ÖZEL | Gökhan inler 21 yıl sonra Fenerbahçe gerçeğini açıkladı! 'Galatasaray'da Hagi, seni de görmek istemiyorum dedi. Beşiktaş'a Sergen Yalçın sayesinde...'
Gökhan İnler'le geçmişten günümüze ışık tutarken tam 21 yıl önce başlayan Türkiye macerasının bilinmeyen yönlerini ele aldık. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş'taki denenme süreçlerine baktığımızda, başarılarla dolu kariyerinin başlarında yaşadığı zorluklar herkese örnek olacak cinsten... Galatasaray'da Hagi'nin 'Seni görmek istemiyorum dediği Gökhan İnler, daha sonra Sergen Yalçın'ın sayesinde Beşiktaş'ın yolunu tutmuştu ve işte tam da o günlerde çok başarılı bir kariyerin kapısını aralıyordu. Futbolculuk kariyerinde 'kazanan' bir oyuncu olan Gökhan İnler, Udinese Sportif direktörü olarak şu anda kariyerinde yeni bir sayfa açtı ve başarılı bir şekilde ilerliyor. Tüm samimiyetiyle Gökhan İnler, Fanatik'ten Ethem Sündük'e çok özel açıklamalarda bulundu. Detaylara göz atalım...

'PERİ MASALI'NIN KAHRAMANLARINDAN...
Futbol kariyeri başarılarla dolu olan Avrupai bir karakter, Gökhan İnler... Premier Lig'de Leicester City ile İngiltere'nin en büyüğü olduklarında bir 'Peri Masalı'nın kahramanlarından birisiydi.
ÇOCUKLUK AŞKINDA ŞAMPİYONLUK...
Başakşehir'de ilk kez şampiyonluk gelirken yine kilit bir rol oynadı. Adana Demirspor'un 25 yıl sonra Süper Lig'e çıkmasına büyük fayda sağladı ve tabii ki çocukluk aşkı Beşiktaş'ta şampiyonluk yaşadı.
İsviçre'de Zürih'in 25 sene sonra kazandığı şampiyonlukta da imzası olan oyunculardan birisiydi. İtalya'da Napoli'de de kupalar kazanarak kendisini kanıtladı. Gökhan İnler, Fanatik'ten Ethem Sündük'ün sorularını yanıtladı:

Neler yapıyorsun öncelikle, iyi misin?
İyiyim çok şükür, bayağı yoğun çalışıyorum. Futbolcuyken kendini mental olarak daha fazla maça ve konsantre ediyorsun. Ancak, şimdi ki rolüm çok daha farklı. 24 saat hep aktif olmak lazım.

Futbolu bıraktıktan sonra nasıl bir geçiş dönemi oldu?
Benim hedefim her zaman futbol oynamaktı. 39 yaşından sonra 40'a kadar hedef koymuştum. 40'tan sonra Udinese beni çağırdı ve çok gururlandım. Başkanlarla hiç bağı koparmamıştım, çünkü 4 sene orda oynamıştım. Onlar beni isteyince de çok düşünmeden kararımı verdim ve yeni bir kariyer başladı benim için.

'BENİM İÇİN MÜTHİŞ OLACAK'
İtalya'da Udinese'deki sportif direktörlük kariyerin nasıl gidiyor?
Orada herkesi tanımıyorum. Baskı olarak çok başka bir yer. Herkesle irtibatta olmak lazım. Çok yoğun bir dönemdi benim için. Futboldan sonra eğitim almam gerekiyordu.
İtalya Federasyonu'ndan lisansıı 2 ay önce almıştım. Öğrenmek gerekiyor sonuç olarak, kolay bir şey değil. Çok şükür aldım. Bu sene de UEFA'da master yapıyorum ve o da çok önemli bir lisans. 1 sene içerisinde 2 lisansı almak benim için müthiş olacak.

İyi ve uzun bir futbolculuk dönemin oldu. Şu anda da sportif direktör olarak görev yapıyorsun. İkisini kıyaslarsan nasıl hissediyorsun kendini?
Her gün heyecanlıyım. Her gün değişim olabilir. Her gün bir oyuncu farklı kalkıp düşünebiliyor. 25-30 oyuncu, hocalar, başkan ve takımdaki herkesten sorumlusunuz. Köprü olmak zorundasınız. Çok yoğun bir iş. İyi bir ekiple ve organizasyonla iyi işler ortaya çıkar. 7-8 ay oldu. Keyif alıyorum.

