Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'tan çok sert açıklamalar! 'Okan Buruk'un yakın hakem arkadaşı kim? Özbek benimle özel olarak görüşmek istedi ama...'
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Ali Koç, basın toplantısında son dönemde Trendyol Süper Lig'de gerginliklere sebep olan konulara ve Galatasaray'la yaşanan tartışmalara değindi. Ali Koç ayrıca Konferans Ligi'nde tur geçilirse Süper Kupa'nın tarihinin değişmesi için TFF'ye başvuru yapacaklarını açıkladı. İşte Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un basın toplantısındaki tüm açıklamaları...
Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, "Psikolojide yansıtma, kişinin sahip olduğu olumsuz duygularını ve kabul edilemez özelliklerini, karşısındakinde varmış gibi yaptığı savunma mekanizmasıdır. TFF ve hakemler tarafından sürekli kollanarak, lehine verilen son saniye haksız penaltılar ve kırmızı kartlarla rakiplerinin puanlarını çalıp, kaygı ve korkuyla herkesi sindirmeye çalışan; daha 3 gün önce haksız hakem kararlarıyla kazanmasına rağmen, sürekli mağdur edebiyatı yapanların, mahcup olup sessiz kalması gerekirken; kazanmak için her yol mübah anlayışıyla, Trabzonspor maçında puanları bir kez daha gasp etmek için yaptığı, yalan ve iftiralarla dolu açıklamalarını onlar adına utanarak esefle izledik.
Gözünü kırpmadan yalan söyleyen bu kişinin tüm yalanlarını kamuoyuna anlatmak birinci vazifemizdir. Galatasaray Spor Kulübü" ifadeleri kullanıldı.
'Takvim çok üst üste geldi. 7 Nisan'ı belirlerken diğer tarihleri göz önünde bulundurmadık. Bu turu geçmemiz, ülkemizin dokuzuncu sırayı garantilemesi için çok önemli. Ülke menfaatimiz açısından, rakibimizin de kabul etmesi durumunda yeni bir tarih belirlenmesi iyi olacaktır. Konferans Ligi Finali'nde Ayasofya Stadı'nda bir Türk takımını milletimizi temsil etmesini herkes ister. Turu geçersek Süper Kupa için başvuru yapacağız. Ama bunları konuşmak için çok erken.'
'Yabancı hakemin %100 çözüm olacağını düşünüyorum. Belçika'da olağanüstü bir hakem yönetimi vardı. Yunanistan bunu yapıyor, Suudi Arabistan bunu yapıyor. Neden almayalım, ne zararı var? Neden rakibimiz yabancı hakem getirtmiyor? Açık açık söylüyoruz. Hele ki tek maçlık turnuvalarda olmazsa olmaz. Hem Süper Kupa hem ligin kalan kısmı için, yabancı hakemlere bir kez şans vermek için yeterince olumsuzluk yaşadığımızı düşünüyorum. Türk hakemlerin nesine güveniyorsun? Ben de milliyetçi bir insan olarak yabancı hakeme ihtiyacın olmadığını düşünüyordum ama artık var var var!'
'TFF'yi sadece Galatasaray istifaya çağırmadı. Başka kulüpler de var. Ama TFF Başkanı'nın buraya getirilmiş şeklinden dolayı tepki koyamayan kulüpler de var. Benim geldiğim nokta itibariyle TFF şu anda gidişata hakim değil. Yine bu şebeke, geçmişte olduğu gibi bu yönetime de kendi menfaatleri çerçevesinde istediklerini yaptırıyor. Şu anda TFF Başkanı istifa etse de etmese de bu sorunlar çözülmez. Bugünlerde İçişleri Bakanlığımız, devletimiz harika operasyonlar yapılıyor. Göreceksiniz bir gün bu şebekelere de operasyonlar yapılacak. Bu er ya da geç olacak. Atamalar, hakemlere en güzel mesajların verildiği yöntemdir. Birkaç sezon önce 5 maç üst üste kazandık, her kazandığımız maçın hakemine birkaç hafta görev verilmedi. TFF ileride atamaların Kulüpler Birliği'yle beraber yapılmasını düşünüyor. Ancak bugün TFF Başkanı kim olursa olsun, sıkıntı değişmiyor. Artarak devam ediyor.'
'Sayın Aziz Yıldırım'ın herhalde 6 sene sonra aklına geldi. Çok güzel bir cevap verdi. Ancak keşke camiasına son 6 senede daha fazla sahip çıksaydı, birlik beraberlik mesajları şimdi aklına gelmeseydi. Onunla ilgili de açıklamalarım olacak.'
'Trabzonspor'la bizi karşı karşıya getirmeye çalışan bir ortamın olduğunu gördük. Selahattin Bey'in söylemleri Trabzon'u kapsayan söylemler değildir. Trabzonspor da Fenerbahçe de bugün konuşulan konularda aynı noktada. Bugünkü yönetimle hiçbir sıkıntımız yok. Ertuğrul Doğan'la yaptığım istişarede her konuda aynı noktada olduğumuzu söyleyebilirim. Dolayısıyla hafta sonu da herhangi bir problem olacağını düşünmüyorum. Tabii birileri oraya problem yaratmak için gelmezse.'
'Her türlü gücü eline geçirmiş, ahlak yoksunu yapıyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu sezon bu şartlarda topladığımız puanla bir mucizedir. Saha içindeki mücadelemiz kadar, saha dışında kulübe destekleriniz de önemlidir. Bu zihniyete karşı dimdik ayakta durmalıyız. 3 Temmuz'da malum örgütle nasıl mücadele ettiysek, bu camia ile de aynı şekilde mücadele etmeliyiz. 25 yıldır manipüle edilen ligimiz var. Bunlar şampiyon yapılmaya, kaytarılmaya alışmıştır. Bizim hamurumuz çok çok farklıdır. Futbol takımımız büyük bir mücadeleyi sürdürüyor. Allah'ın izniyle kısmetse yolun sonu şampiyonluk olur. Yolumuz engebeli, ama bizim için şampiyonluğa çıkan yollar da hep engebeli olmuştur. Hocalarımıza futbolcularımıza sonsuz güveniyoruz. Keşke sisteme de güvenebilsek. Elinizi vicdanınıza koyun, doğrudan kaçmayın, doğruları savunun, milyonların sorumluluğunun sizin üzerinizde olduğunu unutmayın, sahada hak yemeyin, TFF yetkilileri, hakemler, medya, yayıncı kuruluş, Anadolu kulüpleri ve oyuncuları, bu konunun paydaşı kim varsa herkes ülke menfaatleri çerçevesinde sorumluluk almak zorundadır. Biz doğru bildiğimiz yolda bugün de yaptığımız gibi gücümüz yettiğince mücadele edeceğiz. Ama mücadelemizle yenemeyeceğimiz güçler varsa, bizim de mücadelemiz bir yere kadar. Fenerbahçe kenetlendiği zaman karşısında durabilecek güç de yok. Fenerbahçe'nin 13 yılda 1 kupa alması sportif anlamda açıklamaz.'
‘Hem sizin hem bizin hem de ülkenin, bu başkanı daha iyi tanıması için başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Özelde farklı, umumide farklı. Bundan birkaç ay önce bir ziyaretçim vardı. Ofisteyken telefonu çaldı. Arayan Dursun Özbek'ti. Aranan kişi ortak dostumuz. Acil görüşmek istediğini söyledi ve randevulaştılar. Beni ziyaret eden kişi apar topar yanımda gitti. Sonrasında ortak dostumun anlattığına göre Dursun Özbek kendisine, 'ortam çok gerildi, bu nedenle seviyesiz insanlar ortaya çıkıyor' demiş. Benim tek dostluk yapabileceğim tek kişi Ali Bey'dir. Ben Ali Bey'le yan yana gelip beraber bir yol planı çizelim istedim. Bununla beraber, TFF Başkanı bizi birbirimize düşürüp keyifle izliyor. Herkesin çatışmasını istiyor. Kendisi çok enteresan, seviyesiz bir adam. Hatta geçen gün Ali Bey'le bana aynı ana toplantı saati verip yine gereksiz bir tartışmanın çıkmasına vesile olup, ortam gerginden keyif alır gibi bizi izleyip gülüyordu. Bende o an bütün taşlar oturdu. Bu TFF başkanının yaptığı tüm seviyesizleri konuşmak istiyorum. Bunlara karşı beraber olup hareket edelim. Ali Bey'le konuş, bu toplantıyı yapalım. Hepimiz için iyi olacaktır. Lütfen bunları Ali Bey'e ilet' Bu ortak dost, gelip bana konuşmayı bu şekilde anlattı. Ayrıca Dursun Özbek; kendi camiası içinde kendisine karşı kumpaslar kurulduğunu, yapılan birtakım sosyal medya paylaşımlarından kendisinin haberi olmadığını belirtmiş. Talep edilen toplantıya 24 saat kala resmî hesaplarından hakkımda çok ağır açıklamalar yaptılar. Ben de bu açıklamalardan dolayı söz konusu buluşmayı iptal ettim. Toplantıya aracı olan ortak arkadaşımıza da artık bu görüşmenin söz konusu olmayacağını söyledim. Bunlar ne halkı, ne milleti ne de devleti umursayan insanlar değil. Benim böyle bir şahsiyetle işim olamaz. Dursun Özbek bunları yalanlamaya kalkabilir. O zaman bu aradaki dost, olanı biteni anlatacak cesaret ve dürüstlükte bir kişidir. İnşallah yalanlar. Bir taraftan görüşelim, arayı bulalım deyip diğer yandan çok ağır açıklamalar yapmak kadar alçalmak, alçaklaşmak... Tanıyın istedim. Hakikaten kapalı kapılar arkasında dost olmak isteyecek, sonra çıkıp aileme dil uzatabilecek kadar küçülecek, bunu da hiç utanmadan yapabilecek adamın kim olduğunu herkesin tanımasını istedim. Zaten konuştuğu dil de onun söylemleri değil. Bu arkadaşlar bir yerlerden güç alıyorlar.'
'Bugünlerde neredeyse geçmiş yaşananları aratacak fütursuz, organize bir kötülükle mücadele halindeyiz. Arkalarında hangi güç varsa, bu davranışları herkesin gözü önünde yapıp sonra mağdura oynuyorlar. Böyle bir DNA'dan bahsediyoruz. Er meydanına çıkma teklifimiz hâlâ geçerli. Özelde süt yutmuş kuzu, umumide aslan parçası kesiliyorsunuz.'
‘Galatasaray - Antalyaspor maçındaki penaltı itirazı... Pek çok kişi dile getirdi, biz de araştırmamızı yaptık. İddia şu; Abdulkadir Bitigen, Galatasaray maçında verdiği penaltıyı hakem seminerinde 'yanlış penaltı' olarak itiraf ediyor. Olay bu. Bizim araştırmalarımızda öğrendiğimiz, 1 Mart Cuma günü saat 15.00'te hakemlerle bir online toplantı düzenleniyor. TFF Başkanı da toplantıya katılıyor. TFF Başkanı, Tolga Özkalfa ile ilgili görüşlerini aktarıyor. Özkalfa'nın görevden alındığını bildirip ayrılıyor. Bitigen’inki anlık bir yanılma da değil. Sahada düdüğü çaldın, ekran başına gittin. Orada da penaltıya hükmettin. Sonra da o toplantıda bu penaltının yanlış olduğunu itiraf ediyor. Peki bu yanlış kararın şampiyonluk yolundaki etkisi ne olacak? Ben her zaman olduğu gibi konuyu TFF Başkanı'na sordum. Kendisi böyle bir toplantının gerçekleşmediğini söyledi. Halbuki bir kısmına kendisi de katılmış. Biz bu ortamda nasıl rekabet edeceğiz? Bu kayıtlar TFF'nin elinde bulunmaktadır, ve bunların açıklanmasını talep ediyoruz.'
‘Bizim maçlarımızda özellikle kaleciler topu oyuna yavaş sokarlar. Sarı kartı 88. dakikada verirler. Kısacası hakemler bizim en küçük hatamızı ararken, diğer takımın kör göze parmak hatalarını görmezden gelebiliyor. Şampiyonluk yarışını bu etkilemesin de ne etkilesin? Bu çifte standardı kimseye anlatamazsınız. Icardi'nin sevk ediliş şekli... Aslında kayrılma gerçeğinin bir örneğidir. Kamuoyu baskısı olmasa sevk bile edilmeyecekti. Sevki tedbirsiz yaptığınız zaman kurula 'en alt limitten ver' diyerek yönlendirmiş oluyorsun. TFF ile ilişkilerinin adını koyamadık. Bir taraftan savunurken, diğer taraftan istifaya davet ediyorlar. TFF nezdinde korundukları, zor anlarında imdatlarına TFF'nin yetiştiği ortadadır. Biliyorsunuz yumruk olayından sonra liglere erteleme kararı geldi. 1. Lig'e başka, Süper Lig'e başka bir muamele yapılması net bir şekilde rakibimize avantaj oluşturdu.'
'Bizim maçlarımız basket maçı gibi. Dokunduğun an faul. Oyuncularımız sahada dayak yiyor. Biz resmen tekme tokat dövülmeye çalışıyoruz. Bunlar tekme tokat dövüyorlar. Olacak iş değil. Bunun sahada etkisi var, sonraki maçlara etkisi var, hakem camiası üzerinde etkisi var, bir sürü zincirleme etkisi var. Bunlar başarıları hep bu yöntemlerle elde ediyorlar. Malum takımın başkanı yaygarayı koparıp kendi maçlarındaki hataları örtbas etti. Adeta yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali. Bunlar geçmişte de olan şeyler. Hakem kararlarındaki standartsızlık... Gri pozisyonların rakip takıma nasıl katkı sağladığı hepinizin malumu. Özellikle bu sezon verilen ve verilmeyen kartlar arasında çifte standartta zirve yapılmıştır. Bu kartlar sadece o maçı değil, sonraki maçları da ve şampiyonluk yarışını da etkilemektedir. Bunlar geçmişte de korunuyordu. O zaman da tecilli hakemleri, önemli maçlarına atanıyordu. 1997*1998'de Galatasaray hakem Ahmet Çakar, Beşiktaş 1-0 önde Galatasaray'a karşı… 87'de bir penaltı çalıyor. Bugün itiraf ediyor. ‘Düdüğü çaldım ve eyvah dedim’ diyor. 25 sene sonra itiraf ediyor, oyuncunun penaltıyı kaçırmasını istediğini söylüyor.’
'Medya ve algı yaratma tarzları... Siz bunu benden daha iyi bilirsiniz. Bunlar basın toplantılarında istenilen soruları sordururlar. Çünkü böyle bir soru gelince, toplantı sonrasında bu soruyu soranları kurumlarına şikâyet ederler. Yakın zamanda medyada iki kardeşimiz böyle bir durumu yaşadı. Yusuf Kenan Çalık ve Beril Böke. Başlarına gelen olayları net bir şekilde açıkladılar. Objektif biri sorduğunda bile düşman olarak görüyorlar. Kısacası; söylem birliğiyle yeri geldiğinde gündem değiştirme, yeri geldiğinde iftira atma en sık kullandıkları yöntemdir. Kulüp resmî hesaplarıyla taraftar hesaplarına bakın, ne kadar senkronize olduklarını görürsünüz. Bunların bir başka özelliği de kayrılmaya alışmış olmaları ve bunu hak olarak görmeleri. Bu kadar yaygara olmasına rağmen hâlâ yabancı hakem istememe sebepleri aşikârdır. O kadar çok örnek verebiliriz ki, bunların yaptıklarından 1-2 sezon Netflix dizisi çıkar. Bu kulübün başkanı, Antalyaspor maçının ardından apar topar başkalarını hedef alarak ayıplarını örtmeye çalışmıştır. Bir nebze de başarılı olmuştur ne yazık ki.'
‘Galatasaray'dan başka takıma transfer olan oyuncuların, bunların maçına karşı söylediği performanslar malum. Bu işin nirvanası, eski Galatasaraylı futbolcu Ümit Karan'ın, Eskişehirspor'da oynarken söylediği sözlerdi. 'Fenerbahçe şampiyon olmasın diye gol atmak istemedim' dedi. En son örneği de geçen sezon Belhanda'nın İstanbul'daki maçtan önce rakibi olan takımın tribünleriyle üçlü çektirmesi. Rakiplerine giden, kalpleriyle beyinleriyle çelişen isimler, onlara karşı kolaylık sağlarken, bizden gidenler ise kora kor mücadele ettiler. Doğrusu da bu. Aslında bu iki camia arasındaki kültür farklarından biri de bu.'
‘Real Betis Başkanı, Bakambu için, 'ödediğimiz maaşa bonservis de dahil' diyor. Bazı anlaşmaların gerçek tarafı vardır, ulaşılması zor tarafı vardır. Bir stadyum, forma anlaşması yaparsınız bunu da gösterirsin. Olmayacak şeyleri bonusa koyup çok büyük bir anlaşma yapmış gibi gösterirsin. Burada da (Bakambu transferi) aynı böyle olmuş. Buradaki olay kâr-zarar değil, insanların gözlerinin içine baka baka gerçekleri söylememek. Gerçi bu ülkede de norm haline geliyor. Ne yazık ki doğruları ispatlamak zorundayız. Zaniolo mevzusu var bir de. Galatasaray'ın bir yöneticisi, Zaniolo'ya verdiğimiz teklifi bir TV programında ifşa etti. Bu normalde bir suç. Diyor ki 'Fenerbahçe daha çok verdi ama oyuncu bizi seçti' diyor. Biz de bunu mahkemeye götürdük. Bilirkişi raporunda; 'Zaniolo için toplam bedelin, bonuslar dahil Fenerbahçe'nin teklifinden yüksek olduğu, dolayısıyla Erden Timur'un beyanlarının yanlış olduğu tespit edilmiştir' ifadesi yer aldı. Ama bunlar yargıda da çok güçlüler.'
'Transferde kamuoyunu eksik bilgilendirirler. Resmen insanları kandırırlar. İki tane örnek verelim. Morutan... Hatırlıyorsunuz büyük bir başarı olarak kamuoyuna sunulmuştu. Aslında 3 milyon euroluk satış söz konusu olan oyuncu, belirli bir sayıda 11'de oynarsa gerçekleşiyormuş. Doğal olarak kulübü de bu oyuncuyu ilk 11'de oynatmıyor. Acaba bu transfer, 3 milyon lira limit açmada kullanıldı mı? Başka bir müthiş transfer başarısı daha var. Betis-Bakambu. Burada da yanıltıcı bilgi verdiler. Bir kurum niye yanıltıcı bilgi verir? Neden doğruyu söylemez? Herhalde çok moda olduğu için değil.'
‘Kayserispor'la maçları vardı, Pendikspor transfer teklifi yaptı, tam da Galatasaray - Kayserispor maçı öncesi Mame Thiam kadrodan çıkarıldı. 3 İstanbul kulübünün yakın ilişkileri herkesin malumudur. Bir koalisyon lafı çıkardılar; alın size koalisyon, gerçek bir koalisyon... Hülleli transfer yapmak. Biliyorsunuz güya bize bu yaz birçok transfer çalımı yaptılar. Dolayısıyla 3-4 oyuncuya aynı anda baktığımız için biz de oyuncuların şartlarının hepsini biliyoruz. İsim olarak girmeyeceğim, dört futbolcu için bahsettikleri bedellerin gerçeklerle ilgisi yok. İradeli bir TFF olsa çağırır, sorgular. Resmî ve gayriresmî kontrat yapma durumları var. Futbolcuya ödeyecekleri bedel ile resmî kontratın bedeli arasında farklar var. Yeri gelir imaj hakları, yeri gelir sponsorluk derler. Sponsorları da çok bonkör. Bu imaj hakları sözleşmesi Türkiye'de mi yapılıyor, Dubai'de mi yapılıyor? Bunların sözleşmelerini TFF'ye vermeniz gerekiyor. TFF'ye soracağız. Bizden 7.5-8 milyon euro isteyen oyuncuları 3-4 milyona oynatıyorlar. Herhalde İstanbul'un diğer yakasında oksijen daha iyi.’
‘Bunların transfer yapma kültürleri olağanüstü. Kimse yanına yaklaşamaz. Hülleli transfer yapmakta, oyuncu ayartmakta, çıkarlarına göre transfer haberleri servis etmekte, resmî kurumları yanlış yönlendirme gibi konularda da Şampiyonlar Ligi'ndeler. Bu ülkede bir tek kulüp çıkıp, 'Fenerbahçe oyunumuzu ayartmış' diyemez. Halbuki onlar yeri gelir kulübündeki kontratlı oyuncunun menajerini ikna ederler, hatta rakamsal konuşurlar, sonra da kulübünü köşeye sıkıştırarak maddi zarara bile uğratabilirler. Oyuncuyu da o şekilde alırlar. Oğulcan Çağlayan, Taylan Antalyalı örnekleri var.’
‘Madem TFF Başkanı'ndan memnun değilsiniz, madem kurullar rezil, hakem performansı için zaten her maçımızdan sonra bir şeyler geveliyorsunuz. O zaman siz de sezonun geri kalanı için yabancı hakem konusunu destekleyin. Mertseniz, dürüstseniz, kendinize güveniyorsanız, siz de bizim gibi yabancı hakem konusunu destekleyin. Ama siz hakemlerden memnunsunuz. Türk hakemlerine güvendiğinizi söylüyorsunuz. Türk hakemlerine güveniyorsunuz ama sadece bizim maçlarımızda güvenmiyorsunuz. İşte bu yüzden belki de ülke için bir beka problemisiniz. Çünkü topluma nifak tohumları ekiyorsunuz. Bu hocaya (Okan Buruk) sormak lazım en yakın arkadaşı kim... Tabii yabancı hakem istemezler. Çünkü en iyi sonuçları Türk hakemleriyle alıyorlar.’
'Üçüncü örnek; bunların bir taktikleri var... İnsanların üzerinde baskı kurmak. Bunun için de kamuoyunun önüne atmak. 'Koç şirketlerinde çalışıyor' gibi birçok alakasız konuyu gündeme getirirler. Buradaki temel hedef, söz konusu kişiyi kamuoyu önüne atmak. MHK Başkan Vekili Murat Ilgaz için Fenerbahçeli dediler. Geçen sezonun PFDK Başkanı için, 'Sırtında Fenerbahçe formasıyla karar almaya devam ediyor' dediler. Temsilciler Kurulu Başkanı için 'Koç Holding çalışanı' dediler. MHK Eski Başkanı Lale Orta'yı da Fenerbahçeli olmakla suçladılar. TFF Başkanı çıkıp, 'Ben de Galatasaray üyesiyim' demek yerine bunlara çanak tuttu. Son derbiden sonra Beşiktaş yöneticisine, Koç Holding çalışanı olduğu için yüklendiler. Tüm bunlar yaşanırken TFF Başkanı'nın Galatasaray kongre üyesi olmasına, sayın başkanın NEF ile bağlantılı olmasına rağmen, Yüksek Divan Kurulu Başkanları'nın 7-8 yıllık Koç grubunda çalışmış olma gerçeğine rağmen pişkinliğe devam ediyorlar. Bu konular gündeme gelince 'Koç Holding' adını değiştirip 'Bir Holding' yazıyorlar. Baskı yaparak, saldırarak istediklerini elde etmeye alışmışlar. Bu yüzden Türk futbolunun beka sorunu diyorum.'
'İkinci bir örnek; bir maçta kulübümüz hakkını aramak için 19 Mart'ta Alanyaspor maçının devre arasında bir paylaşım yaptı. Bu paylaşımın ardından kıyameti kopardılar. Sonra aradan sadece 10 gün geçti, bire bir aynısını kendi paylaşımlarında yaptılar. Paylaşımı yapmadan önce aranızdan bir akıllı çıkıp, 'Fenerbahçe aynı şeyi yaptı, biz de suçlamada bulunduk. Aynı şeyi biz de yapmayalım' demedi mi? Yoksa hakikaten herkesi saf mı zannediyorsunuz?'
'İşler iyi giderken, futbolun marka değeri için mücadele ettiklerini söylerler. Tüm kulüpler için adalet arayışında olduklarını söylerler. Hatta bunun için her hafta kendi kanallarında futbol için adalet programı yapacakları yalanını da söylerler. Birçok video gönderdik hiçbiri yayınlanmadı. Çıkarları söz konusu olduğunda kimin ekmeğini gasp etmeleri gerekirse hiç çekinmeden yaparlar. Anlık, günü kurtarma refleksiyle yapılmış, samimiyetsiz, gerçek dışı söylemler yaparlar ve herkesi saf görürler. Üç tane yaşanmış örnek vereceğim. Birinci örnek; TFF Başkanı ve yönetim kurulu Galatasaray yönetimi için ne anlam ifade ediyor? Bunu bilen var mı? Çözemedik. Bu durum ligdeki gidişata göre mi şekilleniyor, yoksa danışıklı dövüş mü yapıyorlar? Riyad'daki toplantının ardından TFF'ye adeta siper oldular. Sonra TFF'nin tüm kurullarını istifaya davet ettiler. Hangisi gerçek sizsiniz?'
'Galatasaray'ın yaptığının nasıl bir beka sorunu olduğunu anlatacağım. Galatasaray yöneticilerinin ne tür yöntemlere başvurduğunu gerçeklerle size sunacağım. Kazanmak için her şey mübah anlayışının bu kulüpte bir kültür haline geldiğini anlayacağınızı ümit ediyorum. Sanal gündemlerle, medyadaki kalemşörleriyle gerçeği çarpıtan yalanlarla kısa süreli mutlu olabilirler. Fakat sonunda tarihin sayfalarında yer alan kirli ilişkileri ortaya çıkacaktır. Önce rakibimizin dna'sını anlatacağım. Tenhada ayrı, umumide ayrı söylem ve davranışlarda bulunurlar. Kendilerine yapılmasını istemediklerini, başkalarına hiç çekinmeden yaparlar. Hatta ortalığı karıştırıp bundan da nemalanırlar. Sportif rekabette, transferlerde hak, hukuk, mevzuat tanımazlar, kul hakkı yemekten çekinmezler.’
'Son dönemde gündem dinamik. İddialar, iftiralar yoğun. Biz de bugün bunları cevaplamak için biraz zamanınızı alacağız. İstediğiniz soruları sorabilirsiniz. Bu toplantının öznesi rakibimiz olacak. Çünkü rakibimiz son dönemde proje, ananas gibi saçma söylemler içerisinde. Böyle bir toplantı yapmak zorunda kaldığım için de üzüldüğümü belirtmek isterim. Rakibimizin düşürdüğü seviye artık mezbahayı aratır vaziyette. Yalan söyleyip hem kendi camialarını kışkırtıyorlar hem de bizim camiamızı tahrik ederek milyonları kin ve nefretle kışkırtarak suç işliyorlar. Anormal olan ise buna 'dur' diyebilecek bir TFF yok.'
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un düzenlediği basın toplantısı başladı.