Fenerbahçe'de Başakşehir zaferi sonrası övgü yağdı! 'Buna sürklase etti denir! İsmail Kartal artık tartışmaya kapalı'
29 Eylül 2023, Cuma 08:18
Güncelleme Tarihi:
Süper Lig 3. hafta erteleme maçında Fenerbahçe, Kadıköy'de Başakşehir'i konuk etti. Sarı-lacivertli ekip maçın ilk dakikasından 90 dakikasına kadar oyun hakim olduğu maçı 4-0'lık bir skorla kazandı. Fanatik yazarları da Fenerbahçe'nin 4 gollü Başakşehir galibiyetini köşe yazılarında değerlendirdi.
Fenerbahçe, Süper Lig 3. hafta erteleme maçında Başakşehir’i konuk etti. Sezona 5'te 5'le başlayan, toplamdan 12 maçlık galibiyet serisi yakalayan İsmail Kartal yönetimindeki Fenerbahçe, rakibine gol yağdırdı.
FENERBAHÇE'DE 3 EKSİK
Fenerbahçe'nin Başakşehir'i konuk ettiği karşılaşmada sarı-lacivertli ekipte sakatlıkları devam eden Cengiz Ünder ve Emre Mor'un yanı sıra 3 oyuncu daha kadroda yer almadı. Fenerbahçe'de Miha Zajc ve kaburgasında hafif bir sakatlık olan Bright Osayi-Samuel tedbir amaçlı Başakşehir maçının kadrosuna alınmadı. Miguel Crespo ise teknik direktör İsmail Kartal'ın tercihi doğrultusunda kendisine maç kadrosunda yer bulamadı.
KANARYA’DAN 4 GOLLÜ ZAFER
Başakşehir'i de mağlup ederek yoluna kayıpsız devam etmek isteyen Sarı-Lacivertliler, statü gereği yeni transferlerden yararlanamayan ve 10 eksikle maça çıkan Çağdaş Atan'lı İstanbul ekibini 4-0 yendi.
SZYMANSKİ YİNE FARK YARATTI
Maça çok hızlı başlayan Kanarya; 5'te Alexander Djiku ile gol perdesini açtı, 10'da Leo Duarte ters vuruşla farkı ikiye çıkarttı ve 20'de Sebastian Szymanski ilk yarının 3-0'lık sonucunu belirledi. Başakşehir şoka uğrarken taraftarının da coşkusunu arkasına alan Fenerbahçe ikinci devrede de tempolu oynadı. 80'de Szymanski bir kez daha sahneye çıktı ve bu maçın son golü oldu, böylece Sarı-Lacivertliler 4-0 gibi net bir zafer kazandı.
13'TE 13 YAPTILAR
Fenerbahçe 13'de 13 yaparak serisine bir halka daha ekledi ve puanını da 18'e yükselterek ezeli rakibi Galatasaray'dan (16) zirveyi geri aldı. Başakşehir ise 3 puanda kaldı.
Fenerbahçe’nin erteleme maçında Başakşehir’i 4-0’lık skorla yendiği mücadeleyi Fanatik yazarları köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar…
BUNA 'SÜRKLASE ETTİ' DENİR - CEM DİZDAR
Sezon başından bu yana kazanarak gelen Fenerbahçe hakkında dün çıkan bazı yazılar, “İlk kez zorlu bir maça çıkacaklar” mealindeydi. Bunun nedeni de Başakşehir kadrosundaki ‘’tanınmış futbolcular’’ olmalı. Öyle ya bu ülkede ‘’İyi futbol iyi futbolcuyla oynanır’’ türü maliyetli iddialar hüsnükabul görür. Oysa Başakşehir kısa süre önce teknik adam değiştirmek zorunda kalmıştı değil mi? Maç başladı ve Fenerbahçe çullanıp 20 dakikada maçı nihayete erdirdi. Öyle ki devre 3-0 tamamlandığında Başakşehir burnunu bile çıkaramamıştı kendi sahasından!.. Öyle ki Fenerbahçe takım savunması nedeniyle devre boyu isabetsiz tek şut atıp, korner dahi kullanmadan 0 (yazıyla sıfır) orta istatistiğine sahiptiler. İkinci devre, elde ettiği skora da bağlı olarak ‘’aktif dinlenme’’ye geçti Fenerbahçe. Oyun, ‘’minimum risk’’ düzeninde akıp gitti. Bir yandan fırsat kolluyordu Fenerbahçe diğer yandan ‘’kontrol oyunu’’ becerisini test ediyor görünümündeydi. Rakibinin maçın neredeyse hiçbir anında değil baskın, görünür olmasına dahi izin vermediler. O denli rahattılar ki, tüm oyuncuları baskıdan kurtararak attıkları dördüncü golü antrenmanda dahi atmak zor olmalı!