Türkiye'deki sportif direktörlük kavramıyla İtalya'daki sportif direktörlüğü karşılaştırırsan neler söylersin?
Eğitim İtalya'da çok başka. Orada 4 ay boyunca haftada 3 gün kurslar var ve orada olmak zorundasın. Profesyoneller ve sportif direktörler geliyor eğitimler için.
Türkiye'de tam bilmiyorum bu yüzden bir şey diyemiyorum. İtalya'daki lisans çok önemli. İnşallah Türkiye'de de bu şekilde bir şeyler olur, çünkü sportif direktörlük pozisyonu çok önemli.

İlerleyen süreçte Türkiye'de çalışma gibi bir hedefin var mı?
Aynı futbolculuk gibi, her şey olabilir. Neden olmasın? Kulüp, ekip ve vizyon benim için çok önemli. Bunlar olursa neden olmasın?

'DAUM BENİ F.BAHÇE'YE İSTEDİ AMA...'
Türkiye'de ilk kez Fenerbahçe forması giyiyorsun. O dönemde teknik ekip kalmanı istiyorum ama Aziz Yıldırım senin gönderilmeni istiyor. Neler yaşandı o dönemde?
Arka planda olan şeyleri bilemeyiz ama Fenerbahçe'nin eski hocası Daum, beni hep istedi. Türkiye'den ayrıldıktan sonra da konuştuk ve beni hep istedi ama yönetimsel bir karardı. Bir şey diyemem. Benim için çok zordu.
Birden bire yolda gördüm kendimi. Hem de yalnız geldim Türkiye'ye. Çok büyük zorluklar yaşadım ama ben hiç pes etmedim. Bu durum beni güçlendirdi ve aslında orada kariyerim başladı. Mental olarak benim için baskı olmuştu. Bayağı gerilme olmuştu.

'HAGI, SENİ DE GÖRMEK İSTEMİYORUM DEDİ'
Galatasaray ve Beşiktaş döneminde neler yaşadın, Fenerbahçe'deki dönemine benzer bir durum mu oldu senin için?
Fenerbahçe'ye ben bir arkadaşımla beraber gittim. Orada ikimizi de almadılar. Daha sonra Galatasaray'a gittik ve çok önemli bir test maçımız vardı. O dönemde Galatasaray'ın hocası Hagi'ydi ve maçı izlemeye sadece bizim için gelmişti. O gün nasıl olduysa benim arkadaşım gelmedi. Ben, yine de kendimi en iyi şekilde profesyonelce maça hazırladım. Sahaya çıkar çıkmaz Hagi bana, 'Arkadaşın gittiyse, seni de görmek istemiyorum!' dedi.
Beni hiç izlemedi aslında Hagi. Oynayamadım bile. Daha sonra Sergen Yalçın'ın sayesinde Beşiktaş'ın altyapısına gidebildim. Beşiktaş'ta daha sonra A takımla idmanlara çıktım. Çıktım 1-2 hafta. Daha sonra benim eski kulübüm beni istedi ve geri gelmem gerektiğini söylediler. Anlaşma olmadı. 4-5 aylık bir süreç oldu benim için. Oynayamadım ve benim için çok zordu.

Çok net bir şekilde kazanan bir karaktersin. Zurih, Udinese, Napoli, Beşiktaş, Başakşehir ve Adana Demirspor'da kupalar kazandın. Nasıl bir oyun vizyonun vardı?
Hiç pes etmedim. Bir gün geldi ve ben, futbolcu olmak istiyorum. Başarılı olmak istiyorum dedim. Tabii ki Türkiye'deki günlerim beni çok güçlendirdi. İnişler ve çıkışlarla daha iyi bir şekilde baş etmeyi öğrendim. Bu mentalitemden dolayı Zürih'le 25 yıl sonra şampiyonluk kazandık. Bu tür şampiyonluklar gerçekten çok değerli.

'BABAM FANATİK FENERBAHÇELİYDİ'
Baban Fenerbahçeliymiş, ancak senin çocukluktan gelen bir Beşiktaş aşkın var. Senden dinlemek istiyorum bunu.
Babamı 2006 yılında kaybettik. O, fanatik bir Fenerbahçeliydi. Bize Fenerbahçe forması alıyordu. Ancak, benim renklerim hep siyah beyazdı. Siyah ve beyazı gördüğümde çok mutlu oluyordum.
Beşiktaş, benim çocukluk hayalimdi. İtalya ve İngiltere'den sonra Beşiktaş'a geldim ve müthiş bir duyguydu bu. O kupayı kaldırmak benim için inanılmazdı. Şampiyonluk kutlaması da gerçekten harikaydı. Denizde, taraftarlarla kutlamalarımız mükemmeldi.

Çocukluk aşkından bahsediyorsun sonuçta. Beşiktaş taraftarına bir mesajın olur mu?
Her zaman her yerde en büyük Beşiktaş...

'MONTELLA TAKIMA HER ŞEYİNİ VERİYOR'
A Milli Takım'ın performansını nasıl değerlendiriyorsun?
Eski hocam Montella orda. Ara sıra fikir alışverişi yapıyoruz. Gençler çok var bu ülkede ve çok yetenekliler. Hoca da her şeyini veriyor takıma. Bence Montella çok iyi işler yapıyor.

Hakan Çalhanoğlu ve Kenan Yıldız, İtalya'da forma giyiyor. Sen de yakından tanıyorsun ikisini de. Onların performansı hakkında ne söylersin?
Kenan Yıldız özelinde bakarsak, Juventus gibi bir kulüpte oynamak ve orada 10 numaralı formayı giymek çok büyük bir olay. Del Piero'dan sonra 10 numarayı giymek müthiş bir şey. Çok çalışması gerek. Hayatını vermesi lazım ki o bunu yapıyor. Kenan'ı çok beğeniyorum.
Hakan Çalhanoğlu ise tam bir lider. Herkes onu çok seviyor. İkisi de çok iyi oyuncu, süperler.

'ARDA GÜLER'İ ÇOK SEVİYOR'
Arda Güler yorumu da almak isterim senden...
Real Madrid bu işin zirvesi. Dünyanın en büyük kulübü. Hiç pes etmeden devam etmesi gerekiyor. Zaten süper bir hocası var Ancelotti, onu da tanırım. Arda Güler'i de çok seviyor. Her gün çalışsın. İnşallah ilerleyen maçlarda daha fazla şans bulur.

'GERÇEKTEN AĞLAMIŞTIM'
Futbola dair, gece kafanı yastığa koyduğunda unutamadığın seni üzen bir an var mı?
Evet var, bahsettiğim Türkiye hikayem... Yolda olduğum ve kimsemin olmadığı an. Hatta o zamanlar, ağladım... Ben duygulanırım ama ağlamam. O zamanlar gerçekten ağlamıştım.

'MERTENS, OSIMHEN'E YARDIM ETTİ'
Osimhen, Napoli'den Galatasaray'a geldi ve çok iyi bir performansı var. Sen onun hakkında ne düşünüyorsun?
Osimhen'i tanırım. Beraber oynamadık ama tanışıyoruz. Mertens'in çok iyi arkadaşı. Bu çok önemli. Mertens, benim çok iyi arkadaşım, onun nasıl bir oyuncu ve karakter olduğunu biliyorum. Mertens, Osimhen'e uyum sağlaması konusunda yardım etti.
İki sene önce, Adana Demirspor'dayken Napoli'ye karşı hazırlık maçı yapmıştık. Orada zaten görebiliyorsunuz. Osimhen, apayrı bir forvet. Müthiş bir golcü. Fiziği iyi, hızı var. Çok beğendiğim bir forvet. Galatasaray'da çok iyi işler yapıyor.

Sence kalır mı Galatasaray'da?
Osimhen'de her şey var. Farklı bir forvet. Osimhen, tam bir makine. Yazın neler olacak, hep birlikte göreceğiz.

'OSIMHEN'İ TRANSFER ETMENİN BİR YOLUNU BULURDUM'
Gökhan İnler, Galatasaray'ın sportif direktörü olsaydı. Osimhen'i transfer edebilir miydi?
Oyuncu olarak tabii ki isterim. Ancak, bonservis konusu var bir de. Her şartı zorlarım ben Osimhen için. Sponsorlarla olsun, taraftarlarla olsun... Bence, Osimhen'i transfer etmenin bir yolunu bulurdum.
Ama Napoli'nin başkanı da çok zor bir karakter ve tam bir iş insanı... Takıma bir şirket gözüyle bakıyor. İşler yürümediği anda futbolcuyu direkt satıyor.

'AVANTAJ GALATASARAY'DA!'
Süper Lig'de sence bu sezon hangi takım şampiyon olacak?
Çok zor sorular soruyorsun... En önemlisi hangi takımın daha hazır olduğu. Şu anda avantaj Galatasaray'da. Futbolda her şey oluyor ama bunu da söylemek lazım. Okan Buruk'u da tanıyorum ve hiç pes etmeden oyuncuları gazlayacak.

Adana Demirspor'u da sormadan olmaz...
Ben, 1. Lig'e gittiğimde herkes bunu sordu bana. Ben, çok istedim Adana'ya gitmeyi. Uzun süredir şampiyon olamıyordu. Yaklaşık 25 yıldır Süper Lig'de değildi.
Ben, çok iyi duygular yaşadım orada. İçimde bir ateş vardı ve bu kararı aldım. Başkan ve oyuncular, herkesle beraber şampiyonluk yaşadık. Müthiş hislerdi.

Süper Lig'den düşmesi garanti artık Adan Demirspor'un. Bu konuda ne söylersin?
Neler olduğunu tam anlamıyla bilemem ama ben çok üzülüyorum. İnşallah en kısa sürede toparlarlar çünkü o taraftar Süper Lig'i hak ediyor.

Sportif Direktörlük konusundaki hedeflerin nelerdir?
En önemlisi tecrübe kazanmak istiyorum. Udinese'de 7 ayda ligde kalmayı garantiledik. Bu da büyük başarı aslında. 30 senedir üst üste Serie A'da kalıyor. Benim için bir basamak bu. Hedeflerimiz devam ediyor. İnşallah, Udinese'yle Avrupa'ya katılma gibi bir hedefimiz de mevcut.
İtalya ligi çok zor lig. Bütçelere baktığımızda da büyük takımlara göre 3'te 1 bütçeyle mücadele ediyoruz. Büyük takımlar, yetenekli oyuncuları almadan hızlı bir şekilde onları almaya çalışıyoruz. Diğer takımlar kapmasınlar diye...

'OKAN BURUK HER GÜN ARKANIZDA DURUR'
Okan Buruk'la çok iyi bir ilişkin var. Beraber şampiyonluk da yaşadınız Başakşehir'de. Okan Buruk özelinde düşüncelerini de almak isterim.
Okan Buruk'la ara sıra görüşüyoruz. Okan Hoca, her gün arkanızda durur. Her gün gazlar ve motive eder. Her oyuncuyla konuşabiliyor. Yurt dışı tecrübesi de olduğu için bunu kolayca yapıyor.
Şampiyonluklar yaşadı ve bunlar onu çok güçlendirdi. Çok avantajlı bu sene de ama futbolda her şey olabilir. O, hiç pes etmez bunu da biliyorum. Oyuncuların evine bile gider. Bu başarıyı devam ettirmeyi ister. Çok saygılıydık birbirimize karşı. Çok iyi bir motivatör. Futbolu yaşıyor.

Okan Buruk'u sormuşken Jose Mourinho'yu sormamak olmaz. Jose Mourinho özelinde neler söylersin?
Mourinho farklı bir hoca. O da özel bir isim. Ben, Leicester'da oynarken tanışmıştık. Geçen sene de onla konuştuk. Romanya'da Hagi'nin özel bir maçı vardı. Ben de oradaydım ve Mourinho da bizim hocamızdı. Hocalığımı da yaptı. Orada da gayet netti. Bir şey söyleyince asla değiştirmez. Tabii ki medyada da hiç durmuyor. Ağzına ne geliyorsa direkt onu söylüyor. O da her gün çok çalışıyor bunu biliyorum. Sistemini kuruyor. Kazanmak istiyor. Karakteri ve statüsü var.

'BEN OLSAM MOURINHO'DAN FARKLI YAPARDIM'
Mourinho'nun Türkiye Süper Ligi hakkında bazı görüşleri de oluyor. Sen genel olarak onun bu söylemlerine katılıyor musun?
Dediğim gibi Mourinho hemen her şeyi söylüyor. Biraz da dengeli olması lazım. Sonuçta o da yeni bir ülkede hocalık yapıyor. Fazla da bir şey söyleyemem Mourinho böyle.
Hep, kazanmak isteyen bir hoca. Bazı dengeleri iyi kuramadığında ve öteki tarafa geçtiğinde onun için iyi olmuyor. Ben, bu anlamda Mourinho'dan farklı yapardım.

Dört büyükler özelinde Şampiyonlar Ligi'nde son 5 sezonda sadece 1 galibiyet alabilmişiz. Bunun üzerine 2 milyar euro gibi de bir para harcamışız. Sportif direktör gözüyle sen bunu nasıl değerlendirirsin?
Öncelikle oyunculara bakarım. Bütçeyi tararım. Ne kadar para harcandığına da bakmak lazım. Çok fazla para harcamak yerine genç yetenekli oyuncular getirip yatırım olarak da düşünebilirim.
Bu konuyla ilgili net bir şey diyemem, çünkü bir bakmak lazım. Sakatlık konusu da var futbolda. Oyuncular alınmadan önce o konunun da iyi bir şekilde araştırılması lazım. Transfer, aslında kulübün kalbidir. Bunu doğru yapmak lazım. Başlangıçta yanlış yapılırsa devamı da geliyor. Ben, bu konuda titizim ve farklı düşünüyorum.
Ben her şeyine bakıyorum. Kulüp organizasyonu da iyi olursa hatalar düşebilir. Bunları da çok önemsiyorum. İsim önemli tabii ki ama geçmişini de iyi bilmek lazım. Transferde bunlara bakmak lazım. Her zaman kolay değil. Bu net bir konu ama iyi bir ekiple ve organizasyonla iyi oyuncular alınabilir.