçirmeye çalışıyorum. Dolayısıyla bu mağlubiyetten çıkarmamız gereken şeyin etkisi bize pozitif olmalı. Tabii ki acı çektik, canımız yandı ama oyuncularım motiveler ve mutsuz duygunun içinden çıkmamız gerektiğini biliyorlar. Bunun da tek yolu maç kazanmaktır, başka yolu yoktur! Cumartesi günü kaybettik. O gün stattan kaçta çıktığımızı biliyorsunuz ki basın toplantısına katılmadığım halde. Eğer basın toplantısına katılsaydım herhalde sabaha karşı 03.00’te çıkardık. Ertesi gün 10.00’da buradaydık. Hem oynamış olduğumuz maçın analizini yaptık hem de Union-Saint Gilloise takımının analizini yaptık. Oyuncularımız saat 3’te tesise geldiler, Pazar günü idman yaptık. Dün burada idman yaptık ki dün yapmış olduğumuz idman bizim için uzun bir idmandı. Dolayısıyla şunu söyleyebilirim; moral olarak baktığınız zaman bu bizim canımızı yakan mağlubiyet ancak bizim için bir motivasyon unsuruna dönüşebilir, içinden çıkmamız için. Taktik anlamda şunu söyleyebilirim; farklı maçlar ve farklı rakipler. Aklımda zaten maç maç, üst üste maçlar geldiği zaman oyuncuları değiştirmek vardı. Yarın da bunu yapacağım. Ama yarın yapacağım şey basit bir rotasyon olmayacak aynı zamanda bazı dinamikleri de değiştirmeye çalışacağım. Tek düşüncemiz yarın kazanmak ama biz kimseyi cezalandırmıyoruz, gol kaçırdı diye veya defansif bir aksiyonda hata yaptı diye. Sadece şöyle söyleyebiliriz; oynamayan veya daha az oynayan ama oynamayı hak eden, iyi çalışan oyunculara bunun karşılığını vermek diyebiliriz. Yarın da bunu yapacağım. Evet, rotasyon yapacağız ama dinlendirmek için rotasyon değil, sadece elimizdeki en iyi takımı sahaya sürebilmek için.”

Haberin Devamı
BASIN TOPLANTISI AÇIKLAMASI

"Öncelikle şunu söylemeliyim; 24 yıllık futbol kariyerimde hiçbir zaman bir basın toplantısından kaçmadım. Özellikle bir mağlubiyetten sonra hiçbir zaman kaçmadım. Hiçbir zaman gazetecilerden, onların sorabileceği sorulardan, basın toplantılarından korkmadım. Ama bu ilk defa da olmuyor. Sizinle de bu durumu farklı kılmadım.

'BU İLK DEFA OLMUYOR'

İlk defa olmuyor bu, Alper de (Fenerbahçe Basın Sorumlusu) biliyor. Ligde oynamış olduğumuz ilk maçtan itibaren söyledim: ‘bir basın toplantısı yapmak için 75 dakika beklemenin hiçbir mantığı yok.’ Çünkü maç çoktan bitmişti, maç biter bitmez ben de rakip hocayı tebrik ettim ve sonrasında direkt olarak flash röportaja gittim. Sonrasında 70 dakika beklemem gerekti basın toplantısı için. Aslında oraya gittim, kapısında bekledim, girmeyi denedim fakat girmeme izin vermediler. Girmeme izin vermedikleri için de kapıda beklemek durumunda kaldım. Anlamadığım bir şey! Şunu anlayabiliyorum, deplasman takımının teknik direktörünün önce basın toplantısına girmesini anlıyorum ki aslında burada o durum çok geçerli değildi. Çünkü iki takım da İstanbul takımıydı. Ama başka şehirden gelen bir takımın teknik direktörünün önce basın toplantısına girmesini anlıyorum ama belli limitler olması gerekiyor.

'70 DAKİKA BEKLEDİM'

O gün 70 dakika beklemiştim ve hala 70 dakika sonunda basın toplantısına girememiştim. İçerideki basın toplantısı devam ediyordu. Daha önce de bunu söylemiştim, tıpkı benim Rize’de yaptığım gibi, Göztepe’de yaptığım gibi deplasman takımı olduğum zaman ilk olarak basın toplantısına girerim ama 70-75-80 dakika bekleyemem. Hatta bir maç sonunda sizlere şaka da yapmıştım; ‘basın toplantısı cumartesi başladı, pazar günü bitti.’ Çünkü maçımız o gün 21.00’de başlamıştı. Basın toplantısına gece yarısı 23.55’te başlamıştık ve basın toplantısı da gece yarısından sonra bitmişti. Dolayısıyla o gün basın toplantısına girmememin sonuçla veya herhangi bir şeyle hiç alakası yok. Ortada doğru olan veya olmayan bir durum var. Benim için bir sonraki maç da aynısı olacak. Maç biter bitmez flash röportaja gideceğim ki zaten flash röportajın mantığı bu. Flash röportaj maç bittikten 20 dakika sonra yapılmaz, hemen sonrasında yapılır. Akabinde 15-20 gerekiyorsa 30 dakika basın toplantısı için beklersiniz. Ama 70 dakika beklemek saygısızlık. Eğer siz, size saygısızlık yapıldığını düşünüyorsanız saygısızlık yapıldığını düşünen kişi benim."

YORUM YAZ