ATAN ABARTISI!
Karşı tarafta ise… Memleketimiz ölçüp, değerlendirme konusunda verilerden daha çok ‘’duygu’’ ve ‘’popülerlik’’ hattında ilerleme konusunda ısrarcıdır!.. Kayseri performansıyla Başakşehir’e transfer olan Çağdaş Atan’dan beklentinin büyük olduğu aşikar. Lakin o dönem Kayseri’nin transfer yapamayacak oluşunun bir antrenman üstünlüğü yarattığı gerçeğini ihmal ederek durumu anlamak zorlaşır. Dün akşam Başakşehir takımının kolektif oyun konusundaki çaresizliği ‘’Çağdaş Atan beklentisi’’nin fazlaca abartıldığını düşündürdü bana.
5 SANİYE KURALI - SERKAN AKCAN
Fenerbahçe öyle bir maç başlangıcı yaptı ki, Kadıköy’ü Başakşehir için yangın yerine çevirdi. İsmail Kartal ve futbolcuları ilk 20 dakikada Çağdaş Atan’ın oyuncularına adeta 5 saniye kuralı getirmiş gibiydi. Yüksek şiddetli bir ön alan baskısıyla Başakşehir’in 5 saniyenin üzerinde topa sahip olmasına müsaade etmediler. Topu yiyecek kadar istekliydiler ve baskının şiddeti Başakşehir için baş döndürücüydü. Kornerdeki duran top organizasyonu sonunda Djiku’nun attığı harika golün ardından Fenerbahçe baskının dozunu daha da artırdı. Duarte’nin alanlarını kapatıp sol stoper Cemali’nin top çıkarmasını sağladıktan sonra baskıyla kazanılan toplar Fenerbahçe’ye bol pozisyon olarak döndü. İrfan Can’daki gelişim dün gece de devam ediyordu. Sağ çizgiden içeri doğru kat etmek zaten İrfan Can’ın imza yeteneklerinden biri. Başakşehir’in sol koridorundaki Lima ve Cemali’ye karşı defalarca denedi ve Tadiç’i arka direkte topla buluşturduğunda tüm takım gol diye sevinmeye koşmuştu bile.
SZYMANSKİ IŞILDIYOR
Szymanski, Fenerbahçe’nin en büyük yatırımlarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Dinamik, yetenekli, şutlar, baskıyı dozunda yapıyor ve kazandıklarını yüksek oranda tabelaya yansıtıyor. Fenerbahçe’nin birebir baskıları Başakşehir için peş peşe top kayıplarıyla sonuçlanırken Szymanski’nin kazandığı top sonrası ceza sahası dışından attığı gol jeneriklikti. Başakşehir iyi bir kadroya sahip olsa da bu sezon girdikleri türbülanstan bir türlü çıkamıyorlar. Çağdaş Atan’ın gelişi belki ilerleyen haftalarda ve daha alttaki takımlara karşı bir pratik kazanmayı sağlayabilir. Ama Galatasaray’ın ardından dün gece de Fenerbahçe’ye karşı oyunun büyük bölümündeki çaresizlikleri şaşırtıcıydı. İlk yarıda Başakşehir’in gol beklentisi 0.01 idi. Bu rakam şaka değil. Yani Başakşehir, kurulduğu günden beri bu kadar kötü bir ilk yarı oynamış mıdır hatırlamıyorum ama böylesine iyi bir kadronun sadece 0.01 gol beklentisiyle 45 dakika geçirmesi inanılmazdı.
ARTIK TARTIŞMAYA KAPALI - SERKAN AKCAN
Süper Lig’in tartışmasız en tempolu, coşkulu, istekli, özgüvenli ve camiasıyla bütünleşmiş takımı Fenerbahçe işte bu özelliklerini ispatlarcasına maça fırtına gibi girdi. Jeneriklik Djiku golü, hücum organizasyonu dersi gibi Duarte’nin kendi kalesine attığı gol ve Szymanski’nin enfes vuruşu ile bulduğu 3. gol geldiğinde, henüz skorbord 20. dakikayı gösteriyordu. Başakşehir’in Çağdaş Atan değişiklikleri erken gelmesine rağmen ne Becao’nun agresifliği, ne İrfan Can-Tadic-Djeko-Szymanski kalitesi, ne de Ferdi-İsmail Yüksek enerjisi ile mücadele edecek hali olmadığı, daha ilk yarıdan oyun olarak da tabelada da belli olmuştu.
MAÇIN YILDIZIYDI
2. yarıya skora rağmen yine Fenerbahçe, yüksek konsantrasyonla başladı. Tempo ilk yarıdaki kadar olmasa da Szymanski, Tadiç ve Djiku çok net fırsatları kaçırdılar. İsmail Kartal’ın Djiku, İrfan Can, Fred gibi oyuncuları erken alarak dinlendirmesi doğru bir karardı. Szymanski’nin topsuz oyundaki katkısı ve istekli oluşu ekstra bir takdiri hak etti. 80’de attığı gol ile hem maçın yıldızı olduğunu hem de skoru ilan etti. Bana göre oyun ve yakalanan ivmeye bakınca sezon başı eleştiriye açık gözüken İsmail Kartal seçimi artık tartışmaya kapalı. İsmail Kartal elindeki kadroyla harika iş çıkaran ve inanmış bir teknik direktör görüntüsüyle, takımı gibi çok formda diyebilirim.
DOĞRULARI FAZLAYDI HATALARI DA VARDI - DENİZ ÇOBAN
Maçta ev sahibi takım skoru erken yakaladı. Maç hiç sıkışmadı ve hakemleri zorlayacak pozisyon yaşanmadı. FIFA kokardını kaybettikten sonra 2024 yılı başında tekrar takmayı hedefleyen Zorbay Küçük, herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmadı. Maç bitimi akılda kalan, maçın gidişatını etkileyecek hata yapmadan maçı tamamladı. Doğruları fazlaydı ancak hataları da vardı.
Özellikle 71. dakikada Szymanski’nin Kenny’e faulünde çıkan sarı kart gereksizdi. Pozisyonda faul bile tartışmalıydı. 12’de Becao’nun rakip ceza sahasında topu elle oynadığı pozisyonu hakem doğru süzdü. Ama düdüğüne erken davrandı. Geciktirse ve VAR’a da fırsat verse, daha doğru olurdu.
LİDER EZEREK YENDİ... - MEHMET ALİ SABUNCU
Ligde 3. hafta erteleme maçında Fenerbahçe, Çağdaş Atan’lı Başakşehir’i Kadıköy’de ağırladı. Karşılaşma Zorbay Küçük’ün düdüğü ile başladı, işte 90 dakikanın önemli anları; 5’te Szymanski korneri kullandı, seken topu önünde bulan Djiku yarım vole ile golünü attı: 1-0. 10’da bu kez kale dibinde Tadic topu dokundu, golü Djeko’dan önce Duarte kendi kalesine attı: 2-0. 20’de Cemali’nin pasını kapan Szymanski falsolu vurdu, durum 3-0 oldu. 32’de Tadic dördü istedi, kaleci Volkan müsaade etmedi. Devre bu sonuçla bitti. 52’de Dzeko soldan bindirdi ama vuruşu dördüncü golü getirmedi. 80’de Batshuayi kafayla indirdi, Szymanski maçı bitirdi: 4-0.
VAH BAŞAKŞEHİR VAH...
Neydin ne oldun? Eskiden tüm takımların korkulu rüyasıydın. Resmen ezilerek yenildin! Bu nasıl kötü yabancılar, ayağını ceza alanında çime takan Serdar, topu ayağında tutamayan Pelkas ya forvet Piatek’e ne demeli... Evlere şenlik, yerlerde sürünen Deniz... Vah... Üzüldüm. Çağdaş Atan hocayı çok severim ve desteklerim ama bu takımla mesleğinde iyi bir adım daha atması zor gibi, vah Başakşehir...
STANDART ÜSTÜ - UMUT EKEN
Galatasaray-Kopenhag maçının ilk 30 dakikasını hatırlayalım. Neredeyse kopyası oynandı. Fark Fenerbahçe’nin atması oldu.. Bir diğer ayrıntı, Kopenhag’ın yarattığı fiziksel farktı. Başakşehir’de bunu göremedik. Ayrıca ısrarcı olmaya çalıştıkları pas oyununda iyice sıkışınca son çare ileri vurdular. Neredeyse hepsini Fenerbahçe topladı. Çağdaş Atan’ın 31’deki iki acil değişikliği de bu nedenle olmalı. Topları bu kadar kolay toplayabilmek, Fenerbahçe hücum hattını iyice iştahlandırdı.
Dzeko arkasındaki İrfancan, Szymanski, Tadiç için mükemmel bir skor sahası oluştu. Dengesi bozulmuş ve dizilişini kaybetmiş bir savunma! Bu üçlünün Türkiye standartları üstündeki yetenekleri, pozisyon sayısını da artırdı. Fenerbahçe, basit bir plana dahi ihtiyaç duymadan çok rahat kazandı. Başakşehir’in ilk yarıdaki 0.01’lik gol beklentisi (beIN SPORTS) çok şey anlatıyor elbette. Rakipten bağımsız Fenerbahçe’nin yapabildiklerine ve yaptıklarına bakmak lazım. Fenerbahçe’nin bu hücum hattını kalesine uzak tutamayan her takım acı deneyimler yaşamaya mahkum görünüyor.
RÜZGAR GİBİ - HAŞİM ŞAHİN
Fenerbahçe çok iyi başladı maça. Resmen ablukaya aldı Volkan Babacan'ın koruduğu kaleyi. Zaten aradığı golü de Dusan Tadiç'in indirdiği topu bekletmeden artistik şekilde ağlara gönderen Alexander Djiku'nun vuruşuyla da erken buldular. İkinci golü bulmakta da zorlanmadı sarı lacivertliler. İrfan Can Kahveci'den aldığı topu asiste dönüştürmek niyetiyle kale içine gönderen Dzeko'nun çabası ikinci golü de getirdi defansın kendi kalesine gönderdiği topla. Üçüncü gol ise tam Szymanski'nin kalite ve yeteneğini anlatan bir vuruşla geldi. Polonyalının topu alışı, kaleye bakışı ve şık vuruşu... Muhteşemdi tek kelimeyle.
Nacizane İsmail Kartal olsam, bir maç oynatıyorsam bir maç da dinlendirerek sahaya sürerdim Edin Dzeko ve Dusan Tadiç'i. 31'de girdiği pozisyonda 34 değil de 29 yaşında olsa rahatlıkla dördüncü golünü atardı Fenerbahçe'nin. Keza, 51'de 37 değil de 33 yaşında olsa Edin Dzeko girdiği o pozisyonu golle sonuçlandırırdı kesinlikle. E, kolay değil tabi. Çünkü, iddia edilenin aksine performansla yaş arasında yadsınamaz bir ilişki olduğuna inananlardandır bu satırların yazarı.
Yani, yukarda da dillendirdiğim gibi Fenerbahçe'nin ikinci yarıda tek gol bulmasının ana nedeni bidaz da İsmail Kartal'ın gereken zamanda oyuna müdahale edememesiydi her halde. Yaşı hayli ilerlemiş iki futbolcuyla bu kadar uzun süre oynamak takımın kaçınılmaz şekilde fizik gücünü aşağı çekiyor maalesef.
Bütün bunlara rağmen iki kişilik performansla oynayan futbolcusu vardı sahada Fenerbahçe'nin. Örneğin, Sebastien Szymanski. Oyunun hiç bir anında konsantre oynamayı ihmal etmedi. Her an olması gereken yerdeydi ve tercihlerini doğru yaptı Polonyalı yıldız futbolcu. Dolayısıyla keyif alarak oynadı, rüzgar gibi esti sarı lacivertliler ve farklı bir skorla anasının ak sütü gibi bir galibiyetle ayrıldılar dün akşam sahadan